Inanın traducir inglés
2,876 traducción paralela
Fırtınanın geleceğini biliyordu.
He knew when the storm was coming.
Fırtınanın etkisinin yarın da sürmesi, akşam saatlerinde ise hızını kaybetmesi bekleniyor.
The storm is expected to last through tomorrow, tapering off by tomorrow night.
Bir fırtınanın ortasında Bir adaya ihtiyacımız var Sakin bir limana.
In the center of a storm we need an island, a tranquil harbor.
Fırtınanın geçmesini beklediler herhalde.
They must've been waiting for the storm to clear.
Kokudan anladığım kadarıyla söyleyebilirim ki kamyonunda esrar tüttürülmüş. Fırtınanın geçmesini beklerken.
From the smell, I'd say somebody was smoking weed in his van, waiting for the storm to pass.
- Bu fırtınanın canına okuyacak mıyız?
- We gonna do this storm?
Bu fırtınanın icabına bakacağım.
I'm gonna take care of that storm.
Tıpkı fırtınanın merkezi gibi.
- Like the eye of the storm.
Bir fırtınada en güvenli yer fırtınanın merkezidir.
In a hurricane, the center is said to be the safest.
Fırtınanın merkezi burası. Harika.
This is the eye of the storm.
Gençler, büyük bir fırtınanın yaklaştığını bilmiyorlardı.
But what the boys don't realise is that a massive storm is brewing.
İnsan bir fırtınanın geçtiğini düşünür ama ufukta bir diğeri vardır.
You think one storm's passed, and another one's on the horizon...
Fırtınanın palmiyeye dediği gibi :
As the hurricane said to the palm tree,
Bütün rehin dükkanlarına ve simsarlara çalınan malların listesini göndermeliyiz.
We should send a list of all the stolen items to every pawnshop and broker in the area.
Çalınan malların listesini verebilirseniz sigorta işlemlerine başlayabiliriz.
If I could get a list of the stolen items, we can get started on the insurance claim.
Hayır ve bütün rehin dükkanlarına çalınan malların listesini yolladık.
No, and we sent a list of the stolen items to every pawnshop in the country. No hits.
Çalınan iş eşyamı geri almaya geldim, anlarsınız ya?
I'm here to get back my stolen business item, you know?
Çalınan eşyalar için odasını arayabilirsiniz.
You may search her room for stolen goods.
Savcının evinde alınan parmak izlerinden bir kimlik saptanmış.
Got an I.D. On the print from the judge's house.
Birkaç düzine araç San Francisco'da çalınan araçların modelini tutuyor.
Couple dozen hits from cars matching makes and models stolen around San Francisco.
bu yüzden biz alınan banknotların normal miktarından bahsediyoruz.
So we are talking ten times the normal amount of bills taken, at least.
Evet, çalınan sistemleri bulmak için saha görevi gerekecek ayrıca şirketlere girmek, güvenlik açıklarını bulmak falan.
Yeah, I mean, we're still going to need field ops to recover stolen systems and breaching companies security to find their weak spots.
Mark'ın dairesinde Ferguson'ların kasasından çalınan diğer eşyalarla birlikte ele geçirildi.
Second one was recovered from Mark's apartment, along with the other property stolen from the Fergusons'safe.
Yalnızca hedef alınan dört İran nükleer tesisinin yıkıldığını ve beşinci tesisin hala yürürlükte olduğunu inkar edip ya da doğrulayabilirisiniz.
You can confirm or deny reports that only four of the targeted Iranian nuclear facilities were actually destroyed, and that the fifth is still operational.
Bu şarkı Bayan Britney Spears adı ile tanınan ufak bir pop şarkıcısının.
This one's by a little-known pop singer by the name of Miss Britney Spears.
Şu çalınan bilezik davasının ortası- -
I'm in the middle of this investigation for stolen- -
Çalınan tek şey nişanlısının 10 bin dolar değerindeki nişan yüzüğüymüş.
Only thing taken was his fiance's wedding ring, worth 10 grand.
Bu nedenle kendisi evlilikleri sırasında alınan tüm malların % 50'sini almakta hak sahibidir.
Therefore, she's entitled to a full 50 % of all assets accrued during the marriage.
Pekala, ben malların muhtemelen, yaşa dışı yollarla yağmur ormanlarından alınan ağaçlarla yapıldığını düşündüm.
Well, I thought, I thought that possibly that the furniture was made out of illegal rain forest wood.
Güney Amerika'ya yağmur ormanlardan çalınan ağaçları mı kaçırdıklarını düşünüyordun?
You thought they were smuggling rain forest wood into South America?
Kız, üç yaşını kutlar marketten alınan pastayla
" Girl turns 3 on a store-bought cake.
Evden alınan örneklerde kardiyak toksin var mı diye bakın.
See if you can find any cardioactive toxins in the home samples.
Bu Sean'ın DNA dizisi, bu da olay mahallindeki şüpheliden alınan.
This strand of DNA is from Sean, and this from our suspect at the crime scene.
Kız, üç yaşını kutlar marketten alınan pastayla. Söndürse de mumları sönmez nefreti asla.
"Girl turns 3 on a store-bought cake, extinguished the candles but not the hate"?
Kocamın tek bir emriyle senden alınan her şey geri verilebilir.
All that was taken from you can yet be restored, with but simple command from my husband.
Ve onunla bir hepsi bu hayattan çok erken, ortak bir düşman tarafından alınan diğer sayısız önemli Romalının.
And with him countless other Romans of note. All snatched from this life too soon, by common foe.
Ve adı çalınan kız böylece adını geri alabilir.
And the girl who's name was robbed may reclaim it.
Yine de senin gibi biri için para ile satın alınan bir şey...
Yet for one such as you... something purchased with coin...
SPK tarafından Princefield sunucularının adli incelemesini yürütmesi için işe alınan bir bilgisayar bilimleri profesörü.
He's a computer science professor who's been hired by the SEC to conduct the forensic examination of the Princefield servers.
Bosna Piramit yerleşimiyle ilgili farkına varmaya başladığımız şey sadece dünyanın en devasa piramit komplekslerinden biriyle uğraşmamız değil ayrıca en eskilerinden biri ama aynı zamanda oradan alınan bir sürü yeni malzeme aracılığıyla muhtemelen bize yeni bir yaklaşım getirecek yalnızca Bosna Piramitleri değil dünya çapındaki piramitler hakkında da.
What we're beginning to realize about the Bosnian pyramid site is not just that we are dealing with one of the most gigantic pyramid complexes in the world, also one of the oldest ones, but also one whereby the approach which is being taken there is probably going to tell us an awful lot of new material ; not just about the Bosnian pyramids as such, but about pyramids worldwide.
Çalınan altın kütlesi için orta halli bir adam.
He's a middle man for stolen gold bullion.
Nan Flanagan huzur içinde yatsın uyuz karının tekiydi. Bir seneden uzun zaman önce CNN'e çıkıp herkese Russell Edgington'ın gerçek ölümle yüzleştiğini söylemişti.
Nan Flanagan, may the cold bitch rest in peace, went on CNN and told the world Russell Edgington had met the true death more than a year ago.
Bon Temps'ın iyi yürekli halkı zar zor kazandıkları paralarından alınan vergileri internette porno izleyerek çarçur ettiğinizi öğrenince çok sevinecekler.
I'm sure the good people of Bon Temps will be real glad to know y'all are spending their hard-earned tax dollars surfing porno on the Internet!
Arkadaşınız Maya'ya dokunmadım bile, ve Alison'u da ben öldürmedim. Ve biliyor musun, o gece onun mezarından alınan bir şey bunu gerçekten kanıtlayacaktır.
I didn't touch your friend Maya, and I didn't kill Alison, and guess what, what was snatched from her grave that night would have actually proved it.
Organların hasarına ve yaralara bakarak ölüm sebebinin kafaya alınan darbe olduğunu söyleyebiliriz.
Judging from organ damage and bruises, the cause of death is a blow to the head.
Bu dosyanın iddiasına göre, Ben dünyaca tanınan Commander-X olarak bilinen bir hacker aktivistim.
This document alleges, that, I'm the notorious hacker activist, known to the world, as Commander-X.
Bakalım Ridley Scott'ın bir filminden alınan bu sahne tanıdık gelecek mi.
See if you recognize this clip from a Ridley Scott film.
- Son zamanlarda piyasaya salınan mahkumların takma isimlerinde eşleşme varsa gör.
See if any of those recently released prisoners have nicknames that match these.
Janell'in omuriliğinden alınan sıvıyı NMDA reseptör antikor testine göndermiştim ve sonuç pozitif geldi.
I sent off Janell's C.S.F. from her spinal tap for anti-n. M.D.A. receptor antibodies, and it just came back positive.
Kurşunun üzerindeki doku kafadan alınan bir yara olmadığını gösteriyor.
The tissue on the bullet says it wasn't a head shot.
Açıkça anlayayım diye geçen akşam eli tetikte kaşınan federal şerifi düelloya davet ettin ve bu sabah şehir dışında acil bir işin olduğunu mu hatırladın?
Just so we're clear, the other night, you throw down the gauntlet to a trigger-happy US Marshal, and this morning, you remember you have pressing business out of town?
inanın 122
inanın bana 383
inanılmaz 1325
inanıyorum 283
inanırım 48
inanılmazsın 87
inanılmazdı 150
inanılmazdın 22
inanılmaz bir şey 125
inanıyorum ki 68
inanın bana 383
inanılmaz 1325
inanıyorum 283
inanırım 48
inanılmazsın 87
inanılmazdı 150
inanılmazdın 22
inanılmaz bir şey 125
inanıyorum ki 68