Şansımız varsa traducir inglés
381 traducción paralela
Şansımız varsa Mutia bayırına varırız.
With luck, to the foot of the Mutia Escarpment.
Şansımız varsa son yarıştan önce buradan çıkarız.
With luck, we'll be out of here by the last race.
Bir şansımız varsa sürünü Abilene ulaştıracağız.
If there's any chance at all, we'll get your herd to Abilene.
- Şansımız varsa 2 saat.
- Two hours with luck.
Şansımız varsa bugün avımız iyi geçer.
Any kind of luck, we all ought to do pretty good.
- Şansımız varsa iyileşmez.
- Not if we're lucky.
Eğer şansımız varsa onu ördek gibi avlarız.
If we're lucky, we oughta have a sitting duck.
Şansımız varsa, yarın sabaha dönmüş oluruz.
With any luck, we should be back by tomorrow morning.
Eğer az da olsa bir şansımız varsa bu birlikte olmamıza bağlı.
Aside from all that. If we've got any chance it's going to be from working together.
Şansımız varsa, çekip giderler.
With any luck they'll ride off.
Şansımız varsa şafağa döneriz.
With luck we'll be back by sunrise.
Şansımız varsa, Komünist Parti'nin ana kuvvetleri harekete geçecek.
If we miss the chance, the main force of the Communist Party will start to transfer
Bir şansımız varsa, denemeliyiz.
If there's a chance, we've got to try.
Bir Lektor edinme şansımız varsa bunu araştırmalıyız.
If there's any chance of us getting a Lektor, we simply must look into it.
Şansımız varsa gizlenmiyorlardır.
Well, we're lucky they don't go underground.
Eğer şansımız varsa, suyumuz en fazla 10 gün yetecektir.
If we're real lucky, we just have enough water to last another 1 0.
Fakat hayatta kalmak için binde bir şansımız varsa.... çocuğun durumu da kötü. burada oturup ölmesini beklemekten iyidir.
but if there's just one chance in a thousand that he has got something... boy, I'd rather take it than just sit around here waiting to die.
Şansımız varsa kurtulursak, 2 ayın telafisini çıkaracağım
We'll be lucky if they don't take this off our two months.
Ne şansımız varsa kullanmalıyız.
We must take whatever chance we have.
Şansımız varsa ikinci bir İsveçli masöz olayı yaşayabiliriz.
Because if we're lucky, this may turn out to be our Swedish masseuse.
Evet, dinle, dostum, şansımız varsa akşam yemeğinde iki tek atarız.
Yeah, well, listen, buddy, with a little luck we'll all be bombed by suppertime.
Şansımız varsa, iki günümüz kaldı.
With luck we have about two days left.
Şansımız varsa Brady öfkesine hakim olur.
We're lucky that Brady keeps his temper.
- Şansımız varsa, 48 saat.
Forty-eight hours, maybe, with a bit of luck.
- Şansımız varsa.
- With luck.
Eğer şansımız varsa, bir daha o sandalyeleri görmek zorunda kalmayız.
And if luck is with us, we will never have to see those other chairs again.
Şansımız varsa iki gün içinde İzmir'deyiz ve sonra sıra İslam'ın yıldızında.
Riding for two days to reach Izmir? The star of Islam? - Fortune smiles the lovers and thieves.
Şansımız varsa, tabii.
We might be lucky.
Şansımız varsa tekrar tükenmeden önce tarayıcılarımız ikinci bir yakıt kaynağı saptayacaktır.
With any luck, our scanners will be able to locate a secondary fuel source before we run out of it again.
Ya hesaplarım yanlışsa, ya yirmide bir şansımız varsa, ya da otuzda bir.
And if my calculations are wrong? And there's only one chance in 20 or 30?
Partizanlara bir köprüyü havaya uçurmada yardım edeceğiz sonra da şansımız varsa eve döneriz.
We are going to help the Partisans blow up a bridge and then if we're very lucky, we can all go home.
Şansımız varsa, Ziyaretçiler atı bulmakla ilgilenmişler, motorsikletimi bırakmışlardır.
With luck, the Visitors were so interested in finding the horse... they left my bike alone.
Tek yapmamız gereken araba kiralamak, şansımız varsa : yarın öğleden önce oraya dönmüş oluruz.
All we gotta do is rent a car, and with a little luck we'll be back there before noon tomorrow.
Şansımız varsa, buketi ikimizden biri yakalar.
If we're lucky, maybe one of us will catch the bouquet.
Şansımız varsa, kabul edilmeyecekler.
With luck, they won't be admitted
Şansımız varsa.
Ifwe're lucky.
Şansımız varsa onu yarına kadar bulamazlar.
With any luck, they won't find him till tomorrow.
Eğer şansımız varsa 30 metre uçarlar.
They should fly about 100 feet if we're lucky.
Şayet bu konudan vazgeçmek için herhangi bir şansımız varsa...
Well, if there's any way of avoiding that part of it...
Ben tepeden başlayacağım, siz aşağıdan, şansımız varsa bu işten sağ salim çıkarız.
I'll start at the top, you get at the bottom, and if we're lucky we'll survive this.
Şansımız varsa, yakında bir elektromanyetik aralık olacaktır.
With any luck, there'll be an electromagnetic window opening up.
Şansımız varsa, helikopterde bir tazı yoktur.
We'll be lucky if he doesn't have a bloodhound on that helicopter.
Sizlerle işbirliği yapma şansımız pek olmuyor... Ama yapabileceğimiz bir şey varsa söyleyin yeter.
We don't often get a chance to cooperate with you people... but if there's anything we can do, just name it.
Kaçma şansımız çok az, tabii eğer varsa o da...
There is little, if any, likelihood of escaping.
- Şansımız varsa.
- If we're lucky.
Evet şansımız varsa bunu sadece yarın düşünebilirler.
Yes. Well. With luck.
Çünkü bir şansımız daha varsa onu da kaybetmeye çok yakınız.
'Cause any other chances we got damn near all run out.
Şimdi, elde olanla idare etmeye ve fedakarlığa hazırsanız... ve daha da ötesi inancınız varsa, söz veriyorum hayatta kalma şansımız yüksek.
Now, if you're prepared to make do and make sacrifices and furthermore are willing to swear by it, I promise you our chances of survival are fair.
- Bir yuvaları varsa, onları kurtarma şansımız var.
If there's a nest, there's a chance we can save them.
Tess, masa arkasında ne kadar şansım varsa yeni bir kız arkadaş bulmak konusunda da o kadar şansım var.
Tess, there's about as much chance of me gettin'behind a desk as there is of me
Size yine hizmet etme şansımızın olacağını umuyorum, eğer ilgileneceğimizi düşündüğünüz herhangi bir şeyiniz varsa...
You'll give us an opportunity to serve you again, I hope, if there's anything you think we might be interested in