Şaşırma traducir inglés
465 traducción paralela
Öyle olunca fazla şaşırma, sadece bana hafifçe dokun.
Don't get too flustered when that happens, but just touch me ever so slightly.
Birkaç dakika sonra alışılmadık bir hayvan görürsen sakın şaşırma.
Don't be astonished if you see a peculiar animal in a few moments.
- Hiç şaşırma.
- Don't be shocked.
Anne, sakın şaşırma.
Mom, don't get shocked.
O sahtekar Red yarın benim işimi alırsa şaşırma.
Don't be surprised if that con Red Kennedy ends up with my job tomorrow.
Şaşırma. " Şehrimizin ileri gelenlerinden Bay Benjamin Hubbard bu akşam Chicago'dan Bay Marshall'la şehrimize pamuk fabrikası kurulması konusunu görüşecek.
And no wonder. " Our leading citizen, Mr. Benjamin Hubbard... will confer this evening with Mr. William Marshall of Chicago... about the building of a cotton mill here.
Sana birkaç dakika içinde ufak bir sürprizim var, ama çok şaşırma.
By the way, I have a little surprise for you in a few minutes. - So don't be surprised.
Bu kadar şaşırma.
Don't be absurd.
- Şayet çıkmazsam sakın şaşırma.
Don't be surprised if I don't come on.
Öyle şaşırma, göle düşen ben değildim, sadece...
Don't look so surprised. That wasn't me that fell in the lake...
Bunu söylemek istemezdim ama eğer beni buralarda bir daha göremezsen, hiç şaşırma tamam mı?
You are not the sort of man I like to hurt. But if you don't see me around for a while, don't be surprised.
Olabilecekler karşısında hiç şaşırma.
Don't look surprised at anything that happens.
. O kadar da şaşırma.
- Don't look so shocked.
Sherry. Döndüğünde evde olmazsam şaşırma.
Don't you be surprised if I'm not here when you get home.
Arttırma her zamankinden biraz daha yüksek olsaydı şaşırmazdım.
Shouldn't wonder if the pool runs a bit higher than usual.
Şaşırma.
No wonder.
Bugün ondan bir şeyler duyarsan şaşırma.
You may hear from him before the day's over.
Bu kadar şaşırma.
Well, don't look so shocked.
Başka birini bulursa şaşırma sakın.
Listen, don't be too surprised if she finds another one.
Bu kadar şaşırma.
Don't be so surprised.
Sevmediğin şeyleri yaparsam şaşırma.
You mustn't be upset when I do things you don't like.
O kadar şaşırma.
Don't look so surprised.
"ve bir kadına bakıp yolunu şaşırma."
"and don't let yourself be seduced by the look of a female."
Çocukları alıp buradan gidersem hiç şaşırma.
Don't be a bit surprised if I take the children and leave for good.
- Yanlışlık yok, şaşırma.
Spare me the false surprise.
Seni bir daha göremezlerse şaşırma.
Don't be surprise if they never see you again. - I won't.
O kadar şaşırma.
You shouldn ´ t be so surprised.
O kadar şaşırma.
Don't look so cross.
Bu kadar şaşırma.
Don't look so wide-eyed.
Beraberinde sonsuz bir mutluluk getirdiyse, sakın şaşırma.
So don't be shocked, if an infinite happiness came along with it.
Gidebildiğin kadar dibe git ve hiçbir şeye şaşırma.
You go as low as you can, and nothing is shocking.
Lütfen şaşırma.
"Please don't be surprised."
O kadar da şaşırma.
Well, don't be so surprised.
Önümüzdeki hafta bu konuda bir şeyler duyarsan şaşırma.
I wouldn't be surprised if you heard something by next week.
Şaşırma. Her şey açık ve basit.
It's all quite clear and simple
- Buna çok da şaşırma.
- Don't look so flabbergasted about it.
Şaşırma.
Don't be surprised.
Bir gün sokakta beni, sana olan aşkımı haykırırken görürsen, sakın şaşırma.
Don't be surprised if you see me in the street someday... speaking out my love for you.
Sakın azma ve şaşırma
Don't get hot and flustered
Bu tip bir araştırma yapıyorsanız Howard'ın CIA'le çalıştığına şaşırmamanız gerekir.
If you're conducting that kind of investigation then it comes as no surprise that Howard was with the CIA.
- Harçlğından kesersem hiç şaşırma!
- No allowance for a month!
Haydi, öyle şaşırma ve masum görünme.
Come on, don't be so shocked and innocent.
Şaşırma öyle!
Don't be surprised...
Hiç şaşırma!
No surprise!
Şaşırma!
Don't be surprised
- Şaşırma. Kocanı ve arkadaşlarını yakından izlemeyi seviyorum.
I love watching your husband and his friends at close range.
Hiç şaşırma.
Don't let it fool you.
Adamı sıkıştırma şaşırdım.
I'm surprised you bothered with him.
Ancak, bir mühendis, bir patlayıcı uzmanı gemiye çıkıp bütün batırma düzeneklerini etkisiz hale getirirse kaptan batırmaya gittiğinde oldukça şaşırmış bir kaptan olacaktır.
But if an engineer, a demolitions expert... boards that ship and disarms all the scuttling charges... when the captain goes to scuttle... he's going to be a very surprised captain.
Hiç uyku uyuyamayan birinin uyandırma servisini araması... sizi şaşırttı mı Bay Dobbs?
Somebody who cannot sleep and ask for an alarm call, did that surprise you, Mr Dobbs?
Şaşırma.
His Holiness knows what he's doing.
şaşırmadım 144
şaşırdım 114
şaşırtıcı 184
şaşırt beni 22
şaşırdın mı 129
şaşırtıcı değil mi 16
şaşırdınız mı 32
şaşırmış görünüyorsun 21
şaşırdım 114
şaşırtıcı 184
şaşırt beni 22
şaşırdın mı 129
şaşırtıcı değil mi 16
şaşırdınız mı 32
şaşırmış görünüyorsun 21