Şirketten traducir inglés
1,089 traducción paralela
Hangi şirketten?
What's the label?
Ama şirketten bir biri var, gözü sürekli bende ve...
We got this character here from the company keeping an eye on me.
O gece, birkaç gün içinde şirketten ayrılıp orduya katılacağımı söylemedim mi?
Didn't I tell you that night... that in a few days... I would leave the company and go into the army?
Bu, Giles'in Londra'daki bir şirketten kiraladığı bungalov.
This is the cottage Giles leased from a company in London.
Bu şirketten en azından başkan yardımcısı olmamak için gerçekten ümitsiz bir vaka olmak gerek galiba.
Boy, it seems like you have to be a real loser not to be at least a vice president in that company, doesn't it?
Olur mu hiç. Bunlar şirketten.
Oh, well, they're on the house.
Şirketten.
On the house.
Siz- - siz şirketten geliyorsunuz.
You guys... you're from the company.
Eğer-eğer şirketten çalan o değilse.
Unless he's the one whose been stealing from the company.
Richard Parker ve ben bu parayı cinsiyet değişikliği ameliyatım için şirketten çaldık.
"Richard Parker and I stole this money from the company... -" to pay for my sex change operation. "
Ben bir şirket avukatıydım. Ama senin gibi psikopatları savunabilmek için şirketten istifa ettim.
I was a corporate lawyer... but I quit so I could defend psychopaths like you.
İçkiler şirketten.
Drinks on the house.
Billy, Billy. İçkiler şirketten.
The drinks are on the house.
Hilary biralar şirketten.
Hilary, beer's on the house.
Yorumlarını almak TSC'nin başkanı Alan Neyman'a ulaşılamadı. Görünüşe göre şirketten tamamen ayrılıyor gibi.
Alan Neyman, president of TSC, was unavailable for comment... and he seems increasingly isolated.
Ve şirketten birisi.
And someone from that firm.
Bu mektup ev sahibinin altınlarını almak isteyen şirketten geliyor.
This is from the company that wants to buy the coins the landlord collected.
- Bir şirketten mi arıyorsunuz?
- Are you with a company?
Şirketten iş arkadaşın sanmıştım.
I thought he was with your firm.
Ayrıca Ebedi Gençlik adında bir şirketten bir kaset gelmiş.
You also received a tape from some enterprise called Eternal Youth.
O şirketten daha iyisine layıksın.
You're better than that company.
Bu şirketten, biliyorsun evlat.
It's on the house, kiddo, you know that.
Ticari bir şirketten bir takım almıştım.
I took a team out in a commercial jet.
Evet, merak ediyorduk da, neden LDF'nin başarısından sonra kocanız terfi ettirilirken Dr. Beekman şirketten ayrılmayı tercih etti.
Mm-hmm. Yes, we were wondering why, a-after the success of LDF... that your husband was given a promotion... but Dr. Beekman chose to leave the company?
Çikolatalı pasta, şirketten.
Chocolate cream pie, compliments of the house.
Onlar şirketten. Yani Yakuza.
So's the Yakuza.
Bütün birikimleri paravan bir şirketten kaynaklı.
Anything but. Has all the earmarks of a shell corporation.
Büyük bir şirketten beş milyon dolar çaldım.
I hit a major corporation for five million.
Sakıncası yoksa, şirketten bahsetmek istemiyorum.
Look, if it's all right with you, I don't want any company right now, so...
Marduk Enstitüsü 108 birleşmiş şirketten oluşuyor 106 sı taklit kuruluşlar.
The Marduk Institute has 108 affiliated companies. 106 of them are dummy corporations.
Tüm bir mevsimlik malı bir şirketten sipariş vermişti. Ve son teslim tarihine kadar siparişler gelmedi.
Well, see, he ordered this whole spring range from a firm... and they didn't deliver by the deadline.
- Hayır Belediyeden gelmiyorum. - Şirketten.
- No, I'm not from the council.
Şirketten birileri miydi?
Was it one of the firm?
Nefret ettiğiniz şirketten haraç almak için bir yol!
A way to extort money from the company you hated!
Şirketten ikram.
Compliments of the house.
Şirketten ayrıldı ve çekip gitti.
He quit the company and went away.
Belki de bu şirketten ayrılmalıyım.
Maybe I should leave this firm.
Bu şirketten.
- This one's on the house.
Şirketten, J.J.'in ikramı.
On the house. Compliments of JJ.
- Şirketten biriyle çıkar mıydın?
Would you ever go out With anyone who worked in the company?
Şirketten ayrılmıştım, ne yapacağımı bilmiyordum. Telesekreterime bir mesaj bıraktı.
I left the firm, didn't know what I was going to do and I get this message on my machine.
Wendy'nin şirketten ayrılıp,
Remember the day Wendy left the company...
İçkiler şirketten.
Have a drink on the company.
Bu şirketten nefret ettiğimi düşünüyordum ; sonra da etmediğimi. Ama şimdi ettiğimi biliyorum.
I thought I hated this firm and then I didn't, but now I do.
- Bu şirketten nefret ediyorum.
- I hate this firm.
Hâlâ bu şirketten nefret ediyorum.
I still hate this firm. Come on.
Köşeyi dönünce harika Tayland yemeği yapan bir yer var. Patronun oğlu, hemen hemen her siparişin yanında, şirketten bir mee krob yolluyor.
Listen, I know a great Thai place around the corner where the owner's son always sends over a complimentary mee krob.
Memphis'teki sirketten aldigim mektubu hatirliyor musun?
You remember the letter I got from that firm in Memphis?
Evet, sirketten referansi olan bir avukatim.
Yeah, I'm a lawyer with references from the firm.
Şirketten hiç kimse seni Bridget Gregory olarak bilmeyecek.
No-one else in the company will know you as Bridget Gregory.
Bunlar şirketten.
Jimmy.