English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → español / [ 1 ] / 130

130 traducir español

1,185 traducción paralela
O derinlikteki sıcaklık değerleri, 130º'nin üzerindedir.
A estas profundidades, la temperatura supera los 55º.
Birkaç sene önce düşen Hava Kuvvetlerinin C-130'unu hatırlıyor musunuz acaba?
¿ Se acuerdan del C-1 30 que se estrelló misteriosamente hace unos años?
4 gündür eksi 130 derecedeler.
Han estado a 130 bajo cero durante cuatro días.
Bazıları 120, 130, hatta 170 franka satılıyor.
Algunos cuestan 120, 130. Las recopilaciones llegan a 170.
Her grupta, o gruba ait olup olmadığını anlamak için küçük oyunlar oynanır New Jersey'deki kuzenimin çetesinde iki otomobilin birbirine 130 kilometreyle yaklaştığı bir oyun oynanıyordu.
Todo cuervo apuesta para comprobar si eres un cobarde. Mi primo en New Jersey juega a "chickie" con dos coches, uno hacia el otro, a 100 por hora.
250 metre.
Sondeo, 130 brazas.
Torpidolar 130 metrede ve yaklaşıyorlar. 70 derece. 74!
¡ Torpedos a 135 metros... y acercándose rápidamente, señor!
- biz şehirde değilizki - bak zaten iki tavuğa mal oldu bot için far ve boya alınacak ne kadar eder, 130 dolar?
- Ya lo estamos. No vivimos en la ciudad. - Ya te faltan dos gallinas un faro y la pintura de la barca.
400 feet.
130 metros.
CD-ROM okuma hızları hala 130 ms dolayında. Bir sürü ekran titremesi var ve Intel'in yeni Pentium çipleri bu MX480'leri tamamen atıl hale getirecek.
La velocidad del CD-ROM todavía está en el rango de los 130 milisegundos, hay muchos parpadeos en la pantalla y los nuevos chip Pentium de Intel harán estos MX 480s obsoletos.
- Tanrım, kan basıncı 220 / 130.
- Tiene una tensión de 220 / 130.
Kan basıncı130 / 90, ama birkaç saat sonra kan basıncı düzeldi. 120 / 80 civarı oldu.
La presión inicial es de 13 / 9, pero durante 2 horas se ha sostenido muy bien.
Basınç 200 / 130!
Presión 20 / 13.
Düşüyor. 190 / 130.
- Bajando. 190 / 130.
Yanıt vermiyor, sığ solunum, 8. Nabız 130.
No responde, casi no respira Pulso : 13.
Az önce bir adam benim odamın anahtarlarını ona verdiğini söyledi.
Un tipo me ha dicho que le ha dado la llave de mi habitación, la 130.
Oda 130. - Kimsin sen?
- ¿ Quién es usted?
130!
¡ 130! ¡ Deme mi arma!
Ona bu adı kendi verdi ve yarış numarası olan 130... üzerine boyandı.
Lo bautizo el mismo y tenia su número de competencia, el 130... pintado en él.
130 nerede?
¿ Y dónde está el transporte?
130.
130.
- Ona bir ders ver. Haydi. 130,000 dolar. 130...
Primera advertencia, 130 mil dólares.
Yüz kırk üç bin yeterli... 130 metre kare için kira 43 mark eder Personel de sekiz kişi yeterli.
143.000 para ser exactos - Si el alquiler esta a 43 marcos por m y tenemos 130 m, y contando 8 personas.
Sadece 130 kiloluk koca bir adamdı hayatım.
Cariño, era un costal de mierda de 1 50 kilos.
Ve 130 kilo değildi.
No pesaba 1 50 kilos.
Balinamız 130 kilodan 50 kiloya mı düşmüş demek, hem de üç günde.
¿ Una gata fue de 140 kilos a 55 kilos, en 3 dias?
Kilometre göstergesinde bir hata olduğunu biliyordum çünkü saatte 130'la giderken yanımdan bir ördek geçti.
El caso es que me di cuenta de que algo andaba mal en el cuenta kilómetros cuando marcaba más de 120 por hora y aquel pato me adelantó.
Kan basıncı 1 30 / 90.
Tensión : 130 / 90.
- Çok yediğini sanıyor. 140 kilo olmalı.
Cree que ha comido mucho. Debe de pesar 130 kilos.
Nabız zayıf, 1 30.
Pulso débil a 130.
- Kan basıncı artıyor, 180 / 130.
- Le sube la tensión, 180 / 130.
- 130 / 100.
- 130 / 100.
Kan basıncı 1 30 / 80.
Tensión : 130 / 80.
- Kan basıncı sabit, 1 30 / 80.
- Tensión estabilizada : 130 / 80.
Kan basıncı 1 30 / 95.
Tensión : 130 / 95.
- Kalp atışı 130'a çıktı.
- El pulso ha subido a 130.
- Kan basıncı düşüyor. 1 90 / 1 30.
- Le baja la tensión : 190 / 130.
Kulübesi 130 km. kuzeyde.
Cabin up north, 80 millas.
130. Yok mu arttıran?
$ 130.000.
Ve 130?
¿ 130?
130 size efendim.
- ¿ Me ofrece 130, señor? - 130.
130 dediler.
Me ofrece $ 130.000.
Şu anda 130'da.
La puja es $ 130.000.
- Nabız 130.
- Pulso 130.
130 kilo bal var. Şeker de var orada.
Hay 130 kg de miel.
Dieter'ın bir Amerikalı olduğunu anlamayıp korkudan onu intihar bombacısı bir Vietkonglu sanan helikopterin içindeki bir onbaşı, iskelete dönmüş Dieter'ın üzerine 130 kiloluk ağırlığı fırlatıp boğuşarak onu araca çıkardı.
No sabían si Dieter era americano. Temían una misión suicida del Viet Cong. Un suboficial se arrojó con sus 140 kg de peso.
Muhtemel gaz soluma hasarı. Tansiyon 1O'a 6.
Tensión es 100 / 60, y pulso 130
Adı Malcolm Black. 18 yaşında. Buraya 130 kilometre mesafedeki Elmvvood'ta oturuyor ve benden hoşlanıyor.
Su nombre es Malcolm Black, tiene dieciocho, vive en Elmwood lo cual está aproximadamente a ocho millas de aquí y le gusto.
130!
130.
- 80 mil sonra Küba sağında.
Cuba está a 130 km.
- 130,000. En önden bir alıcı.
130 mil dólares.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]