20 dolar traducir español
3,172 traducción paralela
Ne kadar, mesela 20 dolar mı?
¿ Qué son, veinte dólares?
Sana 20 dolar vereceğim. Hayır dedim!
te devuelvo tus 20 dolares dije que no!
Bunun için sana 20 dolar teklif ediyorum.
Iba a ofrecerte 20 dólares por él.
Sadece 20 dolar kaybettiğim zaman kızgın olurum.
Me enojo cuando pierdo $ 20.
Bana 20 dolar borç vererek başlayabilirsin aslında.
De hecho, puedes empezar ahora mismo conmigo, me darás veinte dólares por tirar tu basura.
Bardağına 20 dolar bıraktım.
Le eché veinte dólares en su vaso de calderilla.
Sana 20 dolar verirsem uyumama müsaade eder misin?
¿ Si te doy 20 dolares, me dejarás dormir?
O 20 doları almam gerekirdi.
Debí tomar los 20 dólares.
Neyse ki The Twin Cities Leader'dakiler hâlime acıdı. 20 dolarımı da aldılar tabii.
Gracias a Dios, los tipos del Twin Cities Leader sintieron lástima de mi situación, y recibieron mis 20 dólares.
Mahkemenin başında sonuna bunun, işlemlerin kaçıncı kademeye geldiğinin ve sırada ne olduğunu bilmelisiniz. - 20 dolar veririm.
¿ Puedes prestarme tu teléfono, por favor? ... que pueden estar al tanto a lo largo del juicio de en qué etapa de los procedimientos estamos. - Te pagaré $ 20.
Yıkama yerinden geçersem 20 dolar vereceğini söyledin.
Dijiste que 20 pavos por lavar el coche.
Hadi bakalım 20 dolar.
Está bien, 20 pavos.
- Araba yıkama yerinden geçemezsin diye Wilke ile 20 dolarına iddiaya girdi.
- Le apostó 20 pavos a Wilke a que no se metería en el túnel de lavado.
20 dolar karın doyurmuyor be bacı.
No puedo escuchar mucho con $ 20.
Kısa bir süre önce, bir anlaşma yaptık bana 20 dolar verir, ben de arabasına göz kulak olurum.
Hace un tiempo, hicimos un acuerdo : él me daba 20, y yo vigilaba su coche.
Birader şu 20 doları al bakalım.
Ey, hermano, aquí hay 20 dólares.
İlan başına 10 ya da 20 dolar... -... alabileceğimizi düşünüyorum.
Podemos venderlos en 10, quizá 20 dólares.
- 20 dolar.
- $ 20.
Ha 20 dolar, ha 1 milyon... Ne farkı var?
Veinte, un millón, ¿ cuál es la diferencia?
Uzun süredir giymediğin bir ceketi giyer de cebinde 20 dolar bulursun ya...
Cuando te pruebas una chaqueta que no te has puesto en un tiempo, y metes la mano en el bolsillo y te encuentras 20 dólares.
O herif o sabah benim fotoğrafımı çekmişti bana fotoğraf haklarım için 20 dolar verdi ama onu ölü bulduğumda cüzdanı yerde duruyordu, boştu.
El tipo que me sacó la foto tenía- - Me dio 20 dólares por mis derechos de imagen. Y cuando lo encontré, muerto, su billetera estaba en el piso, vacía.
20 dolar, kendin pişir. - Keyfine bak.
$ 20 ¡ Autoservicio!
Çünkü Fernando'ya 20 dolar verirsek onu şoklamamıza izin verecek.
Porque Fernando dice que si le doy 20, me dejará usar el Táser en sus pelotas.
- 20 dolar.
Veinte dólares.
Ha 20 dolar, ha 1 milyon...
Veinte dólares, un millón...
Bakmak 10 dolar, binmek 20 dolar.
Diez pavos por verlo, veinte por montarlo.
20 dolar için 5 kişiyi mi öldüreceksin?
¿ Realmente vas a matar a cinco personas por $ 20?
Diğer yandan, insanlar videolarını izleyebilmek için 20.000 dolar ödüyorsa asıl onların dorsal köklerine MR çekmek lazım.
Por otro lado, la gente que paga 20 mil por una de sus imágenes congeladas sí que necesita hacerse revisar los nexos dorsales.
Denise bana her şeyi anlattı. Nico'nun ortadan kaybolması için 20 bin dolar önerdiğini anlattı.
Mira, Denise me lo cuenta todo, dijo que Nico le ofreció veinte de los grandes por desaparecer.
Sana borcum olan 20 kâğıt ve 30 dolar da faizi.
Son los veinte pavos que te debía, más treinta dólares de interés.
20 milyon dolar banknotlar ve hamiline bonolar halinde hazır istediğiniz gibi.
Veinte millones de dólares en billetes usados y bonos al portador. Como pidió.
Tam donanımlısı 20 milyon dolar civarı.
Equipado por completo, alrededor de 20 millones.
Limitin 20 km / saat üstündeki hızlar için 15 puan ceza artı 60 dolar para cezası.
20 km / h por encima del límite, son 15 puntos más una multa de 60.000 wons.
20 km.'nin altında hız aşımı için ceza puanı yok, sadece 30 dolar para cezası var.
Debajo de eso, no se pierden puntos. Sólo una multa de 30.000 wons.
- Hoşgörüsüzlükle savaşmak için 20 milyon dolar Musevi Derneği Fonu'yla.
Con un fondo de $ 20 millones Liga judía para combatir la intolerancia.
20 milyon dolar.
- 20 millones de dólares.
Bu yeni bir iş için yılda 20 milyon dolar demek.
Son 20 millones al año en nuevos negocios.
Eşinizin ölümü sonrası malların yarısı Connor'a geçti değil mi Bayan Flint, yani 20 milyon dolar?
Connor heredó la mitad del patrimonio de su esposo, ¿ es eso cierto... Sra. Flint?
Demiri dahi vuramayacağına yirmi dolarına bahse girerim. - Nasıl ama?
Apuesto 20 pavos que ni siquiera le pegas al metal. ¿ Qué te parece?
Peki bu nasıl? Şimdi bana yirmi dolar ve kaykay veriyorsun ve bana istediğim her şeyi verdiğini mi söylüyorsun?
¿ Me darás 20 billetes y una tabla de skate y dirás que es todo lo que pedí?
20 doların var mı?
¿ Tienes veinte dólares?
O kazanların her biri 20,000 dolar değerinde.
Cada uno de esos recipientes vale veinte mil dólares.
20 bin dolar.
20 mil.
Onun yerine, 20 bin dolar kaybedeceğim.
En cambio, estoy por perder 20 mil dólares.
Beş dolar için, 20 için değil. Ama en azından var.
Bueno, es de cinco, no de veinte, pero al menos está aquí.
20 doları hemen bitirdiğini söyleme.
No me digas que ya te has fundido esos veinte.
Orada 20.000 var, kafa başı 5.000 dolar, kurbanların ailelerine.
Son veinte mil en efectivo, cinco mil para cada uno para las familias de cada víctima.
Danny, bu yerlerin bedeli 20 bin dolar.
Sí Danny, estas parcelas valen como 20 de los grandes.
- 25 dolar.
20 euros.
- 25 dolar mı?
¿ 20 euros?
Gücünüzün yettiği kadar ödeme yaparsanız en azından 25 dolar, bu prosedür gecikir.
Si usted paga lo que pueda, por lo menos 20 euros, el procedimiento se retrasa.