English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → español / [ 5 ] / 530

530 traducir español

63 traducción paralela
Saygıdeğer dinleyiciler yayını geri beslemeyle yakalayanlar 530. dalga boyunu dinleyen herkes.
Queridos oyentes con o sin licencia todo el mundo está escuchando en la longitud de onda 530.
Suyun altında 530 metre! Su önce koyu gri sonra yavaş yavaş siyaha dönüşür.
El agua cambia de azul a gris oscuro y luego a negro lentamente.
Yakıtım azalıyor. 530 litre kaldı.
COMBUSTIBLE Líder, sólo tengo 14O galones de combustible.
910.530 dolar. 910.535 dolar.
$ 910, 530. $ 910, 535.
Şu Peppino'ya taahhütlü bir mektup yollarız. 24 saat içinde ortaya çıkmazsa, Madde 530'dan davayı açarız.
A ese Peppino le mandaremos una carta certificada con acuse de recibo diciendo que si no se presenta en 24 horas, le denunciaremos según el artículo 530 :
Kızın zaten bozuk olduğunu söyle, yoksa başın belada.
Artículo 530. Demuestra que ya no era virgen.
Suçların kapsamı Madde 530'da listelenmiştir -
Para los delitos previstos en el Articulo 530...
Madde 530 diyor ki, reşit olmayanla cinsel ilişki halinde -
El artículo 530 dice que en caso de corrupción a una menor...
Bu yılki beklentimiz dört farklı sergi salonunda 530 araç yönünde.
Este año esperamos tener... 530 vehículos... en exposición en cuatro salas diferentes.
- Evet. 1500 dolar. Bu yaz 530 km. Çim biçtim.
Si, corté 530 kilómetros de césped este verano.
- Neden korkuyor? 530 00 : 44 : 29,320 - - 00 : 44 : 31,822 - Bilmiyorum.
¿ Miedo a qué?
530.
530.
Starla Kzug radyo 530'de personel.
Starla es empleada temporaria en la estación de radio KZUG 530.
Sylvia Walp'ın Evi 19 Şubat Cumartesi
CASA DE WALP, CALLE 110 OESTE, 530 SÁBADO 19 FEBRERO
530 kalori var. 530 çarpı 3, 1590 KK alıyor.
Contenido calórico 5-30. Al multiplicar 5-30 por tres es donde llega al 15-90 BC.
Ben her zaman... 530 Kelly Street'in bir adres olduğunu düşünmüştüm, ama bu sabah birden anladım.
Siempre pensé que "503 Kelly Street" era una dirección. Pero esta mañana, he caído.
Ve-Ve 530 onun ev numarası değildi.
Y 530 no es el número de la casa.
- Tüm param 425 avro.
- Sólo tengo 530 dólares.
- Olur, ama benim 425 avrom var.
- Perfecto, sólo tengo 530.
Bu sabah 5 : 30 civarlarında bir şey duydun veya gördün mü?
¿ Escuchó o vio algo hoy alrededor de las 530?
Bu bizim gezegenimiz, 530 milyon yıl öncesi.
Éste es nuestro planeta, Hace quinientos treinta millones de años.
Bu bizim gezegenimiz, 530 milyon yıl öncesi.
Este es nuestro planeta, hace 530 millones de años.
Afrika'nın Yıldızı I 530.2 karat ağırlığında.
La Primera Estrella de Africa. 530,2 quilates.
Her paketin ağırlığı aynıymış. 462 gram.
El paquete siempre pesaba lo mismo... 530 grs.
9000 dolar, 20 dolarlık banknotlarla 462 gram ağırlığındadır.
Esto son 9.000 dólares en billetes de 20. Pesan exactamente 530 grs.
-... seninki de herhalde 530 pounddur.
Y creo que el tuyo es... 530 libras ¿ Cómo?
Büyük Suze'la yatmak için 530 pound mu?
¿ 530 libras? ¿ Por acostarte con Big Suze?
530 karat, işlenmiş en büyük dördüncü elmas.
530 quilates, el cuarto diamante en tamaño del mundo.
Ve hâlâ bu kara kütlesinin üzerine dağılmış 530.000 nüfusumuz var.
Pero solo tienen una población de 530,000 regados por toda esa masa.
JAPONYA BİRLEŞİK DEVLETLERİ Geçici Başkent Zero-sama! Olamaz...!
530 ) } Estados Unidos de Japón Capital Provisional
Fırın-Yeşil 530'dayız. Anlaşıldı mı?
Habla Foxtrot Yankee 5-3-0, ¿ me copian?
3, 4 ve 5... Toplam, 530 lira.
Eso hace un total de ¡ 530 francos!
Bundan 530 milyon yıl önce oldu.
Sucedió hace unos 530 millones de años.
580,000.
530 y 560.
Dün bütün gün 15 tane ikinci el dükkanına gidip bu havalı takımlara 530 papel harcadık.
Ayer nos pasamos el día buscando en tiendas vintage y gastando 530 libras en los trajes
Vesta sadece 329 mil çapında.
Vesta sólo tiene 530 km de diámetro.
Elipsoit 530 kesenlik yayı doğu.
Elipsoide 5-3-0, segundos al este.
530 kilometre.
530 kilómetros.
71 ) \ cH3C4957 } Hatta { \ fsp-2 } 100 numaralı { \ fsp-2 } bir { \ fsp-2 } yerde en { \ fsp-2 } uygun { \ fsp-2 } yer olabil { \ fsp-2 } ir 71 ) \ cH3C4957 \ clip ( m 506 133 l 502 122 502 111 511 98 510 92 511 87 508 80 509 73 511 68 515 64 519 59 519 47 523 47 525 52 526 57 529 60 528 66 531 71 530 77 528 82 529 86 535 89 537 94 538 100 538 110 538 122 754 139 839 20 296 6 292 128 ) } Hatta { \ fsp-2 } 100 numaralı { \ fsp-2 } bir { \ fsp-2 } yerde en { \ fsp-2 } uygun { \ fsp-2 } yer olabil { \ fsp-2 } ir
71 ) \ cH3C4957 } Even { \ fsp-2 } the { \ fsp-2 } 100th { \ fsp-2 } number { \ fsp-2 } one is { \ fsp-2 } still { \ fsp-2 } number { \ fsp-2 } one 71 ) \ cH3C4957 \ clip ( m 506 133 I 502 122 502 111 511 98 510 92 511 87 508 80 509 73 511 68 515 64 519 59 519 47 523 47 525 52 526 57 529 60 528 66 531 71 530 77 528 82 529 86 535 89 537 94 538 100 538 110 538 122 754 139 839 20 296 6 292 128 ) } Even { \ fsp-2 } the { \ fsp-2 } 100th { \ fsp-2 } number { \ fsp-2 } one is { \ fsp-2 } still { \ fsp-2 } number { \ fsp-2 } one
71 ) \ cH3C4957 \ clip ( m 507 136 l 508 121 509 104 503 91 500 83 503 72 511 63 511 56 510 46 509 37 512 32 514 26 518 23 520 15 520 6 525 6 527 15 528 23 530 30 532 35 532 41 528 51 532 54 535 58 536 65 536 73 540 88 544 96 548 121 733 132 856 17 283 12 313 137 ) } Hatta { \ fsp-2 } 100 numaralı { \ fsp-2 } bir { \ fsp-2 } yerde en { \ fsp-2 } uygun { \ fsp-2 } yer olabil { \ fsp-2 } ir
71 ) \ cH3C4957 \ clip ( m 507 136 l 508 121 509 104 503 91 500 83 503 72 511 63 511 56 510 46 509 37 512 32 514 26 518 23 520 15 520 6 525 6 527 15 528 23 530 30 532 35 532 41 528 51 532 54 535 58 536 65 536 73 540 88 544 96 548 121 733 132 856 17 283 12 313 137 ) } Even { \ fsp-2 } the { \ fsp-2 } 100th { \ fsp-2 } number { \ fsp-2 } one is { \ fsp-2 } still { \ fsp-2 } number { \ fsp-2 } one
Bunun hallolması için kulübün agırlıgını kullandı ve masadaki kimsenin neler 304 00 : 22 : 40,530 - - 00 : 22 : 42,388 olduğuna dair bir fikri yoktu.
Utilizó la fuerza del club para hacerlo, y nadie en la mesa tenía ni idea de que eso estaba pasando.
Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 530'a 2. maddesi gereğince...
Visto el artículo 530 coma 2 del Código Penal...
Angela, 530'daki hastaya 4 saatte bir hemoglobin verilecek, Sistolik 90'ın altına düşerse haber ver.
Angela, en la 530 van a necesitar hemoglobina cada cuatro horas, y avísame si su sitólica cae por debajo de 90.
Kabul ediyorum, Nascar yarışlarının tek problemi 500 turun üzerinde olmaları yani bu noktada yapılabilecek tek bir şey var. 530 turun ardından kendimizi yarışın galibi sayarak işimizi bitirdik.
Ahora, debo admitir que el problema de las carreras de Nascar es que son mas de 500 vueltas durante el recorrido así que en este momento sólo hay una cosa que podemos hacer... trucaje y 530 vueltas más tarde, teníamos un ganador
Milyonlarca deniz çiftçisinin geçimini sağladığı, Dünya genelinde 530.000 hektardan fazla alanda deniz yosunu tarlası bulunmaktadır.
Trazamos pequeñas porciones del mar y transformamos estuarios en concesiones privadas. Más de 500.000 hectáreas del globo terrestre se dedican al cultivo de algas, dando trabajo a un millón de agricultores marinos.
Sadece ismini söylüyordum.
Yo solo la estaba llamando por su nombre. 0 : 01 : 51.470,0 : 01 : 53.530 Oh, es cierto.
Bir yılda 31.530.000 saniye var.
Hay 31.530.000 segundos en un año.
Aslında yaklaşık 530 milyon yıl geriye ta ki okyanusların "agnatha" adı verilen çenesiz balıklarla dolu olduğu zamana kadar.
De hecho, por allá de 530 millones años cuando los océanos estaban poblados de... peces sin mandíbula, denominados agnatos.
İhtiyacımız olup olmayacağını bilemeyiz.
Tus padres estan a 530 millas de aqui.
- 530 derece. - Vasily!
530 grados.
Bu zamanda yolculuktan ziyade zamanda sıçramaya benziyor.
530 ) \ fs40 } ( Similar al D-mail ) 7 ) \ fs40 } Yo del 11 de Agosto de 2010 DC irías tú mismo al pasado!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]