60s traducir español
91 traducción paralela
Bunlardan bazıları 60'lardan kalma. Hoş da sayılır ama.
Algunas de estas cosas son de los 60s.
Kardeşin ve tüm o hareket 60'lara 70'lere ait.
Tu hermana, todo el movimiento, pertenece a los últimos 60s y los 70s.
Üniversitenin bir anlam ifade ettiği 60'larda ben oradaydım.
Yo estuve ahi en los'60s cuando el universo significaba algo.
Bizim AR-60'lar hakkında bazı endişeleriniz olduğunu söyledi.
Me comentó que está preocupada por nuestros AR-60s.
Fakat benim daha çok sevdiğim altmışlar hemen hemen son on yılı dönmek isteyeceğim zamanlardı.
Pero así como me encantaron los 60s... es probablemente la última década a la que quisiera volver.
Bize 1960'ları anlatın.
Cuéntennos de los'60s.
Elbette 60'ları hatırlıyoruz.
Bueno, por supuesto que recordamos los'60s.
Bud, 60'lar da şahane harici... bir şey demezler miymiş?
Bud, ¿ no decían nada aparte de "groovy"... En los'60s?
60'lar sözlüğüme bir bakayım.
Déjame revisar en mi libro de vocabulario de los'60s.
Bay Isidore 60'ına geldiğinde dükkanının sahipliğini Mathilde'ye önerdi.
Cuando el Sr. Isidore se retiró en los'60s le ofreció el negocio a Mathilde.
Belki de Rolling 60s çetesindensindir.
No, probablemente son de los Vibrantes sesentas.
60'lı ve 70'li yıllarda, Ephemerol adında deneysel bir ilaç vardı bol sayıda hamile kadına reçete ile verildi.
En las décadas del 50s y'60s, hubo una droga experimental, Ephemerol. Que se le prescribió a un grupo de mujeres embarazadas.
Ben 60'lari yasadim tatlim. Günün tadini çikarin.
Yo viví en los 60s cariño.
Palyaçolarınız, partileriniz,.. ... altmışlardan, yirmilerden veya kendinizi havalı sandığınız zaman neyse ondan kalma banal anılarınız size kalabilir.
Ustedes pueden conservar sus payasos y sus fiestas y sus memorias poco convincentes de los'60s, o los'20s o cuando quiera crean que fue estupendo.
- Alışkınım. Ben 60larda yaşadım.
Estoy bien. vi esto en los'60s.
Altmışlı yıllarda uyuşturucu hakkında şarkı yapılamazdı. O yüzden şifre uydururlardı.
Saben, esta canción es de los 60s, cuando no se podía cantar sobre las drogas, entonces inventaban códigos.
60'larda bu tür adaletsizlikleri protesto ederdik.
En los 60s protestábamos contra injusticias así.
Ben işe başlamadan önce, 60'lı yılların sonunda.
- Antes que yo empezara, finales de los'60s.
60'ları gazlayan o hız yok artık.
No más de la rapidez que alimento los'60s.
60'ların Woodstock Gençliği'nin, megaloman ve kibirli olduklarını biliyor muydun?
¿ Sabes que la generación Woodstock de los 60s, Tan llenos de sí mismos
Bu 60'lardan kalmış olmalı.
Esta es de los 60s.
ona göre... 60'Iı yıllar da, Teknolojik gelişimin her sene ikiye katlanacağını söylemişti.
En los 60s, él dijo que el el progreso tecnológico industrial sería el doble cada año.
Eski bir iniş alanıdır. 60'lardan beri kullanılmıyor.
es una vieja pista de aterrizaje no ha sido usada desde los'60s.
1960'lardan Nelson isimli 43 adamımız var.
43 tipos llamados Nelson en el trabajo En los'60s.
Bunlar 1960'ların başında çekilmiş kimlik fotoğrafları.
Éstas son fotos del archivo policial De comienzos de los 60s.
Bunu 60 yaşlarında bir kadın bile yapıyor.
Incluso una mujer en su 60s lo hace.
Otuzunda, kırkında, ellisinde hep onlardan hoşlanırlar. Altmışında bile. Bu doğanın kanunu.
Sí, cuando ellos están ya en los treinta... y en lo 40s y en los 50s y en los 60s y en los 70s
Siyah emaye astar boyalı, General Motors, 60 model, klasik.
Esmalte negro rebajado, General Motors, de los 60s.
60'ların en iyileri ve 70'lerin en iyileri bu da...
Esto es lo mejor de los 60s. Y esto es lo mejor de los 70s.
Hava sıcaklığı en yüksek 15, en düşük 5 derece civarında. Gece haber bülteninde, yerel balıkçı Nick Castle gecenin sisinde kaybolan Seagrass adlı teknesinde, biri ağır yaralı ikisi ölü, üç kişi buldu.
Desde los 60s hasta los 40s, en las ultimas noticias, el pescador local Nick Castle descubrio tres muertos y un herido en su bote, el Seagrass, el cual se habia perdido ayer en la niebla,
Altmışlarda, Sophie Bremmer adında genç bir kızla kısa bir ilişkiniz olmuş. Hamile kalmış ve bir bebeği olmuş. O bebek benim ve siz de benim babam oluyorsunuz.
¿ En los años'60s, tuvo una breve relación con una joven, Sophie Bremmer ella quedó embarazada y tuvo un bebé, y ese bebé era yo lo cual lo convierte en mi padre.
Biliyorsun 60'Iı yıllardı.Gençtik.
Ya sabes, eran los 60s, amor libre, eramos jóvenes... ya sabes.
60'larda yaşadığını sanıyor.
Él cree que vive en los 60s.
60'ların aşk çocuğuydu.
Ella era un personaje de los'60s.
Raymond Franklin'i araştırdım, ortaya bir şey çıkmadı, en azından, 60'lı yılların ortasında, Maine'de böyle biri yaşamamış.
Hice una búsqueda sobre Raymond Franklin, y nada surgió, por lo menos ninguno que vivió en Maine a mediados de los'60s.
60'larda hostes olabilirsin.
podrías ser azafata en los 60s.
Bu 60'ların sonunda bitti ve L.A.'deki her şeyi bir çırpıda değiştirdi.
Eso acabó a finales de los'60s y todo cambió radicalmente de un día al otro en L.A.
Yapılış amacı uydu iletişimi araştırmalarıydı ama bunun yerine 60'ların ortalarında bilim tarihindeki en önemli keşiflerden birini yapmak için kullanıldı.
Fue originalmente construido para la investigación en comunicaciones satelitales pero en cambio, fue utilizado a mediados de los 60s para hacer uno de los descubrimientos más extraordinarios en la historia de la ciencia.
Yani muhtemelen adamın gerçek isminin Martin Luther King Günü olduğunu sanıyordur.
Que usaste una manguera sobre un hombre negro? Cariño, es- - pfft, un hombre negro. No es como, un hombre negro de los 60s
Lyndon Johnson, 60'lı yıllarda mükemmel toplumdan bahsettiğinde sanırım bir şeyleri iyice anlıyordu ve bu anladığı da Amerika'nın zengin ve güçlü olması için hepimize iş düştüğüydü.
Lyndon Johnson hablaba de la gran sociedad en los'60s y creo que él estaba exponiendo algo y eso era que Estados Unidos es tan rico y tan poderoso que tenemos que hacer algo responsable con él.
60'ların serbest ortamında Roy yaramazlık yapmıyor muydu yani?
Uh, ¿ el libertinaje de los'60s, y Roy no no lo hacía?
Ancak uzay programlarının başlamasıyla, 1960'lı yıllarda diğer gezegenlerin manyetik alanlarını gözlemleme imkanı bulduk.
Solo con el comienzo del programa espacial en los 60s hemos podido detectar el campo magnetico de otros planetas.
Psikedeliklerin çok yaygın olarak araştırıIdığı 1960'lara geri giderseniz, karşılaşacağınız tepkiler aslında güce karşı verilen tepkilerdir.
Y si uno regresa a los años 60s, cuando hubo una tremenda exploración de psicodélicos diría que el gran efecto que causó tuvo que ver con el miedo de las personas en el poder.
Kimyasallar daha hızlı öğrenmemize, farkındalığımızı artırmamıza ya da azaltmamıza sebep olurlar.
Los químicos nos pueden ayudar a aprender más rápidamente, los químicos nos ayudan a expandir o contraer nuestra conciencia. " La atmosfera en los años 60s era
1960'lara baktığımda kitlesel, kültürel olarak başlatıIan birşeyin başarısızlığını görüyorum.
Los años 60s pueden ser vistos como un intento fallido de un cambio cultural masivo de iniciación.
60'lı yıllarda bu bir siyasi mesele haline gelmişti.
En los 60s se convirtió en algo político.
Ben Burroughs'u görüyorum ve Warhol iki paralel figür gibi, 50'lilerın sonuna ve 60'lıların başında iki insan, düşündüklerini dile getirmek için ayağa kalktılar.
Yo veo a Burroughs y Warhol como dos figuras paralelas, dos personas que en los tardíos 50s y principios de los 60s, se pusieron de pie por lo que creían.
Bu komik, Punk Rock ona eğlenceli geliyordu, daha çok karşı-kültür gibi, 60'lıların müziği.
Es curioso, lo del punk rock era algo excitante para él, más que la contra-cultura, la música de los 60s.
Umarım atmışıma geldiğimde ben de bar kavgasında adam döverim.
Espero que me pongan en aprietos Por pelear en bares en mis 60s.
Altmışlı yılların ortasında San Francisco bir şeyin parçası olabilmek için çok özel bir zaman ve yerdi.
San Francisco a mitad de los'60s...
- Merhaba - 60'lar ha
- Hola. - Muy'60s.