Aaron traducir español
4,730 traducción paralela
Ayrıca karakoldan silahı da.
Y su rifle de la comisaría. Ya no lo necesitan. - Sir Aaron, me preguntaba si- -
Sör Aaron.
Sir Aaron.
Peki ya siz, siz nasılsınız, Sör Aaron?
¿ Y qué hay de usted, cómo se siente, sir Aaron?
Sör Aaron, sizinle konuşabilir miyim?
- Sir Aaron, ¿ puedo hablar con usted? ¿ Saben?
- Sör Aaron...
- Sir Aaron- -
İyi geceler Sör Aaron.
Buenas noches, sir Aaron.
İyi geceler Sör Aaron, Tanrı sizi kutsasın.
Buenas noches, sir Aaron.
Şoför dün akşam hiç haber vermeden Sör Aaron'un arabası ile gitti.
El chofer está desaparecido, se fue anoche en el auto de sir Aaron.
- Sör Aaron'ın yaptıklarından sonra!
¡ Después de todo lo que sir Aaron hizo por él!
Dün gidip Sör Aaron'ın gözünü korkuttum.
Ayer fui y le metí miedo a sir Aaron.
Endişelendiğim için Sör Aaron annemi gidip görmem için arabayı ödünç verdi.
Sir Aaron me prestó el auto para ir a verla, estaba preocupado.
Üzerinde adım yazıyordu ve eminim ki bırakan Sör Aaron'dı.
Tenía mi nombre escrito, pensé que era de parte de sir Aaron.
Peter, Sör Aaron'u pencereden attıysa önce neden kalorifer peteğine bağlasın?
Si Peter arrojó a sir Aaron por la ventana ¿ por qué lo ató al radiador antes?
- Sör Aaron'a işkence edilmemişti.
- Sir Aaron no fue torturado.
Peter, Sör Aaron kendini öldürmeye çalışırken içeri girdi...
Estaba intentando suicidarse cuando llegó Peter.
Sör Aaron, hayır, hayır!
¡ Sir Aaron, no, no!
Sör Aaron o parayı gerçekten Magnus için bıraktı, değil mi?
Sir Aaron sí le dejó el dinero a Magnus, ¿ verdad?
Peter, Sör Aaron notunda tam olarak ne yazmıştı?
Peter, ¿ qué decía exactamente la nota que dejó sir Aaron?
Biliyor muyuz Aaron?
¿ Lo sabemos, Aaron?
- Aaron'ın demeye çalıştığı -
- Creo que lo Aaron intenta...
Aaron denen çocuğu bulacağım.
Tengo que encontrar a ese tipo Aaron.
- Sonra da bu kapıdan çıkacağım. - Aaron...
Y luego a la puerta.
Aaron. Aaron?
Aaron. ¿ Aaron?
Bir yıl önce bugün, 16 yaşındaki Aaron Kasden, Michael ve Linda Bennett çiftinin bahçesinde ölü bulunmuştu.
Hoy hace un año, Aaron Kasden, de dieciséis años, fue encontrado muerto en el jardín de Michael y Linda Bennett.
Bir yıl önce, 16 yaşındaki Aaron Kasden de aynı sistem tarafından öldürülmüştü.
Hace un año, Aaron Kasden de 16 años fue asesinado por el mismo sistema de seguridad.
- Aaron'ın annesini getirdiğini duydum.
¿ He oído que vas a traer a la madre de Kasden?
Aaron'a olanlar için üzgünüm.
Lamento lo que le ocurrió a Aaron.
Ama Synturion'un avukatı, Peter Newsom, Aaron hakkında yalan söyledi.
Ese abogado de Synturion, Peter Newsom... mintió sobre Aaron.
Bayan Kasden, Bennett'leri her kim öldürdüyse Aaron'ın ölüm yıldönümünü onun adına intikam almak için kullandığını düşünüyoruz.
Señora Kasden, creemos que quien mató a los Bennett utilizó el aniversario de la muerte de Aaron para vengarse en su nombre.
Hayır, Aaron'ın arkadaşı yoktu.
No. Aaron no tenía amigos.
Aaron'ın bilgisayarı hala sizde mi?
¿ Tiene todavía el ordenador de Aaron?
Bu akşam Aaron Kasden'ın ölüm yıldönümüne dikkat çekmek ve Synturion gibi şirketlerin tehlikeli teknolojileri erkenden tüketicilere sunup, cinayetten sorumlu olmamarına ışık tutmak için şehrin elektrik şebekesini çökerttik.
Esta noche, hemos tomado posesión de la red energética de la ciudad para conmemorar el aniversario del asesinato de Aaron Kasden, y para sacar a la luz empresas como Synturion que están colocando tecnología peligrosa en manos de clientes sin experiencia, y escapar de asesinatos, literalmente.
Disrupt Aaron Kasden'in anısına şehir şebekesini çökertmem için beni kiraladı.
No he matado a nadie. DISRUPT me contrató para piratear la red de la ciudad para homenajear a Aaron Kasden ;
Aaron Kasden'in arşiv ya da sınıf fotoğrafı falan değil. İnternette bulabileceğin bir şey değil.
No es una foto de archivo de Aaron Kasden, no es una foto de la clase, no es algo que puedas sacar de la red.
Bu fotoğrafı gönderen her kimse, Aaron Kasden'ı tanıyormuş.
El que envió esta foto conocía a Aaron Kasden.
Bu cinayetleri kim işlediyse Aaron Kasden'ı bizzat tanıdığını düşünüyoruz.
Creemos que quien ha cometido estos asesinatos conocía personalmente a Aaron Kasden.
Aaron'ın annesi çok arkadaşı yok dedi, ama internette çok zaman geçiriyormuş.
La madre de Aaron dijo que no tenía muchos amigos, pero que pasaba mucho tiempo en internet.
Aaron için iyi bir şey yapıp, inandığın şeyler için çalışmak mı istiyorsun?
Mira, amigo, ¿ quieres hacer algo bueno en nombre de Aaron defender realmente en lo que crees?
Görünüşe göre Aaron'ın sanal bir kasada sakladığı dosyalar varmış.
- ¿ Qué has encontrado? Parece que Aaron tenía algunos archivos guardados en una caja fuerte virtual.
- Aaron Kasden'ın fotoğrafı var üstünde.
Es una foto de Aaron Kasden, y dice :
Aaron'ın bir arkadaşıymış.
Era una amiga de Aaron.
- Aaron konuşmalarının günlüğünü tutmuş.
Aaron mantenía un registro de sus conversaciones en la red.
- Sen Aaron hakkında ne bilirsin ki?
¿ Qué sabes sobre Aaron?
Artık Bennett'leri ve Peter Newsom'ı öldürmenin Aaron'ı geri getirmeyeceğini anlamışsındır.
Ya puedes ver que matar a los Bennett y a Peter Newsom no te va a devolver a Aaron.
Aaron öldüğü gece onu görmeye gidiyormuş.
Aaron acudía a verla la noche que le mataron.
Aaron'ın internet üzerinden tanıştığı insanlar tarafından yapılmış.
Es una muestra de todas las personas que se relacionaron con Aaron por la red.
Aaron Monroe yeniden gözaltına alınmış.
Aaron Monroe está otra vez en custodia.
- Aaron... bak.
Nada.
Amber, bu bir çıkış kapısı.
- Aaron... mira.
Hükümet frekansları dinliyor olmalı.
- Aaron.
Aaron Kasden'ın tableti.
La tablet de Aaron Kasden.