Absürd traducir español
100 traducción paralela
Ne absürd, değil mi?
¿ No es grotesco?
Absürd.
Es absurdo.
Absürd yazıyla dolu olmasındansa böylesi daha az absürd.
Menos absurdo que si estuviera lleno de escritos absurdos.
Bazen, içinde yaşadığımız absürd dünyadan özgür olmaktan memnuniyet duyuyorum.
Otras veces me felicito por vivir fuera del mundo absurdo en que viví.
Saçma, kaotik, biçimsiz, absürd..
Sin forma, sin sentido absurdo.
Absürd bir kutlama.
Es un recibimiento muy ridículo.
Bütün bunlar absürd, ama sana söz veriyorum...
Todo esto es una parodia. Te prometo...
Absürd ne demek bilmiyorum, ama ben de bir söz verdim.
No sé Io que significa parodia, pero yo también hice una promesa.
"Tam anlamıyla absürd bir iş adamı olacaksın."
Te has convertido en el perfecto empresario bruto.
Onu bu absürd arayisa atandan medet umabilir ancak :
Su único recurso es el mismo que le lanzó a esta búsqueda absurda :
Bu absürd! - Sence bu komik mi?
- Te hace gracia, ¿ eh?
Keşfettiğim şeyleri bilseydin öğrencilerimin absürd saydığı şeyleri.
Si sólo supieras las cosas que he descubierto. Cosas que mis colegas consideran absurdas.
Bu fırtınada golf oynama ki absürd, mazoşistçe ve tam bir delilik olarak tanımlanabilir ancak!
Esto es jugar al golf en una tormenta en plan de "absurdo e insensato". Vamos, hijo.
Bu absürd.
Es absurdo.
Oh, bu arada absürd miktarda havuç ve megadoz vitamin alıyor musun?
Por cierto... ¿ consume una cantidad ridícula de zanahorias y de vitaminas?
Kavram absürd.
El concepto es absurdo.
Elbette seni hatırlıyorum. Ne absürd bir soru.
- Claro que te recuerdo.
- Absürd.
- Absurdo.
Bu absürd!
¡ Eso es absurdo!
Sen kiminle oynadığını sanıyorsun? Absürd dünyadaki absürd bir adamla mı?
¿ Haces de hombre absurdo en un mundo absurdo?
Aeryn, ben bizi bu absürd irilikteki uzay canavarından çıkartmak için elimden gelen her şeyi yapıyorum
Aeryn, estoy... haciendo todo para que podamos salir de este absurdamente grande monstruo espacial.
- Bu çok absürd!
- ¡ Es absurdo.!
- Evet, tamamen absürd.
- Si, totalmente absurdo.
Bu suçlamalar o kadar saçma ve absürd ki..
La naturaleza de estas acusaciones es tan absurda.
Bu arada... - Ağabeyi o absürd şeylerle etrafta dolaşmaya başlayınca daha çok dayak yedi.
Por cierto, lo golpeaban mas por las piernas de su hermano.
Bu absürd tiyatroyu oynamak zorundayız. İleri ve geri, saf varoluştan acı çekmeye.
Una obra absurda en la que no paramos de pasar del puro ser al sufrimiento humano.
- Tutkunun absürd tiyatrosu.
- Absurdo teatro del deseo.
Bazı dostlarım onu absürd derecede komik bulur.
A algunos de mis amigos les hace mucha gracia.
Böyle konuştuğunda çok absürd geliyor.
Suena ridículo cuando hablas de esa forma.
Bir dakika okulun gurur abideleri absürd kayıp papağanları, keçileri arıyor... bir iki saat sonra da, kayıp bir genç kız cinayetini aydınlatmaya çalışıyor.
Un momento rastreando lo absurdo, como loros y cabras... símbolos del orgullo colegial que no tengo y una hora o dos después persiguiendo al aterrador asesino de una chica adolescente
Absürd bilgilendirme gibi.
No sabía que iban a hacer, como una pieza de "info-nimiento".
Artı, bu absürd ikonik romantizme sahip anne babaya sahip olmak hiç de kolay değil.
Además no es fácil, ya sabes, tener dos padres que tienen este absurdo romance icónico.
Bundan hiç hoşlanmadım ve iş için çok absürd.
Ni siquiera me gusta y es absurdo trabajar en él.
- Absürd Tiyatrosu.
- El teatro del absurdo.
Ve kitabım yayımlandığından beri elime çok sayıda... absürd mektup ulaştı, bu yüzden bu nota biraz daha özel bir ilgi gösterdim.
Desde su publicación, he recibido docenas de cartas absurdas. Por eso no le di importancia a ésta.
Bu neden bu kadar absürd?
Eso es absurdo.
"Absürd."
"Es absurdo."
"Absürd!"
¡ Es absurdo!
ve şimdi, absürd olduğu için teşekkür edecek
Pues bien, por ese absurdo,
Hakikat bir zamanlar inandığım gibi matematiksel değil. Bu absürd, karmaşık, gelişigüzel, düzensiz ve gerçekten nahoş.
La verdad no es matemática, como yo creía, es absurda, confusa, casual, desordenada y profundamente desagradable.
Darius hakkında absürd bir hikaye yaz.
- Escribe una absurda historia de Darius.
Absürd hayatımın hikayesi yolculuğu ilginç kılacaktır.
Esta historia de mi vida absurda convertirá este viaje en algo memorable.
Absürd olma.
No seas absurda.
Onun kötü İngiliz aksanıyla söylediği gibi bu çok'absürd'.
Mientras dice todo eso con su inglés macarrónico... Es realmente patético...
Bu Absürd tiyatro olarak adlandırılır.
Se le llama el Teatro del Absurdo.
Neden türü Absürd Tiyatro?
¿ Por qué lo llaman Teatro del Absurdo?
Böylece absürd kahin kuşağı dönemi başladı.
Así comenzó el período de las batas absurdamente proféticas.
Genç kızlar hakkında absürd hayallerim yok.
Mi fantasía no son las Lolitas.
Aksi taktirde, absürd kaçardı, değil mi?
DE lo contrario, parecería falso.
- Çok absürd bir hikaye duydum.
- ¡ Raymond!
Biraz absürd kaçmaz mı?
¿ No es un poco tonto?