Acilmiş traducir español
178 traducción paralela
Acilmiş, benimle gelin.
Es urgente. Venga conmigo.
- Çok acilmiş.
Dice que es muy urgente.
- Bir mesaj geldi. Amiral Blackwell derhal sizinle görüşmek istiyor. Acilmiş.
Acaban de comunicarnos que el Almirante Blackwell quiere verlo inmediatamente.
Acilmiş.
Dice que es urgente.
Acilmiş.
Era urgente.
Acilmiş.
Dice que es urgente
Çok acilmiş.
Dice que es urgente.
Zamanını ve enerjini neden boşa harcadın? Bay Stamper'ı New York'tan arıyorlar. Acilmiş.
Una conferencia de Nueva York para el Sr. Stamper.
Aramanızı istediler, acilmiş.
Quieren que les llame, dijeron que era urgente.
Acilmiş.
Es urgente.
Ne kadar acilmiş?
¿ Dijo que era muy urgente?
Acilmiş.
Urgente.
Hamburg'dan telsiz mesajı geldi. Acilmiş.
Mensaje de Hamburgo, señor, es urgente.
Adını söylemedi, ama dediğine göre acilmiş.
No lo dijo, pero dice que es urgente.
Affedersiniz sayın başkan, merkezden Bay Labrosse'a bir telefon var. Çok acilmiş.
- Disculpe, señor Alcalde, llaman del cuartel para el Sr. Labrosse, urgente.
Acilmiş. Derhal giyinin.
Vístanse rápido.
- Acilmiş.
- Dice que es urgente.
Rosaly Sullivan adında birisi aradı. Çok acilmiş.
Quiere que la veas urgente.
Acilmiş!
Dice que es urgente.
Acil bir çağrı aldı. Gerçekten acilmiş!
Tuvo una llamada de emergencia.
Acilmiş.
Es una emergencia.
Çok acilmiş.
- Dice que es una emergencia.
Çok acilmiş.
Es un tanto urgente.
Sanki acilmiş gibi, öyle değil mi?
Era urgente.
Acilmiş.
- Es urgente.
Acilmiş, gitmem gerekiyor.
- es urgente y tengo que ir.
Şube müdürü sizinle görüşmek istiyor, acilmiş.
- Luna 1. - Tengo al jefe en la línea, está furioso.
Acilmiş.
Son urgentes.
Acilmiş. - İzin verir misiniz Bay Anderson?
Con su permiso, Sr. Anderson.
Acilmiş.
Dicen que es urgente.
Çok acilmiş.
Dice que es bastante urgente.
Acilmiş.
EI tipo dice que es urgente.
- İnsanlarda durum acilmiş duygusu uyandırır.
Es una forma de darle a las cosas un sentido de urgencia. Genial. Lo intentaré.
Stone beni hastaneden aradı- - beni görmesi gerekiyormuş... acilmiş.
Stone me llamó al hospital... diciendo que necesitaba verme... que era urgente.
Holmes'da bir iş. Ray aralarını temizleme. - Biraz acilmiş.
Un trabajo en Holmes, canalizaciones, urgente.
Onu tanıdığını söylüyor. Konu çok acilmiş.
Dice que se conocen y que lo que tiene que decir es urgente.
Anlaşılan bu acilmiş
Aparentemente, esto es urgente.
- Acilmiş. Sorun değil.
Está bien.
Hey. Nell aradığını söyledi. Acilmiş.
Nell dijo que llamaste de urgencia.
Acilmiş.
Un momento.
Acilmiş efendim.
Es urgente, señor.
Pierre, Fransa'dan arıyorlar. Acilmiş.
Pierre, una llamada desde Francia, es urgente.
- Arayan eşiniz, acilmiş...
Es su esposa, y es urgente...
- Eşiniz arıyor, acilmiş...
Es su esposa, y dice que es urgente...
Acilmiş.
Parece urgente.
- Acilmiş!
- Es urgente.
- Toynagi açilmis.
- Un casco partido.
- Çok acilmiş.
- Sí, está bien.
Hakkinizda açilmis 20 dava mevcut.
Tiene unas veinte pendientes contra usted.
Dügününü kayda almis, durum acilmis.
Dice que es urgente.
Bütün yemek paketleri açilmis ve siniflandirilmisti.
"Todos los paquetes de comida son abiertos y clasificados"