Acıldı traducir español
7,870 traducción paralela
Bayıldım. Açıkçası işteki sıkıntılar falan derken böyle bir şeye çok ihtiyacım vardı.
Honestamente, con lo que está pasando en el trabajo, lo necesito ya mismo.
Gidişat iyi gerçi, iştahım açıldı.
Sin embargo, es bueno que tenga apetito.
Ve bir sonraki turnuvanın yıldızının ismini açıklamaya geldi. Hitler'in ülkesinden.
Y el próximo, es la estrella de este torneo viene diretamente del país de Hitler.
Kadının üç deliği de açıldı, adamın şişmiş pangolini tarafından keşfedilmeye hazırdı.
Se abrieron sus tres agujeros, listos para ser explorados - por su pangolín hinchado ".
Birileri hassas hissettiği zaman acılarının anlaşıldığını bilmek ister. Bu yüzden kötü hissetmek istemezler.
Cuando una persona se siente vulnerable, necesita que reconozcamos su dolor, no que la culpemos por sentirlo.
Başta epey utangaçtı ama sonra ay çiçeği gibi açıldı.
Primero sentía mucha timidez, pero después la superó con creces.
Pelerini titreyerek havalanıp açıldı ve gökyüzüne doğru sıçrayarak büyük kanatlı bir kuş gibi uçtu.
Su capa revoloteó a su alrededor y ella se lanzó al cielo y voló como un gran pájaro con alas.
1-Adam-12, ateş açıldığı bildirildi.
Uno-Adam-12, se reportaron disparos.
Ateş açıldı.
Disparos.
Biraz acı ama bayıldım buna, hele bide eriyorsa!
Es un poco picante pero me encanta, especialmente cuando todo Melty!
Gerçekten çok özel, eşsiz, düzgün biri, gözlerim tamamen açıldı, bunu söylemek ve tebrik etmek istedim ve anladığımı bilmeni istiyorum.
Creo que es una persona especial y única. Abrí los ojos y solo quiero que lo sepas... y felicitarte... y solo quería decirte que lo entiendo.
Aramız ne kadar açıldı bakayım dedim.
Sólo quería comprobar la gama.
Dan Rather, CBS'den ayrıldı ve Beyaz Saray'ı tatmin etmek için açığa alındığı iddiasıyla sözleşme ihlali davası açtı.
Mary Mapes fue despedida. Dan Rather dejó CBS y la demandó por incumplimiento de contrato, alegando que fue marginado para apaciguar a la Casa Blanca.
Açıldı onlar dostum.
Los mios también se encendieron.
Ordusunu kumanda ediyorsun, Westeros'a açıldınız tüm düşmanları yok ettiniz ve Demir Taht yolunda basamakları tek tek çıktı.
Comandas su ejército, navegan hacia Poniente, derrotan a todos sus enemigos y la observas subir esas escaleras y sentarse en el Trono de Hierro.
- Evet, Shosh... - Hayır, yani o gemi çoktan açıldı.
- No, quiero decir, que ese barco ya zarpó.
Evet, madem konusu açıldı...
Sobre eso...
Aslında kızlar Dr. Breeland'ın "içkiden uzak durun" konuşmasından sıkıldığı için ben de açık açık seksle ilgili konuşman için seni çağırdım.
En realidad, las chicas estaban cansadas el mismo viejo discurso de abstinencia de I Dr. Breeland en el sexo.
Aaron'a yüzlerce yanlış tedavi ile ilgili davalar açıldı.
Aaron golpeo con miles de las demandas por negligencia.
- Arapçada "Satıldı" demek. - Bu bir açık artırma.
Es una subasta.
Bana açıldığın için sağ ol.
Gracias por abrirte a mí.
Kördüm ancak gözlerim artık açıldı.
Estaba ciega, pero ahora mis ojos se han abierto.
Acil durum ışıkları açıldı.
Luces de emergencia activadas.
Tünel açıldığı zaman, yatırımınız artacak.
Una vez que el metro se abra, su inversión se elevará.
Ateş açıldı.
Ha habido disparos.
Tekrar ediyorum... ateş açıldı.
Repito... ha habido disparos.
- Ateş açıldı mı?
- ¿ Disparos?
Hoş bir değişim, bir madenin açıldığını görmek.
¡ Un cambio agradable ver abrir una mina!
Yani, bu çalışma Ay'ın şimdiye kadar karanlıkta kalmış alanlarına ışık tutuyor. Eğer cinsel ilişkiyi sorulara açık olmayan bir kutsal olarak görürsek unutmamalıyız ki benzer bir görüntü Galileo'nun doğum günündeki yıldızlarda da çekilmişti.
Este estudio arroja luz sobre un tema que, hasta ahora ha estado en el lado oscuro de la luna y si consideramos la unión sexual tan sacrosanta que no puede cuestionarse recordemos que algo similar pasó con las estrellas en la época de Galileo.
Laviticus açıldıktan sonra, Rhonda.
Luego de Laviticus, Rhonda.
Bence şansın açıldı.
Creo que estás de suerte.
Adam bize açıldığında ona söyledim ona hiçbir şeyin değişmeyeceğine söz verdim.
Cuando Adam salió del armario, le dije, le prometí que nada iba a cambiar.
Ona açıldığımda da Travesti Trainy oldum.
Me decía "Trainy Travesti".
Lavon'la ben Fancie's yeni açıldığı için çok meşgulüm.
No, Lavon y yo no... Estoy muy ocupada. Ahora que Francie's está en marcha y funcionando, y...
Açıldı.
Está abierta.
Eğer bu konu Palazzo'daki konumumla alakalıysa yolun önü açıldığında, işi adil bir şekilde kazandım. Kendi hünerlerimle.
Si esto es sobre mi puesto en el Palazzo una vez que el camino estuvo despejado, me gané el trabajo por mis méritos
Ama açılabilir ve içerideki kaynağımız sayesinde nasıl açıldığını da biliyoruz.
Sólo que se puede, y gracias a nuestro informante adentro, ahora sabemos cómo.
Bak, o silahın ateşlendiği mesafeye kadar açıldım yaklaşık 23 metre.
Mire, recorrí la distancia desde donde supuestamente disparó... y son más de 20 metros.
Bence onlara hemen başında yıldız olduğumu söylesem takımın geri kalanı için önemli bir açıklama olur.
Creo que sería una declaración importante al resto de los miembros del grupo si les dices al entrar que soy una estrella.
Şimdi dünyanın kapıları bana açıldı en iyi tarafı ise artık umursamıyorum.
Ahora el mundo se me está abriendo y... lo mejor es que, en este momento, no me importa.
- Tuscaloosa'da yeni bir Norveçli mekanı açıldı.
Un nuevo sitio noruego que acaba de abrir en Tuscaloosa.
Tam bir Amerikalı gibi. Çok açık. - Bayıldım.
Los estadounidenses siempre tan directos...
Bulutlar açıldı ve Tanrının Krallığına girdik!
Y las nubes se abrieron y nosotros ingresamos... ¡ En Su Reino!
Kendisine arkadan saldırıldığı sırada belkide kapıyı açıp kaçmaya çalışıyordu.
Quizá intentaba huir cuando lo atacaron por la espalda.
Kapı açıldı!
¡ Hay una apertura! - ¡ Atraviésalo! ¡ Vamos!
Ateş açıldı!
- ¡ Contacto trasera!
Afgan Ordusu ateş açıldığını bildiriyor.
- En los informes de aire que toman fuego en la Ruta Uno y Alfa Siete-Cinco.
66'dan 39A'ya, ön kapı açıldı..
Tres Alfa niner, 66.
Paraşütler açıldı.
Paracaídas desplegados.
Eğer bu konu Palazzo'daki konumumla alakalıysa yolun önü açıldığında, işi adil bir şekilde kazandım.
Si esto se trata de mi puesto en el Palacio, una vez que el camino estaba despejado, gané el puesto justamente.
Tekneyle açıldılar.
Salieron en el barco.