Ado traducir español
102 traducción paralela
Yüzbaşı, West Point te bu gibi durumlar hakkında birşeyler öğrenmişindir?
Cap ¡ tán, habrás estud ¡ ado una s ¡ tuac ¡ ón as ¡ en Westpo ¡ nt.
- Bana söyle, Bu kızın ötekine göre daha sıska olduğunu mu düşünüyorsun?
¿ Crees que es demas ¡ ado flaca?
Şansım döndü dedim.
Me hab ¡ an puesto la soga al cuello, v ¡ n ¡ ste yme d ¡ je... "Ha camb ¡ ado m ¡ suerte."
Senin le tekrar karşılaştığımızda şansımı döndürdüğünü söyledim. Ve sen dedinki.. daha da kötüsü!
Cuando nos v ¡ mos yte d ¡ je que hab ¡ a camb ¡ ado m ¡ suerte tú d ¡ j ¡ ste a pe0r.
Üzgünüm biraz şüpheli davrandım.
Perdone por haber desconf ¡ ado.
- Fikrimi değiştirdim, bizi indirin.
- He camb ¡ ado de op ¡ n ¡ ón. Déjenos bajar.
O'nun için satacaklar.
Lo ha llev ado a un garaje para que lo v endan.
- İşte, MODO'nun DO'su.
el DO de MODO. ADO...
ADO...
MODO.
Artık orası sadece askerlerin girdiği bir "ADO" kulübü oldu.
Es un club de oficiales ahora. Para soldados solamente.
Baba, baba, ADO'ya katıldım.
- Papá, me uní al ejército.
Eğer benim gibi sıradan bir Joe şu ADO danslarından birine gelseydi ve senin gibi güzel bir kızı görseydi, ve onunla dans etmek isteseydi,...
Si un soldado de a pie como yo... fuese a uno de esos elegantes bailes de oficiales... y viese a una chica hermosa como tú y, no sé... quisiera pedirle que bailara con él, ¿ crees quizá ella diría -
ADO'da sana ne dediler, bilmiyorum ama bir sürü yabancı adamla... tanışacaksın.
No sé lo que te habrán dicho en el club de oficiales... pero vas a conocer a muchos hombres... extraños.
Ben ADO'danım! Seninle dans edeceğim!
Bailaré contigo.
Seni kandırdım, değil mi?
Te he enga? ado, no?
Ona yüzme öğretmişsin.
Le has ense? ado a nadar.
Siz hiç Yunanca öğrenmediniz ki!
Normal, ¡ no habé ¡ s estud ¡ ado ch ¡ no!
İngiltere'nin Hindistan'ı elinde tutması doğru mu?
¢ Pero cémo justifica Inglaterra el haberse aduefiado de la India?
Başhekim Callendar'a söylemeyin ama geçen yıl rapor alıp Kalküta'ya gittim.
Ud. no le diré al Mayor Callendar, pero el afio pas-ado, tomé una licencia por enfermedad y viajé a Calcuta.
Kalbi aşırı ızdıraptan ve aşırı affedicilikten paramparçaydı.
Su corazón destro z ado por tanto sufrimiento. Demasiado perdonar.
Ado'yu gördüm ama bir şey söylemedi.
Me encontré con Ado, pero no me dijo nada.
Aman bir kafiye lazım "le" ile
Me falta una rima en'ado'.
ŞEREF TEZKERESİ
Dado ado de alta con todos los honores
Sonra da ülkedeki bütün hamile kadınları toplar bir tatlı çörek kamyonuna doldurur....... konvoy halindeBosie'ye gönderir ve nasıl olsa aldıran olmayacağından eyaletin adını değiştirip "Hamil-ado" yapardım.
Traería a todas las mujeres embarazadas del país las metería en un camión de rosquillas y las mandaría allí. Y ya que a nadie le importa Idaho le cambiaría el nombre a "Embaraho".
- Şimdi, bir Hamil-ado var.
- Entonces tenemos a Embaraho.
Kral Arthur'un karısı, Kütüphaneci Marian, Ado Annie.
Guinevere, Marian la bibliotecaria, Ado Annie. Bien, no mas.
SORGU YARGIÇLIĞI SUNBURY İLÇESİ
OFICINA DEL MEDICO FORENSE COND ADO DE SUNBURY
- ADO müfettişine söylemelisin bunu.
- Deberías contárselo al de la DIA.
Ben ADO'dan David Haskell.
Soy David Haskell, de la DIA.
Eğer oraya cinayet işleme amacıyla gitseydi yanına bir silah alırdı.
Si hubiera llegado allí para matarla, habría lle v ado una pistola.
çok uzak.
Está demas ¡ ado lejos.
Doğru söyle.
¿ Te has camb ¡ ado?
Ama degiştirdim. PK Dubey yaptım.
Pero lo he camb ¡ ado a P.K. DUbey.
- Çok gösterişli.
Es demas ¡ ado ch ¡ lion.
"Temizlik" yapmayı öğreneceksin.
Vas de "descui'ado" a "cui'a'oso".
Söz veriyorum, öyle ya da böyle, o orospu çocuğunu yakalayacağız.
Le prometo que, de una manera u otra, atraparemos al desgrac ¡ ado.
CD'mi yalvar yakar dinletmek için fazla yetenekliyim.
Tengo demas ¡ ado para rogar a un ¡ mbéc ¡ I corporat ¡ vo que ponga m ¡ CD.
Yüzün değişmiş.
Pero tu cara ha camb ¡ ado.
Çok geç.
Es demas ¡ ado tarde.
Adoramus te, Christe.
Ado ramus te christe.
Adoramus te, Christe!
¡ Ado ramus te christe!
Tony'nin kalbi çok hasar görmüş.
El corazà ³ n de Tony estaba muy daà ± ado.
... LYDIA HARRIS'TAN, BOB HARRIS'E... Adam'ın doğum gününü unuttun.
HAS OLVID ADO EL CUMPLEAÑOS DE AD AM.
Eğer onu yakalarsak, ölüm cezası alır.
Porque s ¡ lo atrapamos, el será sentenc ¡ ado a muerte.
Kendinde değil gibisin. Demek istediğim, birazdan söyleyeceklerimi Kira'nın dostu olduğum için söylemeyeceğim.
Lo que qu ¡ ero dec ¡ r, es que lo que tengo que dec ¡ rte no lo d ¡ ré como un al ¡ ado de K ¡ ra.
Yeni gibi oldu.
Bueno como nuevo-ado.
Desteklenen?
¿ "Vigi-ado"?
Muhtemelen bir deste kişiye.
- Probablemente un pu � ado de gente.
Bir deste mi?
- � Un pu � ado?
ÖZEL
priv ado
Eğer değiş tokuş yapacağımız yer çok uzak değilse daha zamanımız var.
Hayt ¡ empo, s ¡ el s ¡ t ¡ o no está demas ¡ ado lejos.