Ajan traducir español
32,795 traducción paralela
Ajan Simmos, şu an ya da daha önce hiç Hydra üyesi oldunuz mu?
Agente Simmons, ¿ ha sido usted, ahora o en algún momento, - miembro de Hydra?
Ajan Simmons, soruyu tekrar etmemi ister misiniz?
Agente Simmons, ¿ quiere que repita la pregunta?
Ajan Simmons.
Agente Simmons.
Ajan Simmons, sana güvenebilir miyim? - Kesinlikle.
- Agente Simmons, ¿ puedo confiar en usted?
Bu aynı zamanda senin de zaferin Ajan Simmons.
También es su victoria, agente Simmons.
Ajan Simmons'ı testlerden muaf tutacağım.
Voy a eximir a la agente Simmons de más pruebas.
Bu S.H.I.E.L.D. eski ajanı. Şimdilerde Quake olarak biliniyor, yürüyen bir kitle imha silahı.
Esto es SHIELD trabajando con una antigua agente, ahora conocida como Quake, un arma de destrucción masiva andante.
Lucy Bauer buradaymış ama çok kalmamış. Ajan May, geri gidip kabloların hazneye bağlandığı yeri tekrar gösterir misin? Dur.
Lucy Bauer ha estado aquí, pero se fue hace mucho.
Ajan Simmons, eminim Birleşik Devletler hükümeti ile işbirliği yapmanın, S.H.I.E.L.D.'da başlattığımız bu yeni dönem açısından çok mühim olduğunu anlamışsındır.
Agente Simmons, estoy seguro de que puede apreciar que la cooperación con el gobierno es crucial para comenzar esta nueva era en SHIELD.
Ajan Coulson ben Direktör Jeffrey Mace.
Agente Coulson, soy el director Jeffrey Mace.
O S.H.I.E.L.D.'ın eski ajanı.
Fue agente de SHIELD.
Eskiden bir S.H.I.E.L.D. ajanıydım ama bıraktım. Direktör benim peşime düştü.
Solía ser una agente de SHIELD, pero me fui y ahora el director me quiere atrapar.
Sen de bir S.H.I.E.L.D. ajanı değil misin?
¿ No eres un agente de SHIELD también?
Onu ben alayım Ajan Fitz.
Yo me encargo de eso, Fitz.
Her neyse, anlaşılan Ajan May Isodyne hakkında yanılmıyormuş.
En todo caso, parece que la agente May tenía razón sobre Isodyne.
- Eli'ı aklıyla 4 ajanı öldürdü.
Eli mató a cuatro agentes con su mente.
Ajan Fitz'in onun için önemli olduğunu biliyorum.
Sé lo que el agente Fitz significa para ella.
Ajan Simmons, biz onun kim olduğu merak etmiyoruz.
Agente Simmons, no estamos preocupados por quién era.
Ajan Mackenzie, dört ajanımızı kaybettik. Son yolculukları...
Agente Mackenzie, hay cuatro agentes caídos que necesitan ser preparados...
Ajan Fitz, geri dönmeniz güzel.
Agente Fitz, es bueno verlo de regreso.
Yani, o sonunda seni ve Ajan Fitz'i bulunduğunuz yerden geri getirdi.
Después de todo, ella os trajo a ti y al agente Fitz de vuelta... bueno, de vuelta de dondequiera que estuvierais.
Ajan May, Dr. Radcliffe'ın laboratuvarına gidip Aida'yı getir.
Agente May, vaya al laboratorio del Dr. Radcliffe a por Aida.
... bir ajan ya da sahte model olarak.
- espía, señuelo...
Aksi hâlde, Ajan Coulson ve Fitz boyutsal bir uzay zaman boşluğunda kaybolmuş olurlardı.
De lo contrario, los agentes Coulson y Fitz se hubieran perdido en el vacío dimensional del espaciotiempo.
Ajan Coulson, Dr. Radcliffe'i son durum hakkında bilgilendirme cüretinde bulundum.
Agente Coulson, me he tomado la libertad de traer al Dr. Radcliffe a toda pastilla.
Bu senin kararın değil Ajan Mackenzie.
No es decisión tuya, agente Mackenzie.
Ajan Simmons'ı bir Nainsanı incelemeye gönderdim mi?
¿ Dejé que la agente Simmons fuera a examinar a un inhumano?
Ajan Coulson.
Agente Coulson...
Senin gerçek dediğine ben teori diyorum Ajan Coulson.
A lo que llamas verdad, agente Coulson, yo lo llamo teoría.
Sorun yok Ajan Simmons.
Está bien, agente Simmons.
Ajan Johnson, hepimizi kurtardı.
La agente Johnson... nos ha salvado a todos.
Demek istediğim, tekrardan bir ajan olmak istemiyorsan bir şeyler ayarlayabiliriz.
- Lo que estoy diciendo es que si no quieres ser una agente de nuevo, podemos arreglar algo.
Artık herkes burada olduğuna göre Ajan Johnson'a bir şey sunmak istiyorum.
Bien, ahora que estamos todos reunidos, Me gustaría entregarle a la agente Johnson algo.
Ajan Koening'in burada olamaması ne kötü.
Es una lástima que el agente Koenig no haya podido estar aquí.
Bana teşekkür etmeden önce... Ajan Nathanson'dan Aida'ya laboratuvarınıza kadar eşlik edip toplanmasına yardım etmesini ve bütün çalışmalarınızı buraya getirmesini rica ettim.
Antes de agradecérmelo, debe saber que le he pedido al agente Nathanson que acompañe a Aida de vuelta a su laboratorio para ayudar a repararla y para recuperar toda su investigación.
Bu da... - Merhaba, Ajan Nathanson.
- Hola, agente Nathanson.
Özür dilerim Ajan May.
Mis disculpas, agente May.
- Biz ajanız.
- Somos agentes.
Ben bir saha ajanı olmayabilirim ama elinizdeki en iyi programcı benim.
Tal vez no sea agente en el campo, pero soy el mejor codificador que tiene.
Ajan Ritter. Oval Ofis bu.
Agente Ritter, es el despacho oval.
Zaten dışarıda elliden fazla ajanın molozların altını arıyor ve konuşmaları dinliyor.
Bueno, ya tienes a más de 50 agentes ahí fuera revisando los escombros y controlando conversaciones.
Sayın Kongre Üyesi MacLeish, Özel Ajan Hannah Wells, FBI.
Congresista MacLeish, agente especial Hannah Wells, FBI.
Ajan Wells.
Agente Wells.
Sayın Vali, ayrıca bilmelisiniz ki Polisiniz bilmeden, üç tane uzun dönemli soruşturmada görev alan Ulusal Güvenlik için çalışan gizli ajanı da tutuklamış.
Gobernador, también ha de saber que su policía, sin saberlo, ha cogido a tres operativos encubiertos que trabajaban en una operación de largo alcance para Seguridad Interior.
Ajan falan yok.
No había agentes.
O gerçekten de bir ajan.
Es una espía.
Bu Ajan Adler'ın hesap cetveli olmalı.
Debe de ser el libro de la agente Adler.
Silahını indir, Ajan Adler!
¡ Retírese, agente Adler!
- Gizli Ajan olduğunu mu?
¿ Un agente secreto?
Ajan Simmons, herkes burada ve yerlerini aldılar.
Agente Simmons, la banda ya está completa y en posición.
Anlaşıldı Ajan Coulson.
Recibido, agente Coulson.