Altıma traducir español
1,864 traducción paralela
Ereksiyon edecek konuşma için altıma sıkı külotumu bile giydim.
Hasta me puse calzones apretados.
Neredeyse altıma sıçıyordum.
Casi me hago encima.
Ben olsam altıma yapardım.
Podría haberme cagado encima.
Tanrım, az kalsın altıma ediyordum dostum.
Jesucristo, me has acojonado, tío
Bunu bilmediğimi mi sanıyorsunuz? Amir diye buraya gelirken altıma etmiyor muydum?
Eso es lo que no - vamos a dejar esto claro sobre la mesa ahora mismo, porque sé lo que todos están pensando.
Altıma yapacağım.
Tengo que cagar.
Altıma yaptım.
Me oriné.
Ölücek adamlar gibi altıma bez bağlansın istemiyorum.
No quiero que me trates como desahuciado.
Gülmekten altıma ediyodum o filmde.
Casi me cago de la risa.
Üşüdüm, altıma kaçırdım ve sıkıldım.
Oh, yo sólo... Es que tengo frío y estoy mojada.
Neredeyse altıma yapıyordum.
Estuve a punto de caerme.
-'Merhaba, az önce altıma ettim.'
- Si, acababa de arreglar mis pantalones.
Yani, biraz altıma kaçırmıştım.
Es decir, me he orinado un poco.
Gaçırıyorum, "gülüyorum" ile "altıma kaçırıyorum"'un bir birleşimi.
"Orirriendo" es una combinación de orinando y riendo.
Resmen altıma ettim.
Esto es realmente aterrador.
Tabii ki, gelmedi, merak ettiysen eğer, altıma pijama giymemin sebebi de bu.
nunca llego, por supuesto. por eso estoy usando mis pantalones del pijama, en caso de que te lo estuvieras preguntando.
O yüzden altıma mayo giydim.
Por eso es que traigo abajo mi tanga del traje de baño.
Onu gördüğüm an, altıma işedim.
En cuanto la vi, prácticamente me oriné los pantalones.
Aman Tanrım! Baba, neredeyse altıma sıçıyordum.
Casi haces que me cague.
İyi o zaman ben de kulübe sensiz giderim ve altıma "eve tek dönmeyeceğim" kotumu giyerim.
Bueno, entonces me iré a bailar sin ti y me pondré mis pantalones de "no vendré solo a casa esta noche".
Beni tanımayı gerçekten isteseydin bu kadar kolay altıma yatmazdın.
Si en verdad quisieras conocerme no te hubieses metido a la cama tan fácilmente.
Tanrım, neredeyse altıma sıçıyordum.
Dios, casi me matas del susto.
Siktir, altıma sıçtım!
Maldición, ¡ eso me asustó!
- Korkudan altıma sıçtım. - Evet, belli oluyor.
- ¿ Ya me estoy cagando encima, no?
Sanırım altıma ettim ama yürüyebilirim.
Lastimado pero creo que puedo caminar.
Nerede olduğunu bilmiyordum, korkudan altıma sıçacaktım resmen.
No sabía dónde estaba el perro. Me asustaba mucho.
Memelerime kıçıma koltuk altıma nereye istersen.
Mis tetas, mi culo, mi axila... Donde sea.
Altıma edeceğim.
Estoy que me hago.
Altıma sıçıyorum ama King Douglas Yolu'na ilerliyorum.
Cagado de miedo, pero procedo hacia la calle King Douglas.
Gerçekten altıma işeyecektim.
- Se me ha escapado un poco de pis.
İnsanların gözü önünde aynı çatı altında olmamız o bahsettiğin imajıma diğer her şeyden daha çok zarar veriyor.
Que el público crea que estamos juntos daña mi imagen más que todo lo demás junto.
Odun mu taşısam yoksa altıma işeyene kadar içsem mi karar veremedim.
Mucha mierda para todos.
Buraya amir değil de dostunuz olarak gelirsem altıma ettiğimi anlamazsınız sandım.
Ok, que soy, ¿ algún tipo de idiota?
İsa aşkına, altıma işiyorum!
¡ Por el amor de Cristo, me orino encima!
Altınların Ixwood'a kendim ulaştıracağım ve siz de bana kim olduğunuzu arkadaşlarıma ne yaptığınızı söyleyeceksiniz.
Y ustedes me dirán quienes son y qué han hecho con mis amigos.
Annem altı yaşıma gireceğim için sadece altı arkadaşımın gelebileceğini söyledi.
Primero, mi mamá me dijo que podía invitar sólo a 6 amigos porque voy a cumplir seis.
Ailem asla arkadaşlarıma gitmeme izin vermez. Tesir altında kalacağımdan endişelenirler.
Nunca me permitieron ir a casa de un amigo porque mis padres tenían miedo de las malas influencias.
Evet, bence bu iş zaten çok sakat, bir de takıma gözlem altında olan birini almak ahmaklık olur Federalleri etrafında istemiyorsan tabii, ki istediğini hiç sanmıyorum.
Sí, bueno, creo que este negocio es cuestionable de por sí, y sería poco prudente asociarse con alguien que será procesado, a menos que quieran al FBI encima, y yo creo que no.
Tek eklemli, jilet gibi keskin öldürücü testereye bir polikarbonat, ezen ve öğüten tekerleğe çelik zırhlı levhadan oluşan üst ve alt kısıma ve bu 50 kiloluk mekanize Azrail, adamı cennete göndermek için gerekli olan tüm beygir gücüne sahip.
Presentando una sierra asesina afilada articulada, una rueda de policarbonato moledora desplegable, una armadura exoesqueleto de acero arriba y abajo, y suficiente poder para mover 50 kilos de muerte mecanizada de cero a santo cielo en 4.8 segundos.
Birilerinin sattığı pisliklerden bizim aldığımız pisliklere annesiz çocuklardan çocuksuz annelere ölü bedenlerden ölü arkadaşlarıma barlardan kulüplere, alt tabakadan üst tabakaya çöplüklerden hurdalıklara.
De la mierda que venden y de la que compramos, de niños sin madres... y de madres sin niños. De toda la carne muerta, y de mis amigos muertos... de bares y clubes, de alcantarillas y estrellas... propinas y viejos refugios.
Şansıma, şiltenin altında bazı formlar buldum.
Afortunadamente, encontré unos formularios debajo del colchón.
Altı yaşındaki oğlumu az önce beyzbol takımından çıkardım çünkü öğrendim ki, öğretmenler oynayan her çocuğa her takıma sadece oynadıkları için ödül veriyorlar.
Acabo de sacar a mi hijo de 6 años del equipo de baseball... porque me enteré que les daban trofeos a todos los niños de todos los equipos... por sólo jugar.
Ama hesaplarıma göre, altı yıldır bizi hafifletiyorsun.
Según mis calculos, nos has estado estafando desde hace 6 años.
Özür dilerim. Ailenin etrafına ördüğün aldatma ağı aklıma geldi ve çok fazla baskı altındaydım tamam mı?
Bueno, tengo... tres hermanas, una ex esposa y un hijo adolescente.
Ama saçımı düzeltmek için aynaya baktığımda veya ablalarıma baktığımda altından kalkması güç oluyor.
Pero es difícil de aceptar cuando me miro en el espejo para peinarme. O cuando miro a mis hermanas.
- Altında acıma yatan o gözlerle bakıyorsun.
- No es lástima. - Sí. No quería venir...
Altı yıl oldu. Hayat devam ediyor, normal hayatıma dönmeliyim.
Han pasado 6 años, necesito seguir adelante y recuperar mi vida.
Annemle babamın altı saat her şeyi kabul etmelerini sağlayacak harika bir büyü buldum ama tek başıma yeterli gücüm yok.
Hallé un hechizo genial de consentimiento para que mamá y papá digan que sí a todo por seis horas pero me falta poder.
Bu çocuğun bir şeyler yemesi gerekecek ve altından nasıl kalkacağıma dair hiçbir fikrim yok.
Enserio? Este niño necesitará comer, y no tengo ni puñetera idea de como facilitarle eso.
Seninle uğraştığıma değsin diye, şu maskenin altında ne olduğuna bir göz atalım.
Y para que esto no sea un desperdicio de energía vamos a echar un vistazo debajo de ese antifaz.
Kulağıma ikinci deliği açtırdığımda altı ay boyunca ağzını kapatmadın.
Cuando me perforé las dos orejas, no dejabas de gritar por ello durante seis meses.