English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → español / [ A ] / Aradı

Aradı traducir español

61,989 traducción paralela
Stuart Strange ile görüşmeme izin verirseniz aradığınız Amerikalıları limanlara ulaşmadan yakalayabilirsiniz.
Permitid que me reúna con Stuart Strange y quizás, solo quizás atraparéis a vuestros norteamericanos antes de que lleguen a los puertos.
Artık bir hanımefendiyi aradığımı biliyorum.
Ahora sé que busco a una mujer.
Kiler dışında bu evdeki her odayı aradım. Demek akıntıya kürek çekmeliyim. Akıntıya kürek çekmeliyim.
He registrado toda esta maldita casa excepto el sótano, así que voy antes de que suba la marea.
Geç saatte aradığım için kusura bakma.
Lamento llamar tan tarde.
Evet... Geç saatte aradığım için tekrar özür diliyorum.
Sí, te repito, lamento haber llamado tan tarde.
Seni böyle bi zamanda aradığım için üzgünüm ama...
Siento molestarte así, pero...
Bu yüzden en büyük müşterimi aradım.
Sí Ross, eso es enorme. Es por eso que estoy llamando a... todos mis clientes más importantes,
Onu en son ne zaman aradın?
¿ Cuándo fue la última vez que lo llamaste?
Altı ay önce birisi aradı.
Hace unos seis meses recibí una llamada...
Aradığınız kişiye şu anda ulaşılamıyor.
No se puede realizar su llamada en estos momentos.
Murray O'Hair ailesini aradınız.
Se comunicó con los Murray O'Hair.
- O kadar aradık...
- Buscamos...
Aradığınız her şeyi İsa'nın irfanında bulabilirsiniz.
Pueden encontrar todo lo que buscan en Cristo.
Herhalde onun için aradınız.
Supongo que es lo que busca.
Sizi Roy Collier mi aradı?
¿ Roy Collier lo llamó?
Hayatım boyunca herhangi bir yerde ve zamanda beni anlayacak birini aradım.
Toda mi vida... quise que una persona en algún lugar, en algún momento, me entendiera.
Jack aradı.
Acaba de llamar Jack.
Danny'yi sormak için Waters'ı aradım.
Llamé a Waters y pregunté por Danny.
Bu Ahnenerbe'nin aradığı şey.
Esto es lo que Ahnenerbe ha estado buscando.
Claudia, bu bizim aradığımız şeyin kanıtı olabilir.
Claudia, esta podría ser la prueba que estábamos buscando.
- Senin için her yeri aradım, Roan.
Te busqué por todos lados, Roan.
Banka 48.000 dolarlık harcamayı onaylamak için aradı. Ne yaptın?
AMEX llamó para verificar un gasto de $ 48.000. ¿ Qué pasa?
Bütün davayı mahvettin ve seni bulmak için yüzbaşını aradığımda, sabah saat birde cinsel münasebetten sonra senden haber almadığını söyledi.
Arruinaste todo el caso... llamé a tu capitán para saber dónde estabas... y me dijo que no sabía de ti... desde que iniciaron un intercambio sexual a la 1 : 00 a. m.
Bu aradığımız adam olmalı.
Podría tratarse de nuestro hombre...
Aradığınız John Spode isminde tek kollu bir adam.
Un hombre llamado John Spode. Con un brazo.
Neyse, aradı ve seni yarın akşamki bazı büyük işlerine davet etti.
Da igual, ha llamado y te ha invitado a algo gordo mañana por la noche.
Aradığın için çok teşekkürler Renata.
Muchas gracias por llamar, Renata.
Sonra Google'da aradım ama nafile.
Pero lo busqué en google después y...
- Kimi aradığınızı biliyorum.
- Ya sé a quién buscan.
İşte aradığın.
¡ Esto es lo que le pasará!
Zaten annesini aradım.
Ya he llamado a su madre.
Anlaşılan aradığım yer ileride.
De acuerdo, esta es la Avenida Rhine.
Yaşlı bir kadını aradım diye neden başım derde girsin ha?
¿ Cómo puedo tener problemas vigilando a una anciana?
Ne polisi aradığımı, ne aramaya çıktığımı.
Cuando llamé al 911 y no salí a buscarla.
Telefonunu birkaç kez aradım, polise falan da gittim.
Lo he llamado muchas veces. Incluso fui a la Policía.
- Niye aradığını biliyorum?
- Sé por qué me llamas.
- Ben Chris için aradım.
No, ¿ de qué estás hablando? Te llamé por Chris.
Geçen gün aradığında, babamın yeni bir cihaz yaptığını söyledim.
Llamaste el otro día y te dije que papá había construido algo nuevo.
Bir gün patronum aradı ve bana,
Y un día, mi jefe me llamó y me dijo :
Jamaika'dayken annemi aradım ve "Anne, Hollywood'a taşınıyoruz!" dedim.
Estaba en Jamaica, y llamó mi madre... le digo : "Mamá, nos estamos mudando a Hollywood".
Bir kaç sene emeklilik yaşadım, bir yönetmen beni aradı, emekli olduğumu bilmiyordu.
Me había retirado hacia muchos años. Y un director me contactó. Sin saber que me había retirado.
Bir sene sonra beni tekrar aradı.
El tipo me llama de vuelta, como, un año más tarde y me dice :
Benim de çare aradığım dertlerim var.
Tengo mierdas que curar también.
Evini aradın mı?
¿ Llamaste a su casa?
Neden, biri mi aradı?
¿ Por qué? ¿ Alguien te llamó?
Kendini ve karşındakinde aradığın özellikleri tanımlamak.
Se describían y lo que buscaban en otra persona.
Ya "Aradığım Kişi" bölümünde ciddi bir hata yaptın ya da algoritma sapıtmış.
O cometiste un gran error en la sección "A quién busco" - o ese algoritmo está mal.
Marcus Cole beni aradı.
Me llamó Marcus Cole.
- Tatlım, bu odayı on kere aradık.
Cariño, revolvimos la habitación muchas veces.
- Neyi, kimi aradınız?
- ¿ Para qué? ¿ Buscando a quién?
Sonra iyi bütçeli biri aradı.
Y luego alguien me llamo con una propuesta decente.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]