Aralık traducir español
2,804 traducción paralela
7 Aralık 1995. Galileo'nun bıraktığı sonda..... Jüpiter'in atmosferine saatte 260.000 km hızla giriş yaptı.
El 7 de diciembre de 1995 cayó la sonda Galileo que se internó en la atmósfera de Júpiter a 260 mil km / h.
Muhtemel doğum tarihi 10 Aralık.
La fecha probable de parto es el 10 de diciembre.
İlk projemiz için tekrar buluşacağımız gün 24 Aralık 2010 olacak.
El día que nos encontremos de nuevo por nuestro primer proyecto... será el 24 de Diciembre de 2010.
"31 Aralık, Karbeyaz Baykuş"
DICIEMBRE 31 - BÚHO DEL ÁRTICO
- Evet, 8 aralık.
- El 8 de Diciembre.
Billy, aralıksız 20 oyun kazandık.
Acabamos de ganar 20 juegos seguidos.
Ama Rusya'da 31 Aralık'ta Yokla festivalini kutlarız.
Pero en Rusia festejamos el 31 de diciembre la fiesta del yolka.
Aralıksız kıvranıyordun.
Retorciendo sin parar.
Aylardan Aralık.
Es diciembre.
Jerry Westerby, 4 Aralık'ta görevden alınmış.
Jerry Westerby fue despedido el 4 de diciembre.
Aralık 1804'te, Napolyon adıyla İlk Fransız İmparatoru olarak taç giydi.
En diciembre de 1804, se hizo coronar emperador y bajo el nombre de Napoleón I fue fundador del Primer Imperio francés.
İmparatorluk Hükümeti senato tarafından 12 May 1804'te kuruldu.. ... ve Napolyon, Notre-Dame de Pans aynı yıl 2 Aralık'ta Papa Pius VII tarafından İmparator ilan edildi.
El gobierno imperial fue instaurado por el Senado el 12 de mayo de 1804 y Napoleón fue consagrado emperador por el papa Pío VII en Notre-Dâme de París el 2 de diciembre del mismo año... bajo los ojos del pintor Jacques-Louis David
Tarih 13 Aralık 1937'ydi.
Fue el 13 de diciembre de 1937.
Aralık ayında bir Pazar gecesi 700 dolar ödedim ve orada sadece 5 kişi vardı.
Pagué 700 $ para tocar en el Roxy un domingo de diciembre. Y solo habían cinco personas allí.
Lütfen Aralık 26'ya kadar rahatsız etme..
Por favor, no molestar hasta el 26 de diciembre.
Son editörler toplantımız 17 Aralık'ta.
Nuestra última reunion es eI 1 7 de diciembre.
Bu sefer, deney farelerini çalışma boyunca aynı şekilde beslemek yerine onları tek bir grupta tutup beslenmelerini % 5 ve yirmi süt proteini arasında, üç haftalık aralıklarla değiştirdi.
Esta vez, en vez de mantener la misma dieta en las ratas todo el tiempo, mantuvo un solo grupo, pero cambiando la dieta periódicamente... de un 5 % a un 20 % de proteína de la leche, haciéndolo en periodos de 3 semanas.
Aralık ayından beri bunu arıyordum ve internette buldum.
He estado mirando todos los días desde diciembre, y la encontré online.
Aralık 1939 yaşanan MYTS felaketinin nedeni Alman kıyı şeridinin 120 km uzaklığında radara yakaladıkları için olmuştu.
El desastre ocurrido en diciembre del 19, fue debido a que nuestros soldados fueron detectados a 78 km de la costa alemana por su RDF.
Bebeği, 1595 yılının Aralık ayında, Madrid yakınlarındaki Aziz Ambrosio manastırının önünde buldum.
En diciembre de 1595, la noche de San Ambrosio se encontró un niño en la puerta del convento de los Capuchinos en las afueras de Madrid.
Frank Craine'in oğlu musun? Aralık 1962'de mi doğdun?
¿ Hijo de Frank Craine, nacido en diciembre del 1962?
Artık aralıkta görüşürüz, millet.
Y nos veremos en diciembre, amigos.
Tork'la ben aralıkta Ogden'de çalmıştık.
Tork y yo tocamos el el Ogden en diciembre.
21 Aralık'ta doğduysam benim suçum mu?
No es justo. No es culpa mía - que haya nacido el 21 de diciembre.
Dört santimetre aralıklı iki yanık izi var.
Tengo dos marcas de quemaduras aquí, con cuatro centímetros de separación.
Kazalar, yaşadıkları kasabada hep Aralık aylarında annesinin ölüm yıldönümüne yakın gerçekleşiyor.
Un accidente en cada ciudad en la que ha vivido. Siempre en diciembre. Siempre alrededor del aniversario de la muerte de su madre.
Pekâlâ, saat 03.25, 4 Aralık 1996.
Todo bien, son... son las 3 : 25 AM, 4 de Diciembre de 1996.
24 Aralık 1960.
24 de diciembre de 1960.
1 Aralık, 1945
1ro de Diciembre, 1945.
1 Aralık 1945'de. Saipan dağı'nın ayağında 512 günlük savaştan sonra, Yüzbaşı Sakae Oba ve 47 kişilik ordusu savaşmayı sona erdirdi..
El 1ro de Diciembre de 1945... al pie del Monte Tapouchau en la isla de Saipán... 512 días después de los enfrentamientos... la guerra finalmente terminó para el Capitán Sakae Oba... y su ejército de 47.
Aralık'ın 4'ünde 46 olacak.
Cumplirá 46 el 4 de diciembre.
Bu duygular strat çizgisinde beyninize üşüşür 10 saniye aralık sinyalini aldığınızdaki an
Esa emoción que sientes cuando ruedas a la línea de salida, cuando te retienen durante 10 segundos, eso es...
Takım arkadaşım Paul Dobbs'tan sonra çıktım 10 saniye Aralık olması gereklidir.
Salí detrás de mi compañero, Paul Dobbs. Porque estás a 10 segundos de diferencia,
Justin ile aralık 2008 de tanıştık.
Conocí a Justin en Diciembre de 2008.
Aralık ayı geldi de birisi bana söylemeyi mi unuttu?
¿ Estamos en Diciembre, y alguien se ha olvidado de decirmelo?
Aralık 1935
Diciembre 1935
Erkenden kutlamamız gerekecek çünkü Aralık ayında burada olmayacaksınız.
Bueno, vamos a tener que celebrarlo pronto, porque no vais a estar aquí en diciembre.
Aralığın 11'inde beyin tümörü olduğunu öğrenmiştik ki 12 Aralık'ta akşam komaya girdi. Yani, çok ama çok hızlı oldu.
Y sólo descubrimos que tenía un tumor cerebral el 11 de diciembre, y el 12 de diciembre, por la tarde, cayó en coma.
17 Aralık 1970'de doğdum.
Nací, el 17 de Diciembre de 1970.
Evet! Aralık Sen ne giyiyorsun öyle?
Sí. ¿ Qué es lo que llevas puesto?
7 Aralık 1972 - Son Resmi Ay Görevi Apollo 17 Ay Yüzeyine İniş Yaptı.
- APOLO 17, LA ÚLTIMA MISIÓN LUNAR OFICIAL ATERRIZA EN LA LUNA.
25 Aralık 1974.
25 de diciembre de 1974.
Sık aralıklarla olan uçuşlarımız ilginizi çeker mi?
¿ Puedo hablarte de nuestro plan de usuario frecuente?
â ª Bize verilen gözler, görmemizi sağladı â ª Işığın içindeki farklılıkları â ª Ve karanlık bir kafenin kapı aralığında â ª Ve tam uykuya dalmadan önce â ª Seni hayal ederim â ª Ve seni bulmak için başka bir günü beklerim
♪ Los ojos que nos dan nos dan la vista / i ♪ uno de otro en la luz ♪ Y en la puerta de un café oscuro
Bu fakültede devamsızlık, yaş aralığı ve stereotip gibi konular sıkı bir şekilde takip edilir.
Hay reglas estrictas en esta universidad sobre perpetuar estereotipos basados en la edad o el género.
Ayrıca, çokluşeritli dijital ses aralığı kullanarak diğer sesleri engelledim ve sıkıştırılmış verileri Nyquist frekansıyla tekrar yapılandırdım. Oldu mu?
También usé un filtro de sonido para sacar los ruidos de ambiente y restituí la información comprimida por arriba de la frecuencia Nyquist.
Ve önümüzdeki iki hafta dönmeyecekler, bu zaman aralığında da Avrupa medyası bana aşık olacak ve avam kamarasını davama katacaklar.
No regresan en dos semanas, y para entonces la prensa europea se enamorará de mí y los plebeyos se unirán a mi causa.
Uydular deliklerin üzerine geldiği andan itibaren uydu dalgalarını başlatmak için iki dakikalık zaman aralığımız var.
Una vez que se activan los satélites, tenemos dos minutos disponible para iniciar el control
Rossi küçük bir aralık bulup geçti.
Ha aprovechado unos centímetros y Rossi lo ha logrado.
Bu kadar kısa bir zaman aralığında yazı yazılmaz.
¿ No puedes entender que la escritura no se encasilla?
İşte bu yüzden tolerans için kapı aralıyorum. Evet, kurşun kafatasının ön sağ kısmını delmiş ve sağ ön loba isabet etmiş.
Por eso estoy intentando ser comprensivo.