English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → español / [ A ] / Arıza

Arıza traducir español

1,598 traducción paralela
Programında bir arıza filan mı var?
¿ Hay algún problema en tu programa?
Bu arıza düzeltildi.
Está siendo corregida.
Bir arıza oldu.
Tenemos una avería.
Bu dümeni arıza oluncaya kadar farketmediğini düşünüyorum.
Creo que no te diste cuenta hasta la avería.
General Welles, Fransa, balistik sistemlerinde arıza rapor ediyor.
Francia reporta fallas En su sistema balístico.
Sistemde bir arıza olmuş olma olasılığı nedir?
- Sí, señor. Ahora, ¿ cuál es la posibilidad que se trata de un mal funcionamiento en el sistema?
Sen ve bayan güneyli arıza mı?
Usted y poco Miss Southern Comfort?
Sarasvati, kollu makinelerden birindeki ödeme mekanizmasında küçük bir arıza olduğunu söyledi.
Sarasvati, dijo que el patrón de ganancia en una de sus máquinas de ranura está apagado.
Arıza yaparsan onu üzerine salarım.
Si intentas escapar, te lo echaré encima.
İntihar Varoşlarındaki arkadaşlarım arıza çıkardı.
Mis amigos de Suicide Slums, me estafaron.
Kapılarda arıza var, falan dersin.
Diga que se han estropeado las puertas.
Teal'c. Hemen bir fikre kapılmayalım. Sadece bir arıza da olabilir.
Teal'c no saquemos conclusiones, esto tiene que ser una avería pero también es posible que la Tierra haya sido comprometida.
Binbaşı, birkaç teknik arıza yaşıyoruz.
Mayor, estamos experimentando algunas averías técnicas.
Bu konsollar genelde merkezi bilgisayar sistemine giriş yapıyor yani Jinto bizim arıza dediğimiz şeylere buradan sebep olmuş olabilir.
Esas consolas generalmente acceden al sistema central de ordenadores, así que Jinto podría haber causado lo que nos parecían averías desde aquí.
Mekanik bir arıza mı yoksa...
- No sé si ha sido un fallo mecánico o...
AWESOM-O bir çeşit arıza veriyor.
AWESOM-O tiene algun problema.
BYS'ndeki dış tablolarında bir arıza olmalı ya da... çn : BYS-Bilgi Yönetim Sistemi birleşmiş İG sisteminde.
Deve ser defecto de su IMS Exografico de la interface del BV.
Hatton'a holodisk'in arıza yaptığını ve elimizde görüntü olmadığını söyledim.
Le dije a Hatton que hubo una falla, que no tenemos un holo-disco.
Uyarı, arıza tespit edildi.
Advertencia : Error detectado.
Asansörde arıza var.
Parece que hay un problema con su ascensor, Sr.
Arıza!
- ¡ Error!
Evrendeki bütün ilimleri öğrensen de... sevmediğin bir gemiyle uçarsan... mutlaka arıza çıkarır.
Puedes aprender muchas matemáticas... pero si vuelas una nave que no amas... es seguro que te eyectará.
Sol hidroliklerde arıza var.
El sistema hidráulico de babor está fallando.
Uçaklar her zaman arıza yapabilir. Sen bunu herkesten daha iyi bilirsin.
Los aviones fallan a diario y lo sabes mejor que nadie.
Onlar senin gibi küçük resim, Ve arıza malumattır.
Hay perspectivas particulares, como usted y sus baños descompuestos.
Teknik bir arıza yaşıyoruz.
Estamos teniendo dificultades técnicas.
Teknik bir arıza...
Estamos teniendo dificultades técnicas.
- Arıza raporu verdim.
- Lo reporté.
Biliyorum, ama ana banyodaki su tesisatı tamir ediliyordu ve arıza giderilmemiş, o yüzden Keefe tuvaleti kullanacak olursa...
Ya lo sé. Pero están arreglando una válvula de agua en el baño. y no arreglaron la correcta así que si usan el agua...
Şu bizim bildik arıza. Kanatçıkların konumunu gösteren aygıt arıza yapmış. Başka çaresi yok.
Es una falla conocida los instrumentos que muestran la posición de los alerones han fallado.
Hiç, hiç. Küçük bir arıza. Sorun yok.
Nada, solo es un problema menor.
Bu geçici bir arıza, bir saldırı değil, Alissa.
Es una falla temporal, no un ataque, Alissa.
Affedersiniz. İnen uçaklar tablosuyla ilgili teknik bir arıza var.
Perdóneme, uhm... tiene un fallo informático en el panel de llegadas.
Boya paketlerinin bankada arıza yapması mümkün mü?
¿ Hay alguna forma de que el tinte no funcionase al salir del banco?
Buraya bir arıza aracı gerekiyor.
Necesitaremos una grua en el parking del estadio.
Delilerle aynı odada, bazıları da gerçekten arıza tipler olabiliyor.
Mujeres chifladas, alguna podria ser violenta.
Tuvaletteki arıza yüzünden herhalde.
Probablemente tenga algo que ver con la pérdida.
San Diego telefon arıza kayıtlarına girebilir misin
¿ Podrías acceder a los pedidos de reparación telefónica, de San Diego?
Afedersin, bir arıza olmalı.
Lo siento. Habrá sido un fallo.
Karışma haznesinde bir arıza var.
Hay una avería en la cámara de mezcla.
- Başka bir arıza mı? - Hayır
¿ Otra avería?
- Ara yüz arıza yaparsa... şiddetli nörolitik şoka neden olup beyin hasarına yol açabilir.
Bueno, si la interfase funciona mal podría producirse un grave shock neurolítico con un posible resultado de daño cerebral.
Biliyorum, hepiniz vücutlarınızı delmeyi, tüttürmeyi ve hiç arıza çıkarmayacakmış gibi kullanmayı seviyorsunuz.
Sé que todos se ponen aros, fuman y por lo general tratan a sus cuerpos...
- Saatte bir arıza yok.
No hay nada malo con el reloj.
- Mekanik arıza var.
Tiene una falla mecánica.
Arıza verdi.
Está siendo saturada.
Hep sahip olduklarınıza sırtınızı dönüyorsunuz. Hep yeni şeyler arıyorsunuz.
Siempre dando la espalda a lo que teneis, siempre olisqueando, buscando algo nuevo.
Bana arıza yapayım deme.
No me embarques.
Arıza mı?
¿ Averiado?
Michael, sürekli aramıza girecek bir şeyler arıyorsun.
Michael, ¿ sabes qué? Siempre estás buscando obstáculos.
Tırnak içlerinde kız kıza kavga izleri arıyorum.
Busco evidencias de una pelea bajo sus uñas.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]