Atlantik traducir español
1,095 traducción paralela
Bu yarışmayı kazanan kız, ta Atlantik City'e kadar gider.
La que gane ese concurso, hace nada menos que un viaje a Atlantic City.
Atlantik City adını hiç duydun mu?
¿ Has oído hablar de Atlantic City?
Beni yak, beni parçala, beni mahvet, bana silah çek, beni sür eğer gemilerimi Atlantik'te konvoy görevine göndereceklerini düşünüyorsan.
Aniquílame, degrádame y hazme un consejo de guerra, pero no enviarán mis barcos a misiones en el Atlántico.
Eğer gemilerimi Atlantik'e gönderirlerse Özel Görev Kuvveti olarak nasıl savaşacağım?
¿ Cómo voy a luchar si envían mis... ... naves al Atlántico?
Bugün Nova Scotia'da, North Walsham Norfolk'tan Bay Roy Bent Atlantik'i üç tekerlekli bisikletle geçen ilk adam oldu.
En Nueva Escocia el Sr. Roy Bent se ha convertido en el primero... en cruzar el Atlántico en un triciclo.
Atlantik üzerinde kopan fırtına yavaş yavaş Kazakistan'a doğru ilerliyor.
La tempestad que empieza en el Atlántico se desplaza a Afganistán.
"En üstünden, Amerika'nın yarısı görünüyor. " Hem de dağ sıralarından, And dağlarına kadar. " Atlantik Okyanusu'ndan bahsetmiyorum bile.
"Desde allí arriba se puede ver la mitad de América, la cordillera de los Andes... sin mencionar el océano Atlántico."
Onunla Atlantik'e açılacağız.
Con él llegaremos al Atlántico.
Çok azı, Atlantik'ten Urallar'a uzanan bir Alman imparatorluğu hayali taşıyordu.
muy pocos deseaban guerras de conquista, o esperaban como Hitler, crear un Imperio Germano que se extendiera desde los Urales al Atlántico.
Örneğin, Amerikan limanlarında İngilizler için gemi inşa ediyor onları Atlantik boyunca İzlanda'ya dek koruma görevi üstleniyorduk. 2 milyon ton değerinde gemi transfer ettik.
Por ejemplo, reparar barcos Británica en los puertos americanos escoltávamos sus flotas el Atlántico hasta Islandia, y regalar dos millones toneladas de los buques.
16 ekimde, Atlantik'te eskort görevi icra eden ABD destroyeri Kearney bir Alman torpidosunca vuruldu ve 11 kişilik mürettebatı öldü.
16 de octubre : EE.UU. destructor Kearney fue alcanzado por un torpedo alemán para escoltar a una flota en el Atlántico y once miembros de la tripulación murieron.
Atlantik Hoteli...
Hotel Atlantic.
Alo, Atlantik Hoteli, size 314'ü bağlıyorum.
Hotel Atlantic. Lo pongo con la 31 + 4.
Hotel Atlantik için 27'yi bağlayın.
Con el número 27, para el Hotel Atlantic.
Atlantik Hotel ayrılmayın.
Hotel Atlantic.
Atlantik Hoteli, Paris.
Hotel Atlantic. Con París.
Burası Atlantik Hoteli size bay Bertrand'ı bağlıyorum.
Hotel Atlantic. Con don Bertrand.
Hart, İsviçre Atlantik davasını bana açıklayabilirmisin?
¿ Puedes explicarme el caso de Swiss Atlantic? Los hechos no importan.
Eğer Atlantik'i yeni geçmiş bu kendine güvenir gibi görünen Amerikan ordusunun herkesi ardına katarak ilerleyeceği bekleniyorsa yakın zamanda acımasızca hayal kırıklığına uğranılacaktı.
Si este confiado ejército americano cruzó el Atlántico esperando llevarse todo a su paso, muy pronto se vio cruelmente desengañado.
Deniz ve kara kuvvetleri, Atlantik ve çöl savaşı için uçak talep ediyordu.
La Marina y la Armada estaban demandando bombarderos para el atlántico y el desierto.
Atlantik.
El Atlántico...
Atlantik'teki U-Bot'lar [2] 1939-1944
Submarinos en el Atlántico 1939 - 1944
Dönitz İngiltere'nin, Atlantik'teki ticaret gemilerini savaş gemileriyle desteklenmiş bir konvoy sistemiyle korumaya çalışacağını biliyordu.
Doenitz sabía Inglaterra proteger el comercio del Atlántico con servicios de acompañantes buques de guerra.
İlk başlarda, eskort gemileri konvoylara Atlantik'in her iki yakasından 555 km. uzağa dek eşlik edebiliyordu.
En los primeros días los trenes fueron escoltados sólo a 300 millas de cada costa del Atlántico.
Kuzey Atlantik'te seyreden konvoyların neredeyse yarısına refakat etme işini üstleneceklerdi.
Sería escolta de la mitad de convoyes navales en el Atlántico Norte.
Bu kadar az sayıda U-Botla Atlantik'teki savaşta kati bir sonuç elde etmek mümkün değildi.
Con una gran pequeño submarino Era imposible tener éxito decisivo en la Batalla del Atlántico.
Ancak Churchill'in Roosevelt'le Eylül 1941'de gerçekleştirdiği Atlantik zirvesi sonrası, Amerika, hangi uyruktan olursa olsun, kendi kıyı şeridi ve İzlanda'daki gemileri koruyacağını ilan etti.
Pero después de la reunión entre Churchill y Roosevelt, en septiembre de 1941, los EE.UU. anunció que proteger los buques de cualquier nacionalidad que navegan entre el la espalda e Islandia.
Artık Atlantik boyunca yeterli sayıda koruma gemisine sahip olunmuştu.
Ahora hay barcos la guerra suficientes garantizar que los escoltas De pie en la ruta del Atlántico.
Ne var ki Alman denizaltılarının çoğu Atlantik'te değildi.
Pero la mayoría de los submarinos Alemania no estaba en el Atlántico.
Asıl stratejik amaçları Atlantik'te, olabildiğince çok sayıda gemi batırmak olmalıydı.
Su principal función estratégica fue el mayor sumidero Puede enviarse en el Atlántico.
Pasifik'teki durum ABD'nin zihnini kurcalayadursun donanma komutanları Atlantik'teki taktiklerini yeniden gözden geçirme hevesindeydiler.
Aunque se trate con el Pacífico, la Marina de EE.UU. fue preparado Atlántico a repensar la estrategia.
Lakin Atlantik'in ortasında büyük bir boşluk mevcuttu. Eskort uçaklarının erişemediği bir boşluk.
Pero había una vasta zona medio del Atlántico en estos planos no pudo llegar.
1942'nin ikinci yarısında, 3.5 milyon tondan fazla hemen hemen 700 gemi, çoğu bu Atlantik boşluğunda olmak üzere, yitirildi.
En la segunda mitad de 1942 más de 3,5 millones de toneladas, un total de casi 700 barcos, fueron hundidos, muchos de ellos esta área en el medio del Atlántico.
Atlantik'in güvenliği sağlanmadıkça, hepsi paramparça olabilirdi.
Pero el camino seguro Atlántico era vital.
Kuzey Afrika ve Atlantik'teki başarıyı kutlamanın vakti gelmişti.
Hemos tenido que celebrar su victoria Norte de África y el Atlántico.
Atlantik konvoylarımız güven altına alınmıştır.
Nuestros trenes navales Atlántico llegaron sanos y salvos.
Atlantik'teki can damarı, sonunda, güvendeydi.
La seguridad de la ruta del Atlántico finalmente fue protegida.
Bu akşam ki rotamızda Toronto, Montreal Cape Ray, St John, Newfoundland, üzerinden geçeceğiz sonra Atlantik Okyanusunu geçerek Avrupa kıyı şeridinde, Lizbon'a gideceğiz ve planlanan sürede Roma'da olacağız.
Esta noche pasaremos sobre Toronto, Montreal, Cape Ray, St John, Newfoundland, a través del Atlántico, llegando a las costas de Europa justo al norte de Lisboa, para llegar a Roma sobre el tiempo previsto.
İyi akşamlar. Tüm yolcular Atlantik Salonu'nda oynanacak olan "Kanlı Tombala" oyununa davetlidir.
Todos los pasajeros están invitados al Salón Atlántico... donde tendrá lugar un bingo emocionante.
Sanki Atlantik ortasındaymışız gibi hava.
Casi en la mitad del océano.
Kuzey Atlantik işte, bilirsiniz.
Es el Atlántico Norte.
Atlantik'i geçip, Kuzey Amerika, kıyılarına ulaşmış olaşabiliriz.
Y deberíamos haber divisado la costa norteamericana.
Yılın bu zamanında kuzey Atlantik.. kıyılarının cehennem gibi olduğuna eminim.
Esta no es la temperatura del Atlántico norte.
Tüm Pasifik Okyanusu'nu veya Atlantik'i satın almak onu geri getirmez!
Pero no lo hará volver comprándole la mitad del océano Atlántico.
Atlantik'teki filoyu Fas'a yolluyorum. Saygı için.
Y enviaré a un escuadrón para imponer ese respeto.
Tüm dünyayı, Atlantik Okyanusunu geçen Başkan, Temsilciler Meclisi merdivenlerinden çıkıp, Meclis binasına girip, içeride kendisini bekleyen Meclis ve Senato, Yüce Divan ve Washington diplomatik heyeti üyelerine seslenmek üzere, neredeyse tam planlandığı gibi saat 9 : 30'da Hükümet Meclisi Binasına geldi.
¡ Qué puntualidad! El presidente, que viene del otro lado del mundo, ha atravesado el Atlántico, y llega casi exactamente... a la hora programada, las 9 : 30, a la explanada del Congreso, para encaminarse a la Cámara de los Diputados... donde se dirigirá a los miembros de la Cámara y el Senado, del Tribunal Supremo y del cuerpo diplomático de Washington, que están esperando en la Cámara de los Diputados.
Belki de kartların Atlantik'in diğer ucunu göremiyordur, Clara.
Tal vez tus cartas no puedan ver al otro lado del Atlántico.
7 Temmuz 1939, Çarşamba. Atlantik'te bir yerde.
Miércoles, 7 de junio de 1939.
Atlantik Donanma Operasyonları başkomutanlığını bağlayın.
Páseme con el comandante en jefe.
Atlantik Donanmasından amiral James'i bulun bana.
Páseme al almirante James de comandancia.
Taktik Kontrol Merkezi Gözetim Atlantik Filosu
CENTRO TÁCTICO DE CONTROL