English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → español / [ A ] / Avukatım

Avukatım traducir español

9,242 traducción paralela
- Avukatım ama.
Pero soy abogado.
Hayır, hayır, ticari avukatım iş davaları, kontratlar, bok püsür işte.
No, comercial, negocios. Contratos y esas cosas. - ¿ Sí?
Avukatım.
Mi abogado.
Seni avukatım olarak alıyorum, ilk yaptığın iş bana gelip iyilik istemek mi?
Déjame que me quede claro. Te contrato, ¿ y lo primero que haces es pedirme un favor?
- Avukatım mı?
¿ Mi abogado?
Avukatım bunun garanti olduğunu söylüyor...
Mi abogado dice que estoy garantizado que...
- Avukatım olmadan sizinle konuşmam artık.
No hablaré con ustedes sin mi abogado.
Avukatımı istiyorum.
Quiero a mi abogado.
- Avukatımı istiyorum.
Quiero a mi abogado.
Avukatımı aramama gerek var mı?
¿ Debo llamar a mi abogado?
Sanırım avukatımı arama vakti geldi. Peki.
Así que creo que es hora de llamar a mi abogado.
Avukatımı istiyorum. Duydunuz mu?
Necesito a mi abogado. ¿ Me escucha?
Çünkü ben gayet iyi bir avukatım, bunu sen de biliyorsun.
Porque soy un abogado buenísimo y lo sabes.
Gayet iyi bir avukatım.
Soy un maldito buen abogado.
Önce avukatıma danışayım.
Hmm, déjame consultar con mi abogado.
Ben... Alex Parrish'in avukatıyım.
Soy... el abogado de Alex Parrish.
Avukat, savunduğu teröristlere yardım etmekle suçlanmıştı.
El caso en que la abogada fue acusada de ayudar a los terroristas que estaba defendiendo.
Ceza avukatı mı?
¿ De qué tipo? ¿ Criminal?
Hayır, alkollü araba kullananları savunan birçok avukat arkadaşım bar.
No, no. Tengo muchos amigos que son abogados para eso.
Ben bir tane daha sunser alayım ve bir tane de avukat mısınız?
Voy a tomarme otra copa y, y una para... ¿ la abogada?
Bir avukat mısın?
¿ Eres abogada defensora?
Zaten biliyosun bunu 2010 dan beri eşin dahil üç kadını ortadan kaybettin yani ben senin yerinde olsaydım benim de bir avukat ordum olurdu
Pero tu ya lo sabías. Bueno, has desaparecido con éxito tres mujeres desde 2010, incluyendo su propia esposa, así que si yo fuera usted, tendría un ejército de abogados, también.
Avukat çağıralım.
Llamemos a un abogado.
Artık William Sutter'ın avukatıyım.
Ahora soy el abogado de William Sutter.
- Senin de avukatınım.
Soy el tuyo.
Tamam, peki ya ben kendi kaynaklarımı bulsaydım ve resmi bir avukatın denetimini isteseydim?
Bien, ¿ y si pudiera conseguir mis propios recursos y... la supervisión de un abogado calificado?
Bay Sutter avukatınızı tutmak mı istersiniz yoksa başka bir avukat tutmak mı?
con el que se ha enfrentado anteriormente. Sr. Sutter, ¿ quiere quedarse con su abogado o contratar a otro?
İyi bir avukat olan bir karakteri canlandırdım.
Yo me convertí en un personaje que era un gran abogado.
Savunma beni mahkemeye çağırmayacağını önceden kabul etse röportajlarımı mahkemede kullanmayacaklarını önceden kabul etseler ve hikayemin bir parçası olarak, Kaypak'ın avukatıyla röportaj yapıp onu dava hakkında konuştursam?
Mira, ¿ y si la defensa acuerda por adelantado no citarme, y si acuerdan no usar mis entrevistas en la corte, y si, como parte de mi historia, yo entrevisto al abogado de Slider... y le permito hablar del caso?
Avukatı bana yardım edeceğine söz verdi.
Uh, su abogado prometió ayudarme.
Bakalım kızının avukatı, Bayan Lowe'u mahkeme salonlarında pek şansı olmadığına inandırmaya yardım edecek mi.
Bueno, vamos a ver si el abogado de su hija le ayudará a convencer a la señora Lowe que ella no tiene mucha suerte en los tribunales. - Diré.
- Çünkü avukatın sorularımı sana verdiğini söyledi ve sorulardan herhangi biri sana tanıdık geldi mi, görmek istedim.
Debido a que su abogado dijo que le dio a mis preguntas, y yo quería ver si reconoce alguno de ellos.
Avukat da tutmalı mıyım?
¿ Debería también pedir un abogado?
Kadına bir avukat lazım.
Ella necesita un abogado.
Savcılıkla görüştük, sana bir avukat tutup soyguna yardım ve yataklık suçunu düşürmeye hazırlar. Ancak tek bir soruya dürüstçe cevap vermen koşuluyla.
Hablamos con la fiscalía y están listos para conseguirte un abogado... y bajar los cargos a instigación y complicidad en el robo... si solo respondes una pregunta con sinceridad.
Umarım şu pahalı avukatına nasıl ödeme yapacağını düşünmüşsündür.
Espero que tengas otra forma de pagar ese abogado caro tuyo.
- Avukat şimdilik kalsın, tamam mı?
Olviden al abogado por ahora, ¿ sí?
- Anlamadım? Şehrin en iyi avukatı olduğunu söylemiştin.
Me dijiste que era el mejor abogado en la ciudad.
Robert, bu iki avukatı tanıdığını söyledin ama ben tanımıyorum.
Robert, se que dijiste que conoces a estos dos abogados... pero yo no.
Onların avukatıyım. Simsar değil.
Soy su abogado, no un analista de inversión.
Bak, ben avukat değilim ama izin verirsen Amerikan vatandaşı olma yolunda sana yardım etmek istiyorum.
Mire, no soy abogada, pero si me deja... me gustaría ayudarle a ser americano.
Benimle uğraşmaya çalışan her hırslı avukatı kovsaydım,... geriye benden ve Harold Gunderson'dan başka kimse kalmazdı.
Si despidiera a cada abogado ambicioso al que me he enfrentado, no quedaría nadie aquí excepto Harold Gunderson y yo.
Anlaşmaya varacaktım ama Rachel bu avukatın geçmişte birçok şirketlere şantaj yaptığını öğrendi,... o yüzden tek seçeneğimiz karşı dava açmaktı.
Iba a negociar, pero Rachel descubrió que esta abogada tiene un pasado chantajeando empresas así que nuestra única opción era una contrademanda.
Vergi avukatıyım.
las otras religiones * Fin. Soy asesor fiscal.
Ben bir vergi avukatıyım.
* Madre mía *
Burada yaptığımız yüzde yüz yasal olsun diye - avukat çağırdım.
Quería asegurarme que esto era 100 % legal, así que llamé a un abogado.
Ona aslında avukat olmadığını söyledim. Ben kör bir adamım.
Le dije que no soy abogado, que solo soy un hombre ciego.
"Çavdar Tarlasındaki Çocuklar"'ı okudunuz mu, avukat hanım?
¿ Has leído Catcher entre el centeno, abogado?
Sana yardım edemez, avukatı olarak etmemesini salık veririm.
No va a ayudarte y, como abogado suyo, le aconsejaría que no lo hiciera.
Nasıl avukat tutacağım?
¿ Cómo voy a contratar a un abogado?
Bu konuda başka bir şey duymak istemiyorum. Sen onun avukatını kovmasına uğraşırken ben Tim'in bizden istediğini nasıl yapacağımı ona nasıl darbe indireceğimi çözmeye çalışıyordum. - Harvey bu bir şaka değil.
Y mientras tú estabas fuera intentando que le despidiese, yo estaba aquí intentando descubrir cómo hacer lo que Tim nos pidió y destruirla.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]