Ayağım kaydı traducir español
191 traducción paralela
Ayağım kaydı.
Me resbale
Ayağım kaydı.
He resbalado.
Kurtulduğumu sanıyordum. Bir mahzene saklandım, basamaklarda ayağım kaydı, beni buldu, derken...
Creía haberle dado esquinazo, así que me he escondido en una bodega que he visto por ahí pero me ha seguido y entonces...
- Galiba ayağım kaydı.
- Debo de haber resbalado.
Anlatmıştım ; ayağım kaydı, düştüm.
- Ya te lo dije, me caí.
- Affedersiniz, ayağım kaydı.
- Lo siento, perdí el equilibrio.
Şeyy... Saati kurarken ayağım kaydı ve oraya çarptım.
Bueno, iba a poner el reloj en hora y se me cayó.
Ayağım kaydı, çatıdan düştüm.
Mis pies patinaron en el techo.
Ayağım kaydı, düştüm, çatladı.
Me resbalé, me caí, y recibí una fractura cerrada.
Sekiz ay. Biliyorsun... Karda merdivenlerden çıkarken ayağım kaydı.
Tenía ocho meses y días y yo resbalé en el portal sobre la nieve.
Ayağım kaydı.
Resbalé.
- aç köpek pislik yiyor. - ayağım kaydı
- Un perro hambriento come mierda.
Küvetten çıkarken ayağım kaydı da.
Solo me resbalé al salir de la bañera, mamá.
Ayağım kaydı!
Me resbalé.
Bir tanesi Dominic'tir. Ölmeden hemen önce "Ayağım kaydı" demesini unutamıyorum.
La forma en que Dominic dijo "me resbalé" momentos antes de morir.
Sonra ayağım kaydı ve camdan aşağı düştüm.
Entonces mi pie resbaló. Y resbalé por el tragaluz.
Evlat, ayağım kaydı varsay.
¡ No sé nadar! Chico, creo que he resbalado.
Ayağım kaydı varsay.
Creo que he resbalado.
Ayağım kaydı.
No sé lo que fue, resbalé.
Bahane olarak da sakin bir sesle "Ayağım kaydı" derdi.
"Me he resbalado", decía con su suave vocecita.
Sadece ayağım kaydı, hepsi bu.
Sólo resbalé. Eso es todo.
Toprak dolgu yolun yarısında ayağım kaydı. Sırt üstü göle doğru kayarken bir Kardasyalı sudan çıktı.
Cuando bajaba por el terraplén, me resbalé y bajé rodando hasta el lago mientras un cardassiano salía del agua.
Herifin teki merdivenlere kusmuş benim de ayağım kaydı.
Algún imbécil vomitó en las escaleras y me resbalé.
Ayağım kaydı.
- Me resbalé.
- Hayır, ayağım kaydı.
- No, me resbalé.
Islanmamak için hızlı hızlı koşarken birden ayağım kaydı ve gözlerimi suyun içinde açtım.
Llovía y estaba corriendo para no mojarme y me resbalé y caí. Desperté bajo la lluvia.
ayağım kaydı ve seni duvara mıhladım.
Yo me resbalé y parecía haberte enyesado contra la pared.
Ayağım kaydı.
Me he resbalado.
Eğer Zero'yu gözünde fazla büyütürsen, ayağımızı kaydırıverirler.
Fallaremos si dependemos mucho de Zero.
Ayağınız mı kaydı?
¿ Resbaló usted con algo?
Peki bizi enseledikleri zaman da ayağının kaydığını mı söyleyeceksin?
Si consigues que nos cojan, ¿ Les explicaras que resbalaste?
Benim ayağımı kaydırdıkları zaman kayınpederin MacFay'in ortağıydı.
Su suegro era socio de MacFay cuando cometí mi desliz.
- Ayağım kaydı.
- Me he resbalado.
Eee, Edward, gerçekten de ayağımı kaydırdın.
Bueno, Edward, me has sorprendido.
Ayağımı kaydırmaya mı çalışıyorsun?
Estás tomándome el pelo.
Ayağım kaydı...
Resbalé...
Bir şekilde davranışlarımın senin ayağını... -... kaydırmasından korkuyorsun.
De ser menospreciado con mi actitud.
Keşfedilmemiş bir yere vardı belli ki ayağı kaydı ve 100 metreden yüksek bir yerden düştü.
Merodeó por un área inexplorada aparentemente, resbaló en el hielo y cayó más de 100 m.
- Ayağım kaydı.
- Me resbalé.
Ve ayrıca nasıl olup da şirketinin SRT Endüstri'nin ayağını kaydırdığını öğrenmek zorundayım.
Y necesito saber cómo lo hace tu empresa para aventajarse siempre a SRT.
Yer ayağımın altından kaydı.
La tierra me tragó.
Özür dilerim, taş ayağımın altından kaydı.
¿ Estás bien? Lamento mucho lo de la roca.
Ayağım kaydı.
Me caigo.
Ayağım altımdan kaydı.
Se me fue el pie.
Ayağını kaydırdıklarını düşünüyorum, ve sanırım bitip tükenmek üzeresin.
Lo llaman de una manera rara, es algo parecido al latin.
Maça çıkıp onlardan birinin canını yakarsam ayağımı kaydırıverirler.
Si juego y los lastimo, quizá me hagan la vida pesada.
- Ayağımızı kaydırmayı deneyecek.
- Va a dejarnos fuera de la historia.
Ayağı mı kaydı? Neden düştüğünü biliyor musunuz?
¿ Sabe qué hizo que se cayera?
İkinciye uzatmak istedim ve koşarak ayağım önde kaydım.
Trato de hacer un doble. Fue fotogénica la forma en la que llegué a home.
Birincisi, şu ayağı kırarım, kollarını dışarı kaydırırsın, ve eve gideriz.
La primera es, rompo ese poste, retiras tus brazos y nos vamos a casa.
Bir başkası, ikinizin de ayağını kaydırarak, bayanın sevgisini... Bir başkası mı?
Ambos han sido sustituidos en el corazón de la señora ¿ por otro?