Ayın traducir español
31,426 traducción paralela
İngilizce öğretmeni ayın 26'sında gelecek.
La maestra de inglés viene el 26.
Onları Concord Dawn'ın üçüncü ayına kadar takip ettim.
Los rastreé desde la tercera luna de Concord Dawn.
Yarım ayın altında yıkanman gerek, Chip.
Necesitas bañarte bajo la media luna, Chip.
Şu gey koğuşunda her ayın ikinci pazar günü bir şarkı müsameresi yapılırdı.
En el módulo gay, ponían una canción de acompañamiento, el segundo domingo de cada mes.
Senin payını ayırdım.
He separado tu parte...
Senin payını ayırdım. Bir milyon dolar.
Te he reservado tu parte, un millón de dólares.
Ayın 24'ünde Japon bahçesinde sana evlenme teklifi ettiği gün de değil.
Sé que no es el día que pidió tu mano en el jardín japonés al sur de la 24.
Binbaşı Armstrong'un botu evrensel saate göre 02.56'da ayın yüzeyine değdi.
La bota izquierda del Capitán Armstrong tocó la superficie lunar exactamente a las 2 : 56 hora internacional UTC.
Bugün ayın ilk perşembesi.
Es el primer jueves de cada mes.
Bu kadar parayla Samantha ve Will'i üniversitede okutmakla kalmaz emekliliğine bile para ayırırsın.
¿ Vale? Con ese dinero... podrías llevar a Samantha y a Will a la universidad y aún te quedaría para tu jubilación.
Amerika'ya yalaşık iki ay önce Nuevo Laredo geçişi sınırından girmiş.
Entró en los EE.UU. hace unos dos meses at the border crossing of Nuevo Laredo.
Ayıpsın. Miyavcıklarım benim!
Es hora de ir al "Nya Nya club"!
Ayıpsın.
Si, claro, por supuesto.
Mm-hmm, onun hakkında diyebilceğin başka bir şey var mı evet adam kabanın tekiydi hayır cidden o en kaba müşterimizdi o her zaman beni kız olduğum için beni aşağılardı sanki ben çoklu yakıt enjektörlerini bilmiyorum tamam zaman ayırdığın için teşekkürler bekle bu ne böyle?
¿ Alguna otra cosa más que puedas decirme de él? Sí. El tipo era como un dictador.
Bir süre yazı yazmanın beni kurtaracağını düşündüm, ama yazmak beni parçalara ayırdı.
Por un tiempo pensé que la escritura me salvaría, pero al final la escritura me quitó trozos de mi alma.
Komple Saçmalık Moda Enstitüsü'nde üç yılda öğreneceğinden fazlasını benimleyken altı ay içinde öğrenecek.
Aprenderá más en seis meses conmigo de lo que haría en tres años en el Instituto de Moda de Pura Mierda.
Onu sen benden ayırdın!
¡ La obligasteis a irse!
Birkaç ay sonra beni aradı, boşandığını söyledi.
Bueno, me llamó unos meses después y me contó que se había divorciado.
Bence gözümüzü Martha'nın üstünden ayırmamalıyız.
Creo que no deberíamos perder de vista a Martha.
Eğer filomuzun yaklaştığını görürlerse, savaşçıları bizi parçalara ayırır.
Si registran nuestra flota acercándose, sus cazas nos aniquilarán.
İmparatorluk'tan hiç iz yok ve yaşanabilir bir ay bulunuyor size ihtiyacınız olan şeylerin hepsini karşılayabileceğini düşünüyorum.
No hay rastro del Imperio, pero hay una pequeña luna habitable, que creo que os proporcionará todo lo que necesitáis.
Bakın kim gelmiş, vakur dedemiz.
Ay, mira, el abuelo orgulloso.
Femtocell'i yedek bataryadan ayırma sakın.
No desconectes la femtocelda de la batería de reserva.
Lad, ay taşlarını getir.
Muchacho, trae las Piedras Lunares.
Ağzını kapalı tutarsan altı ay içerisinde 50 bin daha verecek.
Mantén la boca cerrada y a los seis meses, te dará otros 50.
Ayık olduğun ve Hector'dan uzak kaldığın sürece şirketi sana aylık 25.000 dolar maaş bağlayacak.
Mientras te mantengas sobria y alejada de Héctor, su compañía te proporcionará una remuneración de veinticinco mil dólares al mes.
- Yani 18. yaş günümde beni hiçbir sebep yokken sevgilimden mi ayırdınız?
¿ Me habéis separado a la fuerza de mi novio en mi 18 cumpleaños por nada?
Elimden ancak katliam sebepli ağır suç savunması yapmasını sağlamak ve birkaç ay içinde sessiz sedasız çıkarmak gelir.
Lo mejor que podría hacer es que se declarara culpable por un delito de homicidio involuntario y ponerle en libertad tranquilamente en unos meses.
Vakit ayırdığınız için sağ olun Bay Campos.
Gracias por su tiempo, Sr. Campos.
Nüfuzunu kullanıp bu gece Renee'yle bana masa ayırtacaksın, tamam mı?
Puedes utilizar tu influencia y conseguirnos una mesa para esta noche a Renee y a mí, ¿ verdad?
Geçen ay aynı çamaşırdan yedi tane satın aldı.
Ha comprado lo mismo siete veces en este último mes.
Mesele bana ayırdığın zaman.
¡ Esto es por el tiempo que llevas conmigo!
Kollarını kaldır. Bacaklarını ayır.
Levanta los brazos.
Haddads ile ilgili elimizde ne varsa hepsinin çıktısını alın. 6 ay önceki yer keşfi de değil.
Y coge copias en papel de todo lo que averiguamos sobre los Haddad, incluyendo los reconocimientos sobre el terreno de los últimos seis meses.
800 dolarlık bir yay bu. Gözümün önünden ayıracağımı mı sandın?
Ese arco vale 800 dólares. ¿ Crees que voy a perderlo de vista?
Zaman ayırdığınız için teşekkürler.
Gracias por su tiempo.
Zaman ayırdığınız için teşekkürler bayan.
Gracias por su tiempo, señora.
Zaman ayırdığınız için teşekkürler.
Bueno, gracias por su tiempo.
O kötü bir cadı ve seni kocandan ayırdı seni öldürmek istedi, yani eğer buraya gelirse ona vuracaksın, onu bıçaklayacaksın eğer gerekirse koca evi başına yıkacaksın.
Es una bruja blanca que mató a tu marido e intentó matarte, así que si aparece por aquí, la pinchas, la apuñalas, tírale una maldita casa encima si es necesario.
Üç ay içerisinde hepsine kavuşacaksın.
- En tres meses tendrás todo eso.
Ayıpsın!
¡ Por supuesto!
Uyuyan ayıyı uyandırdın şimdi!
¡ Hiciste enfadar al oso!
Altı ay önce çok fazla köpüklü banyo yaptığın için cilt doktoruna götürmüştük seni.
Hace seis meses, te llevamos al dermatólogo por tomar demasiados baños de burbujas.
Burada tek tuhaf davranan ben olacağım ama... belki sevgilisinden ayırdığın içindir?
Soy sólo va a salir en una extremidad loco aquí... Tal vez es porque tienes su novia le volcado?
Hanımefendi, ayıptır sorması ama kızınıza ne kadar para bıraktı acaba?
Señora, si no le importa que se lo pregunte, ¿ cuánto dinero iba a dejarle a su hija?
Sonra 11 yaşına girdin ve ayıcıklı şekerlerle öpüşmeye başladın.
Entonces cumpliste 11 y querías practicar cómo besar con los ositos de gominola.
İki ay önce bu morgda bomba patladı ve senin yakın bir arkadaşın patlamada öldü.
Hace dos meses, una bomba estalló en esta instalación y un amigo cercano de los suyos murió en la explosión.
Beni ondan önceki kıza yönlendirdi iki ay önce başından attığın kıza.
Envenenaste a mi bebé. Lo hice para protegerte y salvar tu reinado.
Birinin altını pistletmesini görmek için dokuz ay beklemene gerek kalmayabilir.
Gracias a Dios, porque estaba mintiendo, quizá no debas esperar nueve meses para ver que alguien se hace encima.
Dürüst olmak gerekirse, bunu aylar önce aştığını sanıyordum sorunları, endişeleri falan. Ve birden bire durup dururken, bir kaç ay önce bu sorun tekrar başladı.
Honestamente, uh, pensé que había terminado estos meses atrás, las obsesiones, las preocupaciones, y... de repente, de la nada, un par de meses atrás, se convirtió en esta... cosa de nuevo.
O paneli ayırın!
¡ Aísle ese panel!