Azından traducir español
47,087 traducción paralela
O dönemde Roma şehrinde en azından bir milyon insan yaşıyordu.
La ciudad de Roma probablemente tenía más de un millón de habitantes.
En azından ben yağcılık yapmadan bu tene kavuştum.
Al menos mi nariz es marrón natural.
Seni buraya boşu boşuna sürükledim. En azından telafi etmeme izin ver.
Te arrastré hasta aquí por nada, por favor, déjame compensártelo.
En azından baş başa birkaç gün geçirmemizi sağladı. Çatı katındaki bu muhteşem yemeği hazırladı.
Pero al menos tenemos un par de días juntos gratis y... una cena increíble en una azotea.
En azından ben onun kıçını yenebileceğim şekilde.
Al menos de esta forma puedo patearle el trasero.
Gerçi bu duruma sorunsuz denir mi bilmem ama en azından plana göre ilerliyor.
No sé si es la palabra adecuada pero las cosas van como lo planeamos.
- Yani en azından hâlâ kısmen yüksek.
- ¿ Entonces como mínimo es bastante alta?
En azından...
Por lo menos...
Bu gerçekleşmeden en azından ergenliği biraz atlatmayı isterdim!
Y me gustaría pasar un poco la pubertad antes de que eso pase.
En azından düşünemez misin?
¿ Podría considerarlo al menos?
En azından nugalı çikolatamı almadı.
Al menos no tomó mi caramelo.
En azından görünürde Goblin yok.
No se ven goblins.
Peki, Trollerle başa çıkabilirim, en azından yer altında kalıyorlar.
Puedo manejar troles, se quedan bajo tierra.
En azından eğitimin işe yaramış.
Tu entrenamiento rinde.
En azından... isteyerek.
Al menos... no por elección.
En azından Jim'in Bular'ın yerini tespit edebilecek bir aracı yok.
Por suerte, Jim no tiene cómo localizar a Bular.
En azından lisede.
Al menos en secundaria.
En azından Angor Rot bize güpegündüz saldırmayacağı için okulda güvende hissedebiliriz.
Aquí estamos a salvo. Angor Rot no nos atacará de día.
En azından onlarla biraz zaman geçirebilirsin.
Debes pasar tiempo con ellos.
Aferin Usta Jim ve "Aferin!" derken en azından kendini utandırmaman ya da ölmemeni kastediyorum.
Bien hecho, Maese Jim. No hiciste el ridículo ni dejaste que te mataran.
En azından burada trenlerden birine atlayıp kaçabilirsin.
Aquí podrías escabullirte en cualquiera de estos trenes.
Eğer kimseyi aramazsak şarjı en azından birkaç gün dayanır.
Si no hacemos ninguna llamada, debe de durar unos pocos días.
En azından şimdilik.
Al menos por el momento.
Neyse, en azından kitap okumuyorsun.
Veo que no estás leyendo.
En azından onlar kafeslerde değiliz.
Bueno, al menos no están en jaulas.
En azından kahvaltı kalmak.
Al menos quédate para el desayuno.
En azından şimdilik.
Al menos por ahora.
En azından uygun şeyi yapamıyorsan, sesler... 2-5-7-1!
Aunque no lo toques bien, suena... ¡ 2-5-7-1! ¡ Dime todo!
En azından çocuğunun olduğuna inanmak zorundaydı.
Al menos creía que tenía una hija.
Evet, en azından can kaybı.
Sí, un mínimo de bajas.
En azından ellerini nasıl kullanması gerektiğini biliyordu!
Leroy sabía dónde poner las manos.
Benim için en azından. İyi de dans ediyordum.
Bueno, para mí, yo era un bailarín aceptable.
En azından kamufle olmuşum. Sen kendine bak.
Al menos estoy encubierto.
En azından tek bakire ben olmayacağım.
Al menos no seré la única virgen.
En azından ben hala bakire değilim.
Al menos no sigo siendo virgen.
Fairfield sayesinde Kasım ayında 980'e geriledik Aralık ayında en azından eksi 580'e bakıyoruz, Bern.
Gracias a Fairfield, estamos abajo 980 en noviembre y estamos mirando al menos, menos de 580 en diciembre de Berna.
En azından sen hapiste değilsin.
Por lo menos no eres la que está en la cárcel.
En azından diğerleri kadar.
O no tanto como otra gente.
Bu kadarını yapayım en azından.
Es lo menos que puedo hacer.
Evet, ama en azından bazıları arada sırada görünüyor... Onlar hiç mi suçlu değildir.
Sí, pero al menos algunos de ellos están contigo de vez en cuando no son criminales.
En azından Kaptan Brason için bir şey yapalım.
Al menos hagamos algo por el capitán Branson.
- Ez azından heykelleri dev gibi.
Al menos estatuas de gigantes.
En azından o kayıp köydekileri uyarmalıyım.
Tengo que advertir a los de la Aldea perdida.
En azından bir şeyler deniyorum.
¡ Al menos estoy intentando!
Konuşamayacağını biliyorum ama en azından bir işaret çakabilirsin.
Sé que no puedes hablar, pero haz una señal.
En azından kibarca istiyorsun.
Al menos lo pides.
En azından bu kadarını hak ediyoruz.
Nos lo hemos ganado, al menos.
Ama en azından bizde olmayan onlarda var :
Pero tienen algo que nosotros no tenemos.
- En azından haysiyetimi korudum.
- Al menos tengo mi dignidad.
O öldü, az önce adli tıp laboratuarından bir mesaj geldi.
Está muerto, acabo de recibir un mensaje del laboratorio forense.
Bazılarından daha fazla, diğerlerinden daha az.
Bueno, más que algunos, menos que otros.