English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → español / [ A ] / Aında

Aında traducir español

181,287 traducción paralela
Sanıyorum sen de vereceği ifade hakkında bir soru sormayacağına söz vereceksin.
E imagino que promete no preguntar sobre lo que va a testificar.
İlk yılında sen de benzer şeyler yaşadın mı?
¿ Fue tu primer año parecido a este?
Jax amcamla Bay Hannigan'ı sonrasında görmüşümdür belki.
Quizá vi a Jax y al Sr. Hannigan más tarde.
Polisler etrafında dolanıp duruyor. Ödeşme peşine düşmüşler.
Los polis han estado persiguiendo a este tío buscando algún tipo de venganza.
Bu sabah acil olarak Dan Ryan Otoyolu civarında bir arama yürüttünüz mü?
¿ ha realizado una búsqueda esta mañana en una zona adyacente a la autopista Dan Ryan? - Sí.
Karşılığında sana verecek hiçbir şeyimiz yok.
No tenemos nada que darle a cambio.
Gerçi bir saç telin kaşılığında sana yardım etmeye... ikna olabilirim.
Aunque podrías convencerme a cambio de... un pelo de tu cabeza.
Ama gittiği yerde... yanında olmak istemezsin.
- Y no quieres seguirlo a ese lugar. - ¿ Por qué?
Tamam, Büyülü Orman'ın tamamı... parmak uçlarında.
Bien, todo el Bosque Encantado a tu alcance.
Aslında diğer oğlumu arıyorum, James'i.
Busco a mi otro hijo, James.
Wendy konuştuğunda bir şaka programında feragatname imzalamadığından yüzü buzlanmış bir kadın hayal edeceğim.
- Cuando hable... - Cuando hable... -... veré a una mujer borrosa...
Beş yıl sonra buluşmak için kadeh kaldırıyorum. Ben 80 yaşında olacağım, organlarım 40 yaşında olacaklar. Orangutan yaşını hesaplamayı bilmiyorum ama penisim sekiz yaşında olacak!
Brindo por hacer esto de nuevo en cinco años, cuando cumpla 80 años y mis órganos tengan 40, y no sé hacer la conversión a años de orangután, pero mi pene tendrá ocho años.
Aynı 16 yaşında tek heyecanımızın Guinness Rekorlar Kitabı'nın çalı topağını ölçmesi olan bir kasabada yaşamam gibi.
Estoy como a los 16, en un pueblo donde lo más emocionante fue cuando llegó el libro Guinness y midió nuestra planta rodante.
- Ash'ın eski eşi sorgu odasında.
Tengo a la exmujer de Ash en el interrogatorio. Estupendo.
İşte o zaman yolun karşısında cesedin başında dikilen polisleri gördüm.
Es entonces cuando vi allí de pie a la policía, al otro lado de la calle. Sobre su cadáver.
Marla adında birini arıyoruz.
Estamos buscando a alguien llamado Marla.
Aslında sana nişan alıyordu.
En realidad, te estaba apuntando a ti.
Aslında bunu da onun yanına ekle olur mu?
De hecho, ¿ por qué no añades este a la olla?
Aslında... bu bana evi hatırlatıyor.
De hecho... me recuerda a casa.
Sue Hightower adında bir hastamız var. Tanrı Johnson'ın saldırdığı
Tenemos una paciente llamada Sue Hightower, a la que Dios Johnson atacó.
Belki kavga sırasında düşürmüştür... ya da geri dönüp alacak fırsatı olmamıştır.
Tal vez se le cayó durante la pelea o simplemente no le dio tiempo a tomarlo.
Ödeneğimizin yarısı onu hapis dışında tutmak için gidiyor.
La mitad de nuestra facturación se destina a mantenerlo fuera de la cárcel.
Burada senin dışında herkesi tanıyorum.
Conozco a todo el mundo que está aquí salvo a ti.
Saatli bir bombasın. Aslında bundan bahsetmişken... şimdiye çoktan birine... zarar vermiş olabilirim.
De hecho, hablando de eso, puede que ya haya herido... a alguien.
Neden kamyonetiniz dün gece 3 sularında... Eagle Rock yakınlarındaki terk edilmiş depodaydı?
¿ Por qué estaba vuestra furgoneta aparcada fuera de un almacén abandonado en Eagle Rock anoche a las 3 : 00?
Annemin yanında ol ya da olma... onu basitçe babamın üstüne salamam.
Independientemente de si estás con Mamá o no, simplemente no puedo dejar a Mamá sola con Papá.
Ve sende maden hissesi karşılığında bana onun adını vereceksin.
Y me dirás el nombre a cambio de una participación en las minas.
2 ay önce, Jaypur'daki fabrika yangınında 18 kişi öldü.
Dos meses antes, un incendio en una fábrica en Jaipur mata a dieciocho personas.
Tekrar aradıklarında onları bulacağız.
La próxima vez que llamen, vamos a encontrarlos.
Bir keresinde Tshikapa dışında bir elmas madenini desteklemiştim.
Una vez financié una mina de diamantes a las afueras de Tshikapa.
Bir gün, yalnız ve silahsız bir adam çıkıp geldi. Benimle maden hakkında konuşmaya başladı.
Un día, un hombre apareció desarmado y empezó a hablarme de la mina.
Onun hiç birşeyi yoktu, bir hikaye dışında..... açgözlülük hakkında mezalimi ve anlaşmazlığı yönetme maden civarındaki köylerde yaşayan insanları kontrol altında tutmak için toplu tecavüz ve sakatlamayı kullanan silahlı adamlar hakkında.
Él no tenía nada salvo una historia sobre la avaricia que conducía a la atrocidad y al conflicto, de los grupos armados que utilizaban las violaciones masivas y la mutilación como forma de controlar a la gente en los pueblos cercanos a las minas.
Şartlı tahliye duruşmasında 3 kişi onun lehine ifade vermiş. Ebeveynleri ve üniversitedeyken staj yaptığı özel hisse senedi firmasının CEO'su.
En la vista por su libertad condicional, tres personas testificaron a su favor... sus padres y el presidente de la empresa de capital privado de la que fue becario en la universidad.
Yıllarca, meslektaşlarım değerleri hakkında böbürlendi ve onlara yatırım yapmaya teşvik etti.
Durante años, los colaboradores han cantado sobre sus tasas de rentabilidad, instándome a invertir con ellos.
Yakında çocuklara bahçesinden çıkmalarını söyleyen ihtiyara dönüşeceksin.
Estás a esto de gritarle a los niños que no te pisen el césped.
Dr. Grey var. Sizinle konuşmak istiyorum. Uçağı indirmek hakkında.
a la Dra. Grey aquí, quiere hablar con usted sobre aterrizar el avión.
Kontrolsüz ve steril olmayan bir ortamda şırınga ile beyni delmenin bir milimetre uzağında olacaksın.
La sitúa a menos de un milímetro de perforar materia gris con una jeringuilla en un ambiente ni controlado ni estéril.
Gidip oksijen getirmeni istiyorum. Yolculara yanında ereksiyon bozukluğu hapı olan var mı diye sor.
Vale, necesito que vayas a buscar el oxígeno, coge el altavoz y pregunta si alguien tiene pastillas de disfunción eréctil.
Merhaba Mary, karnında sertleşme olup olmadığını anlamak için nazikçe bastıracağım.
Hola. Mary, voy a palpar tu abdomen suavemente para ver si está blando.
Ameliyat sırasında uyuşuk olmanı sağlayacak.
Esto te va a adormecer durante la cirugía.
Evin her tarafında elektrik ve merdiven tuzakları var.
En toda la casa trampas mortales eléctricas a nivel del piso.
- Pantolon dışında evet.
- A excepción de sus pantalones.
Şimdi ise hastanede uyanacak. Boğazında bir tüple ve nerede olduğunu bilmeden. Etrafında sadece yabancılar olacak ve büyük ihtimalle deli gibi ağrısı olacak.
Y ahora se va a despertar en un hospital con un tubo en la garganta y sin saber cómo llegó hasta aquí y rodeada por extraños y probablemente sufriendo muchísimo.
Kadının yanında sürekli birinin beklemesini istiyorum.
Quiero a alguien con esta mujer a cada momento.
Yakında gidecek.
Se va a ir pronto.
Hayat bizi imkansız bir şey yapmamız için zorladığında vücudumuzda bir patlama gerçekleşir.
Cuando la vida te obliga a hacer algo imposible... se experimenta una explosión dentro del cuerpo.
Yangını CCU civarında tutmaya çalışıyorlar ama acil servis katına sıçradığını duydum.
Intentan contenerlo cerca de la UCIC, pero he oído que se ha extendido a la planta de quirófanos.
Kampımızın 15 kilometre uzağında bulmuşlar.
La encontraron a 15 kilómetros de mi puesto.
Tabi ki düşünmedin. Çünkü senin her gün etrafında,... suçluların olmaması gibi bir ayrıcalığın var. Şimdi kendine şunu söyleyebilirsin ;
Porque tienes el privilegio de no estar cerca de criminales todos los días, así puedes decirte a ti mismo que las personas como ella son las víctimas y yo soy el imbécil.
Ve sen karşılığında bir şey istemiyor musun?
¿ No estás... buscando algo a cambio?
Sanırım Katrina Kasırgası sırasında neler olduğunu anlamama gerek yok.
No creo que tenga que recordar a la gente lo que sucedió durante el huracán Katrina.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]