Bachelor traducir español
105 traducción paralela
- Bachelor Bud. Yediye dört verdi. - İyi.
- "Pimpollo Soltero". 7 a 4 de ventaja.
Bugünün ilanlarına bakıyorum.
Es el Bachelor Bait de hoy. Lo siento, señor.
Üzgünüm efendim, ama ilanınıza cevap yok.
BACHELOR BAIT MÁS ALLÁ DE LA BIGAMIA No hay respuesta a su aviso.
He's over thirty, still a bachelor.
Unos treinta años y todavía soltero.
Bachelor Cape için önemli bir hafta olacak.
No, esta semana volveré a mis días de soltero.
I remember your bachelor party.
Recuerdo tu despedida de soltero.
Siyahların sorunlarından bahset. Devrim televizyonda yayınlanacak.
Habla acerca de por qué nunca hacen "The Bachelor" con un negro.
Açıkçası, kardeşim beni Bachelor yarışmasıyla şaşırttı.
Al parecer mi hermano me confundió con el reparto de The Bachelor.
Siz fazla "Bachelor" izlemişsiniz.
Creo que vio mucho...
Biraz "Batı Kanadı", biraz "Bekar" programları gibi olur.
Una mezcla de The West Wing y Bachelor.
Çok heyecanlandım.Kendimi tanıtmayı unuttum Patrick Bachelor.
¡ Oh Dios, soy tan alborozado, me olvidé de presentarme... Patrick Bachelor!
Sırada sizleri buraya getiren radyo çalışanı İsmine de uygun Patrick Bachelor.
Nuestro próximo ítem es la personalidad de la radio que os hizo venir a todos el convenientemente llamado Patrick Bachelor ( soltero )
Ben Patrick Bachelor, Şirin Elmo'nun yerel radyosu Kzpz Radyo'dan yayın yapıyorum
Soy Patrick Bachelor, desde su estación de radio KZPZ localizada en Lovely, Elmo.
Bekarlıktan daha iyi.
Mejor que en "The Bachelor".
Ben sadece Bachelor'ı seyrederim.
Realmente sólo veo telenovelas y The Bachelor.
Edward O'Kelly ayın 8'inde saat 1'de Bachelor'dan geldi.
Edward O'Kelly llegó de Bachelor a la una de la tarde del día ocho.
Patrick Bachelor, kendinden utanmalısın.
Patrick Bachelor, deberías avergonzarte de ti mismo.
Hiç Bachelor'ı seyretmedin mi?
¿ No has visto el programa The Bachelor?
Hayatına şey gibi bakıyordu, "Yaşamak için çok ayım var, ve bu senaryoyu bitirip, yeni bir Ninja Mezunları Partisi yapmak istiyorum, çok kez kayıt yapmak için yeterli materyal var."
Ahora él estaba mirando su vida como : "Solamente tengo algunos meses de vida, quiero terminar el guión, hacer un nuevo" Ninja Bachelor Party ", grabar suficiente material para varios discos más. "
Gören de gözde bekar yarışmasını kazanmış zanneder.
Parece que acaba de ganar en The Bachelor ( Soltero Codiciado ).
Doğum günümde bile acele etmemi söylemiştin çünkü "Bachelor" başlıyordu.
Incluso en mi cumpleaños dijiste que me apurara porque querías ver "The Bachelor".
"The Bachelor" başladı diyecektim. Sarılmak da güzel.
Iba a decir que están pasando "The Bachelor".
"Bekârlığa Veda" yı izlediğimde ağlıyorum.
Lloro cuando veo "The Bachelor".
"Bekârlığa Veda" izliyorum.
Veo "The Bachelor".
Edie Teyze, Bachelor'da ne kaçırdım?
Tía Edie, ¿ qué me perdí en The Bachelor?
Evde ne izlersiniz bilmiyorum ama biz burada harika şovları izleriz.
The Bachelor, Bachelorette, Say Yes to the Dress, Ace of Cakes.
İş, yemek yemek ve oturup Bachelor izlemek.
Nosotros solo trabajamos, cenamos y nos sentamos a ver The Bachelor.
İlk para fırlatma uzmanı önce "Gelinim Olur musun?" da yarı finalist olmuş.
La primera especialista en rotación de moneda... fue semifinalista en The Bachelor.
Bu akşam bir şey yapmak istemiyorum dediğimde,... "Evlen benimle" programının eşcinsel versiyonunda sen bir adamdan gül almış gibi davranırken ben yalnız kalmak istiyorum demek istemedim.
Cuando dije que no quería hacer nada esta noche, no significaba que quisiese estar sola. ¡ Mientras tu actuabas como si tuvieses una rosa en la versión campesina gay de "the bachelor"!
The Bachelor'un bir sezonu çekilmişti orada ve sanırım The Apprentice L.A. vardı.
Filmaran una temporada de The Bachelor allí y The Apprentice, creo.
Bachelor mı götürdü?
lo habra movido el gerente?
- Bachelor'ı gördünüz mü?
- ¿ Has visto al jefe?
Bachelor'ı gördünüz mü?
¿ Has visto al jefe?
Marcel ve Bachelor, siz kalın.
Marcel y Celibatar, quédaros aquí.
Bachelor'ı yalnız bırakmam.
No me voy a nungun lado, no dejare al soltero.
- Bachelor'ı yalnız bırakamayız.
- No dejo al Celibatar solo.
Hafta sonu eşofmanlarımızı giyip bir yığın Çin yemeği yiyeceğiz ve "The Bachelor" ı izleyeceğiz. - Aman Allahım.
Vamos a ponernos nuestros chándals de fin de semana, comer un montón de comida china y ver The Bachelor.
Biliyor musun, aslında "The Bachelor" bayağı iyidir.
- Sí. Ya sabes, "el bachiller" realmente muy de fiar.
Neden evde kalıp "The Bachelor" ı izlemiyoruz?
¿ Por qué no nos quedamos en casa y vemos The Bachelor? Nos he apuntado a una clase de cocina increíble.
Bu hafta 80 saat çalıştım, o yüzden şimdi Çin yemeğine, "The Bachelor" a ve eşofmanlara odaklanalım.
Comida china, Bachelor, chándal, vamos.
"Şahane Bekâr" filmini izledim ben, tamam mı?
- Pero nada. He visto The Bachelor.
"Şahane Bekâr" filmini izledim ben, tamam mı?
He visto "The Bachelor".
The Bachelor'da helikopteri kullanan adamı yazardım.
Yo lo he escrito del tío que voló en helicóptero en "The Bachelor".
"The Bachelor" un ilk bölümü gibi ama elmalı martiniler yok.
Es como el principio de "The Bachelor", pero sin los Appletinis.
Yani, "Bachelor" için 2 saat kanepede oturduktan sonra bile zor toparladım.
Digo, apenas puedo estar 2 horas en el sofá viendo "Bachelor".
Ve "Gelinim Olur Musun" izlediğim için benimle bir daha dalga geçme!
Y no te burles de mí por ver "The Bachelor".
Mükemmel kadının şu an barda ve The Bachelor * üstüne gözyaşı döküyor.
Tu mujer perfecta está en la barra, destrozada por "The Bachelor".
♪ Aşık oluyorum. ♪
S02E21 BACHELOR / BACHELORETTE Traducido por :
The Bachelor programında değiliz.
Esto no es "The Bachelor".
The Bachelor, Bachelorette, Say Yes To The Dress Ace Of Cakes.
No creas que todas somos como Lindsay Lohan.
Evde kalıp The Bachelor'ı izlemeliydik.
Nos tendríamos que haber quedado en casa a ver The Bachelor.