English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → español / [ B ] / Bakarım

Bakarım traducir español

13,590 traducción paralela
Yarın bir daha bakarım o zaman.
Pues bien, voy a mirar de nuevo mañana entonces.
Ne yapabileceğime bir bakarım.
Veré lo que puedo hacer.
Ben bakarım..
Yo me encargo.
Eğer başka özel bir indirim teklif ediyorlar mı diye bakarım ama bilmiyorum.
Podría mirar si ofrecen otro especial, pero no lo sé. ¿ Otro especial?
İş başı yapınca bakarım.
Miraré a ver cuando llegue.
Bakarım.
Le daré un vistazo.
Tekrar bakarım.
Volveré a comprobarlo.
Çaresine bakarım.
Lidiaré con ellas.
Lash'ın kimliğiyle ilgili neler bulabileceğime bakarım.
Veré qué puedo averiguar sobre la identidad de Lash.
Başımın çaresine bakarım.
Estaré bien.
Bakarım.
Miraré.
- Hayır. Ben bakarım.
Yo atiendo.
Ama silahlarımı LAPD üzerinde kullanırsanız terörizm suçlamasına bakarım.
Pero si utilizas mis armas en Los Angeles, me acusarán de cargos de terrorismo.
Teyit etmek için her zaman ehliyetlere bakarım.
Sí, sí, seguro. Siempre compruebo licencias de conducir sólo para confirmar.
Ne yapabileceğime bakarım.
- Veré qué puedo hacer.
- Bir hal çaresine bakarım.
Se lo descubrirán. O lo haré.
Lydia'ya ben bakarım.
Yo sé cómo cuidar a Lydia.
Çocuklarına ben bakarım, eğer karşılığında fazladan yiyecek alırsam.
Yo los cuido si a cambio consigo comida extra.
- Bakarım.
- Bueno, ya me ocuparé de eso.
Doğru yaparsam bakarım.
Espero no hacerlo mal.
- Ben bakarım.
Voy a conseguir eso.
Ooh, ben bakarım.
¿ Ahora lo entiendes?
Böyle ölürsen annenin yüzüne nasıl bakarım?
¿ Cómo puedo hacer frente a tu madre si mueres de esta manera?
Hepsinin çaresine bakarım ben.
Me encargaré de cualquiera que pongas.
Benjamin, zahmet olmazsa mesaja bakar mısın?
Benjamin, ¿ podrías leer ese mensaje?
- Zahmet olmazsa bakar mısın?
¿ Podrías leer ese? - ¿ De veras?
Sizce de ona bir iyilik borcunuz yok mu? Bakar mısınız?
¿ No crees que le debes un favor? ¡ Disculpe!
Sen bakar mısın?
¿ Atiendes tú?
Bakar mısın.
Eres dinamita. - Perdón. ¿ Amigo?
Bakar mısınız?
¡ Discúlpenos!
- Bri, bakar mısın?
Hey, Bri? ¿ Sí?
- Biliyorum. Cürete bakar mısın?
- Lo sé. ¡ Qué cara más dura!
Çamaşır odasına bakar mısın?
¿ Y en el cuarto de la colada?
Biraz bakar mısın?
¿ Te importaría vigilarlo un segundo?
Bakar mısınız bayım?
Discúlpeme, señor.
Pardon. bir dakika bakar mısınız millet?
Miren, discúlpenme.
Şu zarafet ve gaddarlığa bakar mısın.
Cuanta gracia y ferocidad.
Şuna bakar mısınız?
¿ Pueden ver eso?
Merlin'i o ağaçtan kurtaracağım sonra hep birlikte Karanlık Olan'ın icabına bakarız.
Liberaré a Merlín de ese árbol y podremos encargarnos del Sr. Oscuro.
Şuna bakar mısın? Hadi.
- Mira eso.
- Bakar mısın?
¡ Disculpe!
Bakar mısın?
¡ Disculpe!
- Bakar mısınız?
- Por aquí.
Bakar mısınız, acaba...
Hola, por casualidad...
Yarana bakar mısın?
Mira tu herida.
Ona bakar mısın, Harry?
¿ Puedes mantenerla, Harry?
- Pardon bakar mısınız?
¡ Sí!
Pardon, bakar mısınız?
Oiga, perdone.
Pardon, bakar mısınız?
Hey, disculpa. Hola.
- Amena'ya da bir bakar mısın?
¿ Le darás una ojeada a Amena?
Bakar mısınız?
¿ Perdona?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]