English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → español / [ B ] / Balfour

Balfour traducir español

99 traducción paralela
Ellie ile evlendiğim günlerde Bartham Henderson ve Peck hukuk firmasındaki konumum...
Cuando me casé con Ellie, mi trabajo en el bufete de Balfour, Henderson y Peck... En media hora le conté mas que lo que nunca le había contado a Ellie.
Karşılığında 1917'de Balta Bildirisi'nde bir söz verildi.
A cambio, la declaración Balfour de 1917 incluyó esa promesa.
- Shawn, Bay Balfour'a yolu gösterir misin?
Puede gritar afuera. Shawn por favor, acompaña al Sr. Balfour. Sí, por supuesto.
Bu yer Patrick Balfour'a ait.
Este piso pertenece a Patrick Balfour.
Jack ve Ben, Wesley i alıp Balfour gölüne gitmiştik.
Recuerdo cuando Jack y yo fuimos con Wesley de acampada al lago Balfour.
ÜNLÜ HAYDUT ARANlYOR TUTUKLANDl
SE BUSCA FORAJIDO BLACK BALFOUR ARRESTADO
Sebastian Balfour?
¿ Sebastian Balfour?
Birinci Dünya Savaşı'nın ardından, Filistin'de Yahudi ülkesi vaat eden Balfour Deklarasyonu Britanya tarafından yürürlüğe konduğunda, Britanya kontrolü altında yapılan Yahudi göçlerinde artış yaşandı.
La inmigración judía creció bajo el escrutinio británico después de la Primera Guerra Mundial. Cuando los británicos implementaron la Declaración Belford... prometiendo tierra a los judíos en Palestina.
Kasim 1917'de, Ingiliz birlikleri Kudüs önlerinde savasiyordu Filistini Türklerden almak için, Londra'da bulunan Disisleri Bakani Balfour Deklarasyonu olarak da bilinen mektubu yazdi,
En noviembre de 1917, mientras que las tropas británicas luchaban por Jerusalén tomando Palestina a los turcos, el Ministro de Exterior, en Londres, escribió una carta que fue conocida como la "Declaración de Balfour".
Mektupta Filistinde Yahudi toplumuna verilecek ulusal bir yer konusuna Ingilizler tarafindan olumlu bakilabilecegini ve gerçeklesmesi için ellerinden ne geliyorsa yapilabilecegi yaziyordu
La Declaración de Balfour decía que "Inglaterra vería " con placer el establecimento en Palestina, " de un hogar nacional para el pueblo judío y
Bay Balfour, cevap verin, tamam.
Sr. Balfour, adelante, cambio.
Arago'nun Bilimler Akademisinde Daguerre adına düzenlediği resepsiyonun ardından, devasa bir İngiliz donanması,... Lord Balfour'un Deklarasyonun daha yıllar öncesinde,... Filistin'e yelken açmıştı.
Después de la recepción de Daguerre por Arago, en la Academia de Ciencias, una armada, de mayoría británica, luego de suscrita la "Declaración de Lord Balfour", se lanzó contra Palestina.
Denizci er Derek Balfour, 22.
Marinero Derek Balfour, veintidós años.
" Denizci Balfour'da rütbe arttıracak yetenekler eksik. Ama kendini donanmaya adamış durumda.
" El marinero Balfour carece de las condiciones necesarias para el ascenso, aunque siente una gran devoción por la Marina.
- Denizci Balfour'un bir arkadaşı perşembe gecesi bir barda olduklarını söylüyor.
- hasta que se unió a la Marina. - Un amigo del marinero Balfour dice que el jueves por la noche estuvieron juntos en un club de D.C.
Aslında Bay Palmer, Denizci Balfour'u totemlere göre yargılayacaksan çok yukarlarda olduğunu görürdün.
En realidad, Sr. Palmer, el marinero Balfour fue dispuesto como si lo fuera, como si hubiera sido alguien más cercano al mando.
Denizci Balfour şahdamarı parçalanması sonucu kan kaybından öldü.
De cualquier forma, el marinero Balfour aquí presente, murió por la pérdida de sangre a causa de la sección de la carótida.
Donanma sunucuları Denizci Belfour'un mailinde bir şey olmadığını gösteriyor.
En el servidor de la Marina no había nada inusual respecto a los correos del marinero Balfour.
Ama yakında Belfour'un kimliğini alan kişiyi bulacağız.
Pero hasta hora no tenemos una toma nítida de la persona que está suplantando la identidad de Balfour.
Balfour'un apartman yöneticisi, cumadan beri evinde birinin kaldığını söyledi.
El gerente de los apartamentos donde vivía el marinero Balfour dice que en su apartamento está viviendo alguien desde el pasado viernes.
Denizci Balfour'un ölümü ve küçük buz kalıpları profile uyuyor.
El asesinato del marinero Balfour encaja en el patrón, hasta en lo de los cubitos de hielo graciosos.
- Balfour son kurban.
Balfour ha sido la última víctima.
Denizci Balfour'un dairesinde bulunan çiçeği Kuzey Amerika'daki türlerle karşılaştırdım ve bir eşleşme buldum.
Después de comparar la flor encontrada en el apartamento del marinero Balfour con docenas de especies oriundas de norteamérica, tengo una coincidencia.
Denizci Balfour'un yaraları çok temizdi. Tırtıklı kesik yoktu.
Las heridas del marinero Balfour eran limpias... no tenían bordes desiguales.
- Balfour'un dairesindeki çiçek gibi.
La flor del apartamento de Balfour no nos ha aportado nada.
Denizci Balfour'un kişisel mail adresine öldüğü sabah bir mail gelmiş.
Es del historial de correos personales del marinero Balfour. El más reciente es de la mañana del asesinato.
" Bundan kurtulacağını sanıyorsan, yanılıyorsun Balfour.
" Estas loco si piensas que vas a librarte de esto, Balfour.
Denizci Balfour'u öldürmekle tehdit ettiğin mail elimizde.
Tenemos correos que envió amenazando al marinero Balfour.
- Neden Balfour'u tehdit ettin?
¿ Por qué amenazaba a Balfour?
Balfour'a odaklan.
Concéntrate en Balfour.
Balfour öldürüldüğünde de başkentteydi.
Y estaba aquí, en D.C. el día que Balfour fue asesinado.
Balfour beşinci kurbandı.
Balfour fue la quinta víctima.
- Balfour retraktör.
- Retractor Balfour.
Adım Jean Balfour.
Mi nombre es Jean Balfour.
- Evelyn Balfour.
- Evelyn Balfourt...
Bayan Balfour'la aranızda hiç sıkıntı yok muydu?
¿ Iba todo bien entre usted y la Sra. Balfour?
Bayan Balfour geceleri sık sık yalnız dışarı çıkar mıydı?
¿ La Sra. Balfour salía sola por las noches a menudo?
Ama bunun dışında Bayan Balfour tam bir ev kuşuydu değil mi?
Aparte de eso, la Sra. Balfour era más bien hogareña, ¿ no?
Bayan Balfour'un biriyle görüştüğü anlaşıldı efendim.
Parece que la Sra. Balfour se estaba citando con alguien, señor.
Evelyn Balfour'un ağzına tıkılmış mendile D harfi işlenmişti.
El pañuelo metido en la boca de Evelyn Balfour... estaba bordado con la inicial D.
Bayan Balfour'un çantasındaki parmak iziyle bir eşleşme yakaladık efendim.
Tengo una correspondencia de una huella digital del bolso de la Sra. Balfour.
Balfour'lar bir iki ay önce banyolarını yenilemişler.
Los Balfour tenían un cuarto de baño instalado hace unos meses.
Bay Balfour'un bazı işlerini yaptık.
Sí, hicimos un trabajo para el Sr. Balfour.
Sorun şu ki Roy... Bayan Balfour'u dün boğulmuş bulduk.
Verá, la cuestión es, Roy... que ayer encontramos a la Sra. Balfour estrangulada.
En azından Balfour davasının seyri beklendiği gibi.
Al menos parece que el caso Balfour va a ir como es de desear.
Evelyn Balfour'u bulduğumuz yük vagonunun kapısına tebeşirle yazılmıştı.
Escrita con tiza en la puerta del vagón donde encontramos a E. Balfour.
Evelyn Balfour boğulmuştu. Tıpkı Othello'nun karısı Desdemona gibi.
- Evelyn Balfour fue estrangulada, señor, como Desdémona, la esposa de Otelo.
Balfour cinayeti için bir zanlımız yok mu zaten?
Creía que teníamos a alguien por el asesinato de Balfour.
- Adım, Thomas Balfour.
Faulkner, soy Thomas Balfour.
Denizci er Derek Balfour.
Marinero Derek Balfour.
Denizci Derek Balfour.
Marinero Derek Balfour.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]