Battaniye traducir español
1,847 traducción paralela
Eğer sokaklarda yaşamaya yeni başlamışsa yiyecek, giyecek, battaniye, temizlik malzemesi çalmış olabilir.
Si es alguien que hace poco se convirtió en indigente podría haber robado comida, artículos personales, mantas artículos de tocador.
Kirli bir battaniye ve köşeye yığılmış bazı eşyalar buldum.
Sí, tengo una manta sucia y algo enrollado, en una esquina.
- İşte battaniye.
- Aquí tiene una frazada.
Ona battaniye ve elbise getir.
tráele toallas y ropa seca.
Bana bir tane daha sıcak battaniye verin.
Dame otra manta caliente.
- Arabaya gidip battaniye getireceğim.
Voy a la camioneta a traer algunas mantas.
Bak, havaya ıslak bir battaniye atmak istemem ama farketmediysen, oylamaya gidiyorum.
Mira, no quiero desilusionarte. Pero si no lo has notado, estoy debajo en las encuestas.
Bir branda, birkaç battaniye ve yastık getirdim.
Tengo una lona, un par de mantas, almohadas de aerolínea...
Bir battaniye kayıp.
Falta una manta.
Bir bıçak, bir battaniye.
Una navaja, una manta.
Yiyecek, giysi, battaniye, yakıt.
Comida, ropa, mantas, combustible.
Battaniye ister misin?
¿ Quieres una manta?
Ona battaniye getirmiştim.
Entré para darle otra manta.
Burada yenisiniz, herhangi bir şey lazım mı, mesela fazladan battaniye.
¿ Estás bien? ¿ Necesitas algo? ¿ Otra manta?
Sana bir battaniye daha getirebilirim.
Le traeré otra manta.
Eski duş perdesinden battaniye mi yapıyorsun?
Usted no está haciendo una manta de su vieja cortina de la ducha?
Battaniye getirin!
¡ Traigan una toalla!
Yeterince yavaş yürümek,... ve yün battaniye kullanmak sesi emerek alarmın ötmesini engeller.
Muévete despacio, y la lana absorberá lo suficiente para que no se dispare.
Aynı zamanda, Isıl battaniye, vücudunuzu ısı algılayıcı saf dışı bırakır.
Una manta térmica, mientras tanto, te protege de los sensores de calor.
Eğer korku filmiyse gidip bir battaniye alacağım.
- Es una película de terror. Toma una manta.
Battaniye?
¿ Una manta?
Battaniye? Francine?
¿ Una manta?
sonunda battaniye aldın mı?
Tienes al menos una manta?
Birisi hemen buraya bir battaniye getirsin!
¡ Alguien que me traiga una maldita manta!
Battaniye falan ister misin?
¿ Quiéres un cobertor o algo así? Arriba en el closet tenemos algunos.
Battaniyeye ihtiyacımız var, iki battaniye.
Necesitamos mantas, dos mantas.
Dört battaniye.
Cuatro mantas.
Bize yemek verdi. Battaniye verdi. Bizi kurtardı.
Nos dio alimentos, nos dio mantas y cosas, y nos rescató.
Evet. Keşke bir battaniye daha olsaydı.
- Sí, me encantaría tener otro abrigo.
Karanlık büyük bir battaniye gibi çöktüğü zaman biz hazırlıklı olacağız.
Un gran manto de oscuridad descenderá y cuando lo haga, estaremos listos.
İçine battaniye ve her şeyi koydum.
Puse una manta y todo.
Sana ince bir battaniye vereyim.
Te daré una manta más fina.
Battaniye sarıp sakinleştirmeye çalıştık.
Y yo la tapo con una frasada, trato de calmarla.
Bana makara, bir kaç battaniye getir.
Pero traete unas poleas, unas frazadas.
Bir battaniye ile üzerini ört.
Tápense con una manta.
Babama ısıtmalı battaniye getirdim, her zaman üşüdüğünü söyler.
He comprado una manta térmica. Papá dice siempre que tiene frío.
- Isıtmalı battaniye.
- Una manta eléctrica.
- Daha fazla battaniye getir.
- Trae más mantas.
Beyaz adamlar, halkıma en son bir şeyler verdiğinde tifo salgını vardı, ve battaniye dağıtıyorlardı.
La última vez que un blanco nos dio algo fueron mantas llenas de tifus.
Hepsi, göğsündeki işareti saklamak için battaniye kullanıyor değil mi, Çavuş Colbert?
Tienen mantas para esconder las fuentes de calor, ¿ no, sargento Colbert?
Yani, battaniye almam gerekir ama, çünkü anakaranın toprak örtüsü... -... alerjenlerle dolu.
Aunque tendría que llevar una manta porque el suelo del continente está lleno de alergénicos.
Çadır, sabun, ayakkabı ve battaniye de büyük ihitiyaç.
Carpas, jabón, zapatos y cobijas también escasean.
Şef, üzerine bir soğutucu battaniye daha atalım mı?
Jefe. ¿ Deberíamos poner otra manta de enfriamiento en el?
Burada bekle, arabadan battaniye getireceğim.
Espera, voy por La manta al auto.
Gillian, battaniye getirin.
Julian, trae la frazada.
Ben tesise gidip battaniye bulacağım.
Iré a revisar el Travel Inn y conseguiré algunas mantas.
Arkasına geçtiğimde onu şöyle bir pozisyona sokarsam, ve Frank olduğu yerden üzerimize bir battaniye atarsa, arkadan yasladığım görünmez.
Qué tal si me pongo en una posición detrás de él y Frank podría arrojar esa manta que tiene ahí encima nuestro, y no se puede ver la penetración.
Battaniye tecavüzü... pardon, - arkadan dayamayı daha zarif gösterir. - Bu güzel.
Porque la manta hará que la violación- - Lo siento que el sexo por detrás parezca más elegante.
Unutmadan söyleyeyim eğer üşüyecek olursan dolabın içinde battaniye var.
Olvidé mencionar que hay otra cobija en el clóset si te da frío.
- Şurada battaniye var.
- Tiene mantas en el armario.
- Daha fazla battaniye istemediğine emin misin?
- ¿ Seguro que no quieres otra manta?