Ben vermedim traducir español
904 traducción paralela
Hükmü de ben vermedim, mahkeme verdi.
Yo no Io sentencié, la corte Io hizo.
Unutma, bunu sana ben vermedim.
Recuerda. No te lo he dado yo.
" Bir yerde bulmuştur. Ben vermedim.
"Lo habrá encontrado, yo jamás se lo di".
O fiyatı ben vermedim, siz verdiniz.
Yo no le he puesto precio ha sido Ud.
- Ben vermedim!
- ¡ Bueno, yo no!
Amos, şişeyi ona ben vermedim, o verdi.
Amos, yo no le di la botella. Fue él.
Roy'a viskiyi ben vermedim.
No fui yo quien serví a Roy.
Emri ben vermedim, Teğmen Loquenzi verdi.
No puedo hacer nada. Órdenes del Teniente Loquenzi.
Ben vermedim.
Yo no fui.
o kadar yanıtı ben vermedim.
Yo no inventé esas respuestas.
Ben vermedim.
No le dije nada.
Ben sana bundan daha iyi terbiye vermedim mi?
¿ No te he enseñado bien?
Ama yiyeceği ben çalmadım ve barakayı da ateşe vermedim.
Pero yo no robé la comida, y tampoco prendí fuego el cobertizo.
O beklentiyi siz oluşturdunuz. Hepinizin de çok iyi bildiği gibi ben asla öyle bir ümit vermedim.
Ustedes alimentaron esa esperanza... sabiendo todo el tiempo que no tenía intenciones de cumplirla.
Ben ona bir şey vermedim.
Yo no le di nada.
Hayır, mola vermedim. Bu gece ben...
No, esta noche yo- -
- Ben öyle tepki vermedim.
- No por mí.
Ben randevu vermedim.
No tenía ninguna cita.
Senin bulduğun yerden, ama ben veda busesi vermedim.
En el mismo lugar que tú, pero no tuve que darle un beso de despedida.
Beni inciteceğini düşünüp korkma çünkü ben sana böyle bir ev vermedim.
No debes tener miedo de hacerme daño porque no te he dado una casa como esta.
Sana ben oy vermedim, Rogers.
- Yo no le he votado.
Çünkü ben izin vermedim.
Porque yo no Ie dejé.
Hayır, ben vermedim.
No, yo no.
Ben size hiçbir şey vermedim.
Jamás os di nada.
Ben ona söz verdim, vermedim mi?
- Le di mi palabra, ¿ no?
Benden 4.000 Liret borç istemişti, ama ben 1 sent bile vermedim.
Me ha pedido 4.000 liras, y le he dicho que de eso nada.
- İsim vermedim ki. Ama ben Teğmen'e nişanlılk konusunda acele edip şeyyy söyledim...
- No me permito pensar eso, pero yo tampoco lo soy.
- Ben sana söz vermedim mi?
¿ Nos hemos vuelto locos?
Ben emir vermedim.
No porque yo lo ordenara.
Görüyor musun Cuddles? Beni dünyanın en mükemmel adamı sanıyor. ve ben o çocuğa hiç şans vermedim.
Sabes, Cuddles, el piensa que soy el hombre mas grande del mundo, y yo ni siquiera le dí una oportunidad a ese chico.
Kız kardeşin açtı, ben de adımı vermedim.
Contestó tu hermana, así que no le dí mi nombre.
Ben daha size hediyemi vermedim, ama şimdi vereceğim.
Aún no le he dado mi regalo, pero lo voy a hacer.
Bu böyle bir şey yapamazsın. Buna ben karar vermedim.
Pues así son las cosas y te aguantas, porque yo no hice las reglas.
Ben ateş kes emri vermedim.
¿ Qué está haciendo, Oberleutnant?
Ben size kaçmayacağıma dair söz vermiştim. Yardım istemeyeceğimize dair söz vermedim.
Prometí que no me escaparía, no que no gritaría pidiendo socorro.
- O uzlaşmak istedi, ben izin vermedim.
Ha sido culpa mía. - Él quería un acuerdo y yo no.
Ben hiçbir şeye zarar vermedim!
¡ Eso no hace ninguna diferencia!
Ben bunun için geçiş izni vermedim.
Yo no firmé ningún pase.
Ben kimseye kamçı cezası vermedim.
No he autorizado ningún azote.
Ama... ben parayı vermedim.
Pero yo no se las di.
Bu sefer... beni çağırdı... ama ben cevap vermedim.
Esta vez... me llamó... y yo no contesté.
- Ben hortlaklara oy vermedim.
- Yo no creo que haya fantasmas.
Bunun suçlusu ben miyim? Sana hiçbir şeyin sözünü vermedim, beni suçlayamazsın!
¡ Nunca te he prometido nada y no puedes echarme la culpa!
Ben sana hiçbir şey vermedim mi?
Supongo que no os he dado nada.
Ben de, seni bir veya iki şarkı için ikna etmeye çalışacağımı söyledim ama herhangi bir söz vermedim.
Le he dicho que intentaría convencerte para que cantaras pero que no le prometía nada.
Hayatta ateist vaaz vermedim ben kilisede.
Nunca di un sermón ateísta en toda mi vida.
Ben böyle bir emir vermedim.
Jamás he dado esa orden.
Anne ve babası ameliyat parasını ödeyememiş, ben de 27 senti onlara vermedim.
Los padres no podían pagar la operación, así que me quedé con los 27 céntimos.
Bu makam için ben emir vermedim.
Yo no he dado órdenes de tomar la prefectura.
Fakat ben zarar vermedim, beyefendi.
Pero no le he hecho daño, señor.
- Oraya tırmanmasına ben izin vermedim.
- No me subí.