English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → español / [ B ] / Benoit

Benoit traducir español

275 traducción paralela
Peder Benoit ve bisikleti kahvaltıya yetiştiler.
El padre Benoit y su bicicleta llegan para desayunar.
Bisikletinizi holde bırakmanız şart mı, Peder Benoit?
En serio, ¿ debe mantener su bicicleta en el pasillo, padre Benoit?
Peder Benoit, lastik yamamayı öğrenmelisiniz.
Vamos, padre Benoit. Debería aprender a parchar una llanta.
Otto, Peder Benoit rica ettiydi..... bisiklet lastiğini onarabilir misin?
Otto, ell padre Benoit pidió antes que repararas la llanta de su bicicleta.
Paris'e gidin. 62 Rue de Picpus adresinde Saint-Benoit hemşireleri manastırı var.
Haber sido presidiario tenía ciertas ventajas.
Bir saat sonra, Catherine ve Jean gri bir Bentley'e atladılar ve gece kuşlarının sesleriyle çınlayan St. Benoit Caddesi'nden yavaşça geçtiler.
Una hora después, Catherine y Jean se levantan, se suben a un Bentley gris, y se deslizan lentamente a través de la multitud noctámbula de la Rue St. Benoit y calles adyacentes.
Benoit!
Benoit!
- Kapıyı kapat Benoit.
- Cierra la puerta, Benoit.
Benoit, şu çivileri hemen yukarı çıkart.
Benoit, lleva esos clavos al piso de arriba.
Benoit'e günaydın demedin.
No has dicho buenos días a Benoit.
Hemen geri gel Carmen ve Benoit'e yardım et.
Baja directamente, Carmen, y ayuda a Benoit.
Benoit, bu hırkaları raflara koysana.
Benoit, pon estos suéteres en el estante.
Dikkatli ol Benoit.
Cuidado, Benoit.
Benoit, buraya gel.
Benoit, ven aquí.
Benoit yukarı kimin çıktığını gördün mü?
Benoit... ¿ has visto quien ha subido? ¡ Alexandrine!
Geliyor musun Benoit?
¿ Vienes, Benoit?
- Hazır mısın Benoit?
- ¿ Estás listo, Benoit?
Benoit, kutuyu yatak odası kapısına doğru sürükle.
Benoit, arrastra la caja hasta la puerta del dormitorio.
Yapamam Benoit.
No puedo, Benoit.
Burada ne yapıyorum Benoit?
¿ Qué estoy haciendo aquí, Benoit?
Benoit'i yanına al.
Lleva a Benoit contigo.
Kahretsin Benoit, hatırlamaya çalış!
¡ Maldita sea, Benoit, piensa!
Geldik Benoit.
Estamos aquí, Benoit.
- Senatör Gallimar'ın kardeşini öldüren katil Jacques Benoit hakkında bişeyler okudunuz mu?
Habrán leído algo sobre el asesino Jacques Benoit, que mató al hermano del senador Gallimard.
Clare Benoit, Mickey, Noeaux ve Mike.
Mickey, Noeaux y Mike.
- Clare Benoit?
Sí.
Alman kuzenim, Benoit Clou, böyle küçücükken koskocamandı,
Mi primo hermano, Benoît Clou, él era diminuto, así... él era grande, gordo, ancho, fuerte, así...
Arthur Clarke'dan bilgisayarında bazı karalamalar yapmasını istiyeceğim. "Mandelbrot Kümesi" diye ifade edilen, karışık sayılarla büyüleyici bir egzersiz. Adını IBM için çalışan Fransız bilimadamı Benoit Mandelbrot'dan aldı.
Le voy a pedir a Arthur Clarke que toque algunas teclas de su computadora y realice un fascinante ejercicio con números complejos llamado Conjunto de Mandelbrot, que se llama así en honor a un científico francés que trabajaba para IBM.
Benoit benim için tam bir keyifti. - İyi bir çocuk muydu?
Benoît era tan encantador...
Benoit'm!
¡ Benoît!
Benden ne kadar istersen iste Rémy daima, ama daima Benoit ayarlayacaktır.
Sea cual sea la cantidad que necesites, Rémy... Siempre, y digo siempre, Benoît lo proveerá.
Bay Benoit beni işe aldırdı.
El señor Benoît lo buscó para mí...
Son bir kez, Benoit Patard alaycı gülümsemesi,... alışılagelmiş kendini beğenmiş tavırları ve gözlerinde küstah bakışlarla sanık sandalyesine oturdu.
Por última vez, Benoît Patard, en el banquillo de los acusados. Con una muesca sardónica en su rostro, y su usual arrogancia presumida de satisfacción.
Fransız Oliver Benoit.
El francŽs Olivier Benoit.
Benoit'in çalışmaları hoşuna gidiyor ve bir tane duvar resmi istiyor. - Bunun nesi yanlış?
Le gusta lo que hace Benoît y quiere un fresco para su fábrica.
Castella'nın Benoit'in çalışmalarını sevdiğinden falan bahsetme.
No me digas que le gusta el trabajo de Benoît.
Bu Francis Benoit, baş mühendisimiz.
Éste es Francis Benoit, nuestro ingeniero jefe.
Silikon gurusu Francis Benoit para için La Honda'yı terketti.
El gurú informático Francis Benoit ha dejado La Honda para hacer dinero.
Benoit hayatlarımızı değiştirecek bir icat ürettiğini iddia ediyor.
Benoit dice haber desarrollado una nueva invención que nos cambiará la vida por completo.
Benoit La Honda'dan ayrıldı.
Benoit se fue de La Honda.
Orada Saint-Benoit rahibelerinin manastırı vardır.
Y soy una tumba.
"Benoît gerçekten boşalmamı sağladı!" Yanındaki erkek tereyağı gibi eriyor.
"¡ Benoît podía hacerme acabar!" El anterior me derretia como manteca.
"Benoît ve ben burada kaldık."
"Benoît y yo estuvimos acá."
- Benoît'i anmanın vakti geldi sanırım.
Ese es el momento de nombrar Benoît.
Seni seviyorum " " Benoît'le aramızda geçenler tümüyle cinseldi. "
Te amo... con Benoît, fue... puramente sexual. "
Benichou bana bir öpücük vermeyecek mi?
¿ Y no hay beso para Benoît?
Yap servisi...
Benoît, sírvenos...
Evet, merhaba, Bayan Benoît.
¿ Diga? Buenos días, Sra. Benois.
Ya sen Benoit?
Benoît, ¿ quieres algo?
Özellikle de Benoit için.
Sí.
Uzun bir süre endişe duyması gerekmeyecek.
Sobre todo para Benoît, así le da un respiro.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]