Binlerce traducir español
10,398 traducción paralela
Senden gelecek binlerce öpücük asla çok fazla değildir...
Mil besos tuyos nunca serán demasiados... "
Evet. Binlerce kez evet.
Sí. ¡ Mil veces, sí!
Binlerce insanın canını boş yere feda etmeye razı mıyız?
Si estamos dispuestos a sacrificar miles de vidas en vano.
Bir kararla karşı karşıyayız. Binlerce insanın hayatını boş yere feda etmeye razı mıyız?
Si estamos dispuestos a sacrificar... miles de vidas en vano.
Nisan'dan Kasım'a New York'u terk eden binlerce siyahı kayda aldım. Bazıları İngiliz memurların köleleri olarak gitti ama diğerleri özgürce seyahat ettiler.
De abril a noviembre ayudé a registrar a miles de negros que estaban abandonando New York.
Senden binlerce kez bahsetti!
¡ Ella habló de ti miles de veces!
Beni binlerce kişinin ölümüne suç ortağı yaptı ve onu bu yüzden öldürmek istedim.
Me hizo cómplice de las muertes de miles... y quiero matarle por eso.
Gidip, evin tadını çıkarmalısınız. Ve acil durum olmayan aramalar binlerce vergi mükellefinin paralarını boşa harcıyor.
Deberías volver y disfrutar de la impresionante casa embrujada y saber que las llamadas al 911 que no sean una emergencia desperdician cientos de miles de dólares de los contribuyentes cada año.
Binlerce çalışan, on binlerce öğrenci var.
Tenemos miles de empleados y decenas de miles de alumnos.
Sarkissian ailesinin sağladığı silahlar yüzünden her gün binlerce kişi ölüyor.
Miles mueren cada día por las armas... proporcionadas por la familia Sarkissian.
- Binlerce kez öldürülebilirdik.
¡ Podrían habernos matado mil veces!
Senin sesin binlerce Büyük Britanyalıyı harekete geçirebilir.
Tu voz podría movilizar a miles de británicos.
Binlerce.
Miles.
Binlerce mi?
Miles.
Binlerce yıllık kehanetin zamanı hepimiz için geldi.
Miles de años de profecía descansan sobre tus hombros y los míos.
Listeye göre yüz binlerce dolar birikmiş borcu var.
Según esta lista, ha acumulado muchos cientos de miles de dólares de deuda.
Bunlar dün ofisimden binlerce dolarlık bir tablo çaldı.
Ayer robaron un retrato valorado en miles de dólares de mi oficina.
Binlerce adam İtalyan Savaşları sırasında Henry'nin yanındaydı.
Miles de hombre estuvieron con Enrique durante las guerras italianas.
Binlerce Romalının kanını istiyorum... -... ve kocanı ve tapınağı, bu kanı bana vermeye yönlendireceksin.
Quiero la sangre de mil romanos, y tú influirás en tu marido y el templo para dármela.
Zamanlarını, Pakistan sınırı bölgesinde, dolaşarak geçiren binlerce Peştun göçmen, barajların oluşturduğu yeni tarım alanlarına yerleştirilecekti.
Miles de nómadas pastunes, que pasaron su tiempo itinerando en la zona fronteriza con Pakistán, se instalaron en las nuevas tierras de cultivo creado por las represas.
Rus askerlerinin yanı sıra binlerce öğretmen ve doktor da Afgan halkının hayatını yeniden şekillendirecek olan programları ve hastaneleri ayarlamak için geldiler.
Y al igual que las tropas rusas, miles de maestros y médicos vinieron a establecer programas y hospitales que iban a transformar la vida del pueblo afgano.
Farklı gruplar şehrin kalbine gelişigüzel binlerce roket ateşlediğinden Kabil tamamen mahvoldu.
Kabul fue destruida por completo cuando los diferentes grupos dispararon miles de cohetes indiscriminadamente en el corazón de la ciudad.
Aynı zamanda binlerce uzman ve danışman Afganistan'a aktı.
Al mismo tiempo, miles de expertos y asesores inundaban Afganistán.
Binlerce kez evet! - Bir evet yankısı.
Un estridente sí.
Meksika toprakları binlerce ABD göçmenine ev olmuştur.
El territorio mejicano es el hogar de miles de colonos americanos.
Onlar sadece seni görmek için binlerce kilometre yol alıyorlar.
Beans, en cuanto te vean van a salir por patas.
Binlerce katman kullanmak varken bir düzine kullanmışlar.
Usaron una docena de capas para ocultarse cuando podrían haber usado miles.
Binlerce dolar açığımız var.
Nos faltan miles de dólares.
* Binlerce yıldız var gökyüzünde *
* Mil estrellas... pronto aparecerán *
Böylece binlerce topluluk odası açabileceksin.
Podrás correr miles de salas de Community.
Binlerce. On binlerce.
Miles.
-... binlerce kişinin önünde çalmak.
Tocar frente a miles de personas. ¡ Steve!
Ve sekiz yıI sonra, binlerce mil uzaklıktan.. ... Hint okyanusuna düştü.
Así que después de ocho años, se estrelló... en un franja de 1.500 km. A lo largo del Océano Índico.
Binlerce şarkı. 500 tane şarkı.
Mil canciones.
Böylece cebine binlerce şarkı koyacağım.
Así que pondré mil canciones en tu bolsillo.
O psödoefedrine kutularından biri on binlerce dolar falandır.
Cada uno de esas cajas de pseudoefedrina... podría valer cientos de miles de dólares.
Yüzlerce, binlerce takipçiye ihtiyacın var.
Necesitas cientos, miles de seguidores.
Senin gittiğin kampta binlerce öğrenci vardı.
Había'miles de estudiantes oi en el campo,
Kristal meth yaparak ve satarak aylık binlerce dolar para kazanıyorum.
Estoy haciendo ciento de miles al mes Cocinando y vendiendo cristales de metanfetamina.
Bir sonraki lafımı binlerce kez tekrarladım.
Lo próximo que digo lo he practicado miles de veces.
Otelde bekliyorum ve orada büyük kuyumcu toplantıları, sergiler ve standlar, binlerce ve binlerce dolar değerinde altın, gümüş ve elmas vardı.
En el hotel en que me hospedaba, había una convención de joyería, Puestos y pasillos, con como miles y miles de dólares en oro, plata y diamantes.
- Binlerce özür dilerim.
¿ Dónde está el baño?
Binlerce erkeğin hayatı boyunca anlamadığı bir çok şeyin üstesinden geldim.
Durante mil vidas como hombre, he atravesado por cambios que no entiendo.
- Duffer ne? - Dyffryn Ddibwys. Binlerce yıl gururla ayakta kalan bir Galler şehriydi.
Un orgulloso pueblo galés... que duró mil años, hasta que los ingleses lo inundaron a propósito.
- Tanrım, binlerce insan.
- Bueno, 48. - ¿ Mil?
TVA binlerce Amerikalıyı evinden etti.
- ¿ Quién? - ¿ La Autoridad del Valle del Tennessee?
Birincisi bunu binlerce kez açık şekilde ifade ettin.
Primero, dejaste eso dolorosamente en claro mil millones de veces.
Binlerce yıl boyunca tıp alimleri, bu minyatürleştirme süreci sayesinde bize sunulan fırsatı değerlendirerek göreceğimiz şeyleri görme gücüne sahip olmanın hayalini kurdular. Ki sanırım düşünceme katılacaksın. Bu yaptığımız, Arthur C Clarke'ın üçüncü yasasıyla özdeşleşiyor.
Durante miles de años, los médicos soñaron con tener el poder... de ver lo que nosotros vamos a poder ver... a través de este asombroso proceso reductor, el cual creo que aceptarás, es la materialización misma de la tercera ley de Arthur C. Clarke,
Bu fotoğraflar binlerce dolara satılıyor!
¡ Algunos de estos se están vendiendo por miles de dólares!
Senden gelecek binlerce öpücük...
Mil besos tuyos...
Binlerce şarkı cebinde olacak.
500 canciones.