Bitmişti traducir español
1,475 traducción paralela
İşimiz bitmişti.
- Estamos terminando.
Jake, tartışacağın zamanı ödevine harcasan çoktan bitmişti.
Si pasas mucho tiempo haciendo eso...
Ben olmasam işin iki saat önce bitmişti.
Podríamos haber terminado hace dos horas si no fuera por mí.
New York'ta kaldığını duydukları an zaten iş bitmişti.
En cuanto supieron que te quedabas en Nueva York.
P-Param bitmişti.
Me quedé sin dinero.
Biliyorsun, Bart'la ilk tanıştığımda birinci sınıf yeni bitmişti...
Sabes que la primera vez que conocí a Bart fue en primer grado durante el recreo
O an farketmedim ama onun ortaya çıkmasıyla Eva'nın işi de bitmişti.
¡ Le ingresaron mucho antes que a ese cantante de ópera! ¡ Penro a él le atendienron antes!
Emily çok şaşırdı, çünkü İngiltere'de kölelik devri bitmişti. Ama şirket Hindistan'da izin veriyordu.
Emily estaba sorprendida de que a pesar de estar abolida la esclavitud en Inglaterra la Compañía la permitiera en la India.
Birlikteliğimiz bitmişti.
El "matrimonio" había terminado.
Bahis bitmişti.
La apuesta había terminado.
Yani, bahis bitmişti.
La apuesta había terminado.
River olmasaydı, işimiz bitmişti.
No habríamos escapado si no es por River.
- Sorun değil, bitmişti zaten.
- Esta bien, ya terminamos.
Bitmişti.
Se les terminó.
- Bitmişti.
- Se les terminó.
- Tartar sosları mı bitmişti?
- ¿ Se les terminó la salsa tártara?
Eve döndüm çünkü param bitmişti ve gidecek yerim yoktu.
Vine a casa porque me quedé sin dinero y no tenía donde ir.
Aramızda her şey çoktan bitmişti.
Terminamos hace mucho tiempo.
Yaz bitmişti.
El verano se acababa.
Cep telefonumun şarzı bitmişti.
Mi móvil estaba sin batería.
Her zaman ki gibi, gezileri eylülün sonunda bitmişti ve ikisi de Kaliforniya yolunda ki son durakları olan Kodiak a dönmüşlerdi.
Como siempre, la expedición terminó a fines de septiembre... y ambos volvieron a Kodiak cuando regresaban a California.
Bir dakika, mesaim iki saat önce bitmişti.
Un momento. Hace dos horas que empecé mi día libre.
Eğer elinde o silah olmasaydı işin bitmişti.
Si no tuvieras esa pistola no sería así, amigo.
Nöbetiniz yeni bitmişti halbuki.
Acaba de terminar su turno.
Saval bitmişti.
Se terminó la guerra.
Yolculuk neredeyse bitmişti.
"El viaje estaba casi concluído."
Şarj bitmişti.
Se quedó sin baterías.
Şarj bitmişti.
Me quedé sin baterías.
Yoko ile işim bitmişti.
Ya no era Yoko.
Jack ve ben çıkmaya başladığımızda Paul ve aramdaki ilişki bitmişti.
Paul y yo estábamos separados antes de que Jack y yo comenzáramos a vernos.
Bu dairenin bildiği kadarıyla, Maia'nın görüleri bitmişti.
Hasta lo que este departamento sabía Maia no tenía más visiones.
Sonu kötü bitmişti.
Y... acabó muy mal. Pero bastante, hablando de Fran Drescher.
- Ve her yakalama oyununun biteceği gibi o da kötü bitmişti.
Y terminó más mal de lo que pueda terminar juego alguno.
Er Elliott'ın görevi bitmişti.
Su periodo de servicio había terminado.
Haydi, onun Daluca hesabına çalışması bitmişti.
Vamos, está todavía trabajando en la cuenta de Daluca.
Mermisi bitmişti.
No tenía más municiones.
Mermileri bitmişti.
Se quedaron sin balas.
Mermileriniz bitmişti, gölün ortasındaydınız. Küçük ve yarım kalmış bir işiniz vardı.
Se quedaron sin balas, estaban en el medio del lago y les quedaba un pequeño cabo sin atar.
- O zaten bitmişti.
- Era un perdedor.
- Şarjım bitmişti.
- Mi teléfono se ha quedado sin batería.
Bir yerde Knob Hill üzerinde bitmişti ama artık yok.
Estaba en Knob Hill, pero ya no está.
Carl'a olan öfkem taşla bitmişti.
Mi enojo con Carl cesó con la piedra
Yalnız anlaşma bitmişti, unuttun mu?
Excepto que el trato estaba cancelado, recuerdas?
Öğleden sonra, hepsi bitmişti.
En la tarde ya no estaba.
- Bitmişti, değil mi?
- Oh, es decir, ¿ nosotros...
- Zaten bitmişti.
Terminamos.
Hayır, bitmişti, ama sonra- - Ama sonradan devam etmek zorunda kaldık.
Bueno, había terminado, pero luego bueno, póngase en mi lugar.
Hayır, hayır, işimiz bitmişti.
No, no, se acabó.
Ve birdenbire bitmişti
Y de pronto, se terminó.
Görev süresi bitmişti.
Su periodo de servicio había terminado.
İsyan olayları yeni bitmişti.
¿ De acuerdo?