English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → español / [ B ] / Bla

Bla traducir español

1,343 traducción paralela
Vıdı vıdı vıdı.
Bla. Bla. Bla.
Esasında, yaşlı insanlar... kızını vuran İskoç şövalyeyi sevmediler. Vesaire, vesaire.
Al vejete no le gustó que el caballero escocés se tirara a su hija, etc., etc., bla, bla, bla.
Laf! Laf! Laf!
Bla, bla, bla!
Eğer bir torun daha duyarsam, hasta olacağım.
Bla, bla, bla, bla. Si vuelvo a oír de bisnietos, vomitaré.
Ben, 60 küsur yaşındayım ve gri bir takım giyiyorum falan.
Tengo 60 años y llevo un traje gris, bla, bla, bla.
Anlamıyorum ama iyi bir şey olmadığı kesin.
No entiendo, pero sé que es puro bla bla bla.
Ve saire.
Bla, bla, bla.
"İki melek o akşam yere indiler," vesaire vesaire...
"Caída la tarde cuando los dos ángeles llegaron a Sodoma". Bla, bla.
"Kural numarası 7-9-3, bla, bla, bla, bla..."
"Orden número 7-9-3, bla, bla, bla, bla..."
"Eric Wynn, Suçluluğunuz deklare edilmiştir, yüksek derecede vatana ihanet ve sabotajdan, ve diğer birçok ülkene ve tanrısına karşı işlediğin birçok suç... ve öyle ve o ki, bla, bla, bla..."
"Eric Wynn, habiendo sido declarado culpable de alta traición, sabotaje, y otros muchos delitos contra su país y su Dios y tal y cual, bla, bla, bla..."
Sanki Brixtonlu gibi konuşuyor, bilirsin işte senin herif, seni kancık.
Ahora, habla tipo Brixton. Y todo... "bla bla", "bla bla".
Laf, laf, laf.
Bla, bla, bla.
Şöyle diyecek "bla, bla, bla benim satırım."
Decía : "Bla, bla, bla. Mi texto."
ve şöyle okuyacak "bla-bla-bla."
Y seguía leyendo : "Bla, bla, bla."
"Ne kadar muhteşem bir kurban olacak." Sürekli aynı şeyler.
Que sacrificio tan maravilloso será. Bla, bla, bla...
Michael, eğer bu nasıl davranmamız gerektiğini falan anlatacağın bir nutuksa kendine sakla çünkü zaten ezbere biliyoruz.
Si vas a dar un sermón sobre lo que debemos hacer y bla-bla-blá... ahórratelo, porque ya nos lo sabemos de memoria.
- Vır vır konuşuyordu.
¿ Distrayéndolo? Usted sabe, bla, bla, bla.
Yani bana acıklı bir hikaye anlattı, karısının onu terk ettiği ve patronunun onu takip ettiği..
Me contó una historia muy triste, sobre su esposa que le dejó y su jefe que estaba sobre su espalda, bla bla bla...
Ben, son sonu olmayan bir görevdeyim. ... kız arkadaşını kurtarmak için. Blah, blah, blah. biliyoruz.
- para salvar a mi novia, bla bla bla ya sabemos
Laf, laf, laf.
bla. bla. bla.
Keşiflerin, sanatsal bütünlüğün.
Oh, sí, sus exploraciones, su integridad artística y bla bla
Senin Pauline nasıl? Ölü fakat iyi. Bütün gün konuşup duruyor.
Está muerta pero está bien igual, habla todo el día bla-bla-bla dijo que...
Eve geliyorum ve duygusal olarak hazır değilim, ve açılamıyormuşum, ve dır dır dır.
Que no la apoyo emocionalmente, que no me abro y bla, bla, bla.
alemler, hatunlar ve saksolar vs vs. Şimdi ise kendine bak, sokağın karşısında oturmuş karını gözetliyorsun.
Bla, bla, bla. Ahora mírate, espiando a tu ex.
Amerika'ya adanmış, vs. vs. anlıyor musun?
Un norteamericano dedicado, bla, bla, bla.
O adamın sana ilk yumruğu attığını, ipnenin teki olduğunu söyledin, vs. vs.
Tú dices que él te golpeó primero, que era un idiota, bla, bla.
Psikoloji saçmalıkları.
¡ Mierda bla-bla sicologica!
Her şeyi, acınası hayatlarımız boyunca yaptığımız benzer, eski çağrışımlardan farklı görmeyi öğrenmek.
- Es como lo llamaba Olivier. Es aprender a ver las cosas de manera diferente, - Sin esas aburridas asociaciones que hemos hecho durante todas nuestras tristes vidas, bla bla bla....
Dostluk, ihtiyaçlar, vesaire vesaire.
Compañerismo, necesidades, bla, bla, bla.
Birini uzağa yollarsan ve geri dönerse ne demek olduğunu biliyorum ve saire ve saire.
Ya me sé todo ese rollo de dejar ir a alguien y lo que significa si regresa y bla-bla-bla.
"Müzakere takımı şaşırtıcı şekilde düşüş yaşadı", vesaire, vesaire.
"El equipo de debate sufrió una terrible pérdida..." bla-bla-bla.
Ve sana nerede olduğumuzu söylemek için telefon açabilirdik ama Harry lanet telefonun dairesinde bırakmış ve eğer dursaydık daha da gecikirdik, vesaire vesaire.
pero Harry dejó su execrable celular en su departamento. bla.
Doğuda, ve Juliet tıpkı güneş gibi.
¡ Es el Oriente, y Julieta, el sol! Bla, bla, bla.
Lemurların saygın hükümdarı majesteleri nokta, noktayı sunarım.
Ahora, presentando a Su Alteza Real, el ilustre bla, bla, bla.
Bana verilen güç ve orman kanunu ile nokta nokta nokta...
Por el poder que me ha sido otorgado por la ley de la jungla, bla, bla, bla...
Dönüyoruz ve reverans... Sonra, "cesur bir gönüllü rica ediyoruz" diyoruz. Falan filan.
Y nos damos vuelta y hacemos una reverencia... y decimos : "¿ Alguien se ofrece de voluntario?", bla, bla, bla...
Lakırdı iste.
Bla, bla, bla.
The Dying Gaul'u yataktaki iki adamla birbirlerine aşık, acı çeken, ve hepsi vs. yapmayacağız.
No haremos El Galo Moribundo con dos hombres en la cama enamorándose, sobreviviendo al dolor, y todo ese bla, bla, bla.
- Harvard, Kennedy Devlet Okulu. Eşi hayırseverliğiyle ünlü, vesaire vesaire vesaire.
Harvard, escuela de gobierno Kennedy, a la mamá le interesa la beneficencia... bla, bla, bla.
Falan filan...
Bla, bla, bla.
Sally Struthers'ınki gibi hani. Günde 79 sentmiş de, falan filan.
Esa cosa de Sally Struthers, "por 79 centavos al día, bla, bla."
Biliyor musun?
Bla-bla-blá.
Gelin ve damat için video mesajı. Evliliklerini kutlamak için. Onlara sağlıklı, mutlu bir hayat falan dileyeceksiniz.
Un tributo para la novia y el novio felicitándolos por su boda deseándoles felicidad y bla, bla, bla.
ŞA
BLA -
Ne saçma konuşması?
No, ¿ por qué hablas? Bla, bla, bla...
Takımın en kötü oyuncusuymuş, falan, filan, bıdı, bıdı...
Él era el peor jugador del equipo, blá, blá, blá, blá...
Babam- -
Mi padre... bla, bla, bla.
Dır, dır, dır.
Bla, bla, bla.
Bla-bla, bla-bla-bla, bla-bla-bla, hip-hop argosu, bla-bla, bla-bla-bla.
... cómo me gusta el hip-hop...
Annem mutlu olsun diye doktor olmaya çalıştım. Okulu bıraktım.
Es solo blá blá blá.
"yarattı", "yarattı", "yarattı" dan başka pek birşey kalmıyor.
Pero, cuando se elimina el folcklore de la Biblia, no queda mucha cosa sólo blá-blá-blá...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]