English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → español / [ B ] / Blore

Blore traducir español

132 traducción paralela
- Blore.
- Blore.
- Blore?
- ¿ Blore?
- William Henry Blore.
- William Henry Blore.
Çok dikkatlisiniz, Bay Blore.
Es muy observador.
Bay Blore?
- ¿ Señor Blore? - ¿ Sí?
William H. Blore : Yalan ifadenle, James Landor'un ölümüne yol açtın.
William H. Blore, dio un testimonio falso que causó la muerte de James Landor.
Yatmaya gittiğinizi sanmıştım, Bay Blore.
Creí que estaba durmiendo.
Biliyorsun, Bay Blore, garip olan şu ki, ben de seninle aynı sonuca vardım.
Llegué a la misma conclusión que Ud.
Sevgili Blore, okuman yok mu? Sekiz küçük Kızılderili oğlan Devon'da geziyordu, biri orada kalacağını söyledi ve kaldı geriye yedi.
Ocho negritos viajaban por Devon, uno dijo que se quedaba allí, y quedaron siete.
Ben senin gibi değilim, Bay Blore! Ben saygın bir meslek adamıyım!
- Soy un profesional reconocido.
Bay Blore, ben size bir soru sorabilir miyim?
Sr. Blore, ¿ puedo preguntarle algo?
Ben değil, sen kilitleneceksin, Blore.
- No le ocurrirá a Ud.
- Yeterli değil, Bay Blore.
- No será suficiente.
Kilitle, Bay Blore.
Ciérrela, Sr. Blore.
- Ben Blore, Rogers. Aç kapıyı!
Y Blore, Rogers.
Görevi çabuk kavrıyorsun, Blore!
Muy avispado, Blore.
Onu senin yaptığını görmek isterdim, Blore.
Me gustaría verle haciendo eso.
- Evet, Blore?
¿ Sí, Blore?
Sevgili Blore : Bence hiç şansın yok.
- Querido Blore, no tiene razón.
Bekle, Blore.
Espere, Blore.
Tam isabet, Blore! Nereden bilebiliriz
- Sí, pero ¿ quién?
Yargıç biraz önce demiştin ki, katil bizden birisi. Yerinizde olsaydım, Blore'un silahı almasına izin vermezdim.
Si yo fuera Ud., no dejaría que cogiera el arma.
Tekrar bak, Blore. Orada olmalı. Cebine bak!
- Mire bien, tiene que estar allí.
Bir zihin oyunu, Blore, bir zihin oyunu.
Un juego de la mente contra otro juego de la mente.
Bay Blore'a gözünün üzerimde olmasını rica ettim.
Le pedí a Blore que nos vigilara.
Blore!
¡ Blore!
- Blore nerede?
- ¿ Dónde está Blore?
Blore, bana söylemezsen, yemin ederim seni öldürürüm.
- Si no me lo dice, le mataré.
Oturun, Bay Blore.
- Siéntese, Blore.
Yerinde olsam, konuşurdum, Bay Blore.
- Yo que usted... hablaría, Sr. Blore.
Dinliyoruz, Bay Blore.
Le escuchamos, señor Blore.
Heyecanlanma, Bay Blore.
No se emocione, Blore.
- Ben Lombard, Blore nerede
- Soy Lombard.
- Nereden bileyim?
- ¿ Y Blore?
Blore nerede?
¿ Dónde está Blore?
Blore! Odamda ne arıyorsun?
- ¿ Qué hace en mi cuarto?
Ne de sen, Blore.
Ud. tampoco, Blore.
Suçlu ya doktor ya da Blore.
Es el doctor o Blore.
Artık öğreneceğim.
Es Blore o el doctor.
Ya Blore ya da doktor. Birisi kilitli odasında.
El que no esté en su cuarto.
Blore!
¡ Blore! ¡ Blore!
Blore!
¡ Levántese!
- Boşver onu! Gel bakalım, Blore!
No importa, venga.
Aşağı kata inmeliyim, haydi, Blore çabuk! Onu yakalayacağız.
¡ Vamos abajo, Blore, lo atraparemos!
O halde, dışarıda olmalı.
- ¡ Brillante, Blore!
Parlak düşünce, Blore.
- Lo sé.
- Hiç de değil, Blore.
- En absoluto.
Bay Blore, bir oy.
Sr. Blore, un voto.
- Sorun ne, Bay Blore? - Bayan Brent kayıp.
- ¿ Qué ocurre?
Blore.
- ¿ Doctor?
- Aptal olma Blore.
No hay tiempo que perder.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]