Bluebird traducir español
77 traducción paralela
Önümde Bluebird Tepesi
Arriba está Bluebird Hill
İntihar! Hostes Bluebird.
Una chica del Pájaro azul se ha suicidado.
Bluebird çok borçlanmıştı.
Se comenta que eI bar está hipotecado.
Bluebird Inn'de Barney ve ben bir süre birlikte çalıştık.
Yo trabajé un tiempo con Barney El era propietario del Bluebird.
* Bluebird'ün hiç parası yok *
# The bluebird He has no money
* Bluebird'ün hiç akrabası yok *
# The bluebird He has no kin
* Bluebird hiç takmaz saat *
# The bluebird He wears no time clock
* Eğer Bluebird uçabiliyorsa, neden ben uçamıyorum *
# Well, if the bluebird flies then why can't I
"Bluebird" otoyıkamaya gidip, onlardan iş iste.
Ve al lavado de coches "Bluebird" y ofréceles tus servicios.
- "Bluebird" beni perişan ediyor!
Tengo 2 hijos. ¡ Los de "Bluebird" me arruinan!
Bir Bluebird idin, bir Brownie idin bisküvici bir kız idin.
Eras una niñita, una sosa, una aprendiz de exploradora.
- Bluebird'ün yanında bir otel var ya?
- ¿ Sabes del motel cerca del Bluebird?
Bluebird'deki adama kimseyle kontratın olmadığını söylemiştin.
Le dijiste al tipo de Bluebird que no tenía contrato.
Bluebird'ün dışındaki ilk karşılaşmamızı hatırlıyor musun?
¿ Recuerdas cuando nos conocimos afuera de Bluebird?
çeviri : ~ i ~ bluebird ~ i ~
EXPEDIENTE X
çeviri : ~ i ~ bluebird ~ i ~
ALREDEDORES DE LA BASE AÉREA DE ELLENS, SUROESTE DE IDAHO
çeviri : ~ i ~ bluebird ~ i ~
BALTIMORE, MARYLAND
Donald Campbell'a bakın - 1967, Bluebird, suda hız rekoru.
Donald Campbell logró la marca de velocidad en agua en su Bluebird.
"Mavi Kuş."
"Bluebird".
Hayır, kesinlikle "Mavi Kuş" tu.
No, era "Bluebird", seguro.
Sydney, SD-6 kod adın Mavi Kuş'tu.
Sidney, tu clave en el SD-6 era "Bluebird".
Bunu neredeyse 3 seneden beri yapıyoruz, "Mavi Kuş"'tan beri.
Estuvimos haciendo esto durante 3 años, casi desde "Bluebird".
Malcolm Campbell bu işi "Mavi kuş" ile başarmıştı.
Malcolm Campbell lo hizo con un Bluebird.
Bluebird'de kalıyoruz.
Estamos en el Bluebird.
Cüzdanında Bluebird Malzemeleri iş yeri kartı buldum.
Con una tarjeta de negocios de Bluebird en su billetera.
Bluebird deposu benim cinayet davama giriyor ve bu bir izin belgesi.
El depósito de los Bluebird es parte de mi investigación de asesinato y esta es una orden judicial.
Bluebird kaybını hesaplamak için bir Yahudi beynine ihtiyacımız var.
Necesito un cerebrito judío para resolver estas pérdidas del Bluebird.
Bluebird davası yepyeni bir şekle büründü.
El señor Bluebird volará a una jaula nueva.
Bluebird Malzeme Şirketi'ni duydun mu?
¿ Escuchaste alguna vez sobre la compañía Bluebird Supply?
Az önce o Bluebird deposundaydım.
Acabo de llegar del depósito del Bluebird.
- Hale Bluebird deposunu bizim silah depomuz olarak işaretledi.
- Hale señaló a Bluebird como nuestro almacén de armas.
O Bluebird'le ilgileniyor.
El está destruyendo Bluebird, tío.
Bluebird Rozet Şirketi.
La Empresa Bluebird Button.
Hepsi yok edilmesi için Bluebird Düğme Şirketine geri gönderildi.
Y todas fueron enviadas a la Empresa Bluebird Button para su destrucción.
Ayrıca, Camden'daki Bluebird'e gidiyoruz. Jersey'e mi?
Además, tu irás a lo de Bluebird en Camden.
Geçen gece Bluebirds'de şarkı söyleyen iki genç gördüm.
Vi a dos chicos cantando en el Bluebird la otra noche.
Demek istediğim sen ve ben, birlikte takılabiliriz... Bluebird dışında bir yerde.
Tal vez tú y yo podríamos estar... fuera del Bluebird.
Geçen akşam Bluebird'de çaldınız.
Actuaron en el Bluebird la otra noche.
Tamam mı, her üçüncü Perşembe Bluebird'de, bizim şarkılarımızı çalıyorum.
Cada tercer jueves en el Bluebird toco nuestras canciones.
Bluebird'de olmak çok güzel.
Es genial estar en el Bluebird.
Bu, Bluebird'de ilk sahnelediğimiz şarkıdır.
Esta es una canción que interpretamos por primera vez en el Bluebird.
Geçen gece, Bluebirds'de şarkı söyleyen iki genç gördüm.
Vi a esos dos chicos cantando en el Bluebird.
Rayna'yla dün gece Bluebird'de resmen turlarını başlattılar.
Él y Rayna casi que anunciaron su gira anoche en el Bluebird.
Bluebird'deki gibi mi demek istiyorsun?
¿ Quieres decir como en el Bluebird?
Scarlett, aynı Bluebird'deki gibi.
Lo sé. Scarlett, como en el Bluebird.
Dün gece Bluebird'de olma şansına sahip olanlar Rayna James ve Deacon Claybourne'nun birlikte yazdıkları "Noone Will Ever Love You" şarkısının harika performansını izledi.
Cualquiera que haya tenido la suerte de estar en el Bluebirs anoche oyó una increíble actuación de Rayna James y Deacon Claybourne y su éxito co-escrito, "No one will ever love you".
Bluebird'de bana o kadar yardımcı olmasa da.
Aunque no me ayudó mucho en el Bluebird.
Yani, Bluebird'de herkes sana bakar ama bu sorun olmazdı.
Digo, todos te miraban fijamente en el Bluebird,
Bluebird'de iş bulduğum için şanlıydım.
Tuve suerte de terminar en el Bluebird.
Mavi Kuş'tu.
Era... "Bluebird".
Ben şimdi onun yanına döneceğim.
Taxis Bluebird.