Bo traducir español
4,290 traducción paralela
Bo!
¡ Bo!
- Neyin var... - Sizi şerefsizler. Bo ile Lyle mı?
- ¿ Qué carajo sucede con ustedes, bastardos?
Bo'ya seninle görüşmemizi kesmemizi ve barda bir başına bırakmayı söyledim. Ama adamda iş ahlakı var.
Sabes, le dije a Bo, que deberíamos reventarte y dejarte cuando entremos.
Tüm Seattle şehrinin sırf Bo Callahan'ı seçmediğimiz için bizi öldürmesini ister misin?
¿ Quieres que todo Seattle pida nuestras cabezas porque no elegimos a Bo Callahan?
Wisconsin Badger'dan Bo Callahan, Seattle'ın bir numara seçimi olacak.
Bo Callahan, Tejón de Wisconsin, favorito número uno de Seattle.
Bo Callahan'ı al.
- Toma a Bo Callahan.
Bize Bo Callahan'ı mı getiriyorsun?
¿ Nos conseguiste a Bo Callahan?
- Bo Callahan geleceğimiz.
Bo Callahan es nuestro futuro.
Bo Callahan'ı alıyoruz.
¡ Tenemos a Bo Callahan!
- Callahan hiç sahip olmadığım oğlum olacak.
Bo Callahan será el hijo que nunca tuve.
Bo, Koç Penn'i seviyor. Dawg Pound'u seviyor.
Sabes que Bo adora al entrenador Penn y la parte ferviente de la tribuna.
Sana Bo'nun soğuk havada oynamayı sevdiğini söylemiş miydim?
¿ Te dije que a Bo le encanta jugar en clima frío?
Çünkü Bo soğuk havada oynamayı seviyor.
Porque le encanta jugar en clima frío.
- Sana bir sorum var, Bo.
Quiero preguntarte algo, Bo.
- Herkes böyle söyler, Bo.
Eso dicen todos, Bo.
Teşekkürler, Bo. Bunu söylediğin için teşekkür ederim.
Gracias por decir eso, Bo.
Vontae'yi değil, Bo'yu alıyorsun. "
Obtienen a Bo, no a Vontae.
Bo Callahan'ın o "bir şeyini" bulmamız gerek.
Tenemos que descubrir qué es ese "algo" en Bo Callahan.
- Callahan'da nasıl bir kusur buldun? - Bo!
¿ Qué debilidad le descubriste a Callahan?
Bo'yu istiyoruz.
¡ Bo! ¡ Queremos a Bo!
Bo Callahan'ın takip raporlarını getirdim.
Oye. Te tengo los informes de selección de Bo Callahan.
Brian'ı düşün. Bo'yu düşünme.
Preocúpate por Brian, no por Bo.
Bo Ridley Callahan.
Bo Ridley Callahan.
Bo Callahan çıkardığım en iyi işlerden biri.
Bo Callahan es una de mis mejores obras.
Bak, ben Bo'yu seviyorum.
Adoro a Bo.
Bo Callahan.
Bo Callahan.
Bo Callahan'ın arkadaşı yok.
Bo Callahan no tiene amigos.
Gerçekten Taylor ve Castillo için Bo Callahan'dan vazgeçeceğimi düşünüyor musun? - Maurice Castillo?
¿ Crees que cambiaré a Bo Callahan por Taylor y Castillo?
Vontae'nin Bo'yu ilk attırdığı yere gel.
Repite la primera vez que Vontae bloquea a Bo.
Sonra da Bo sert bir kucaklamaya giriyor.
Y luego lo inmovilizan.
Evet, Bo'yu durdurmak zordur.
- Es difícil bloquear a Bo.
- Bo'nun en iyi işi değil.
No es el mejor momento de Bo.
Fakat Bo Callahan'ın ne yaptığını sor.
Pero pregúntame qué hizo tu chico, Bo Callahan.
- Tamam. Bo Callahan ne yapmış?
¿ Qué hizo Bo Callahan?
Bayanlar ve baylar, kırmızı halıya hoşgeldiniz. Karşınıza Wisconsin Üniversitesi'nden, 2014 Heisman Ödülü'nün sahibi oyun kurucu Bo Callahan!
¡ Damas y caballeros, denle la bienvenida a la alfombra roja al ganador del Trofeo Heisman en 2014, de la Universidad de Wisconsin, el mariscal de campo, Bo Callahan!
- Bo ile konuşmak istiyorum, Chris.
Quiero hablar con Bo, Chris.
Ben Bo.
Habla Bo.
Selam Bo, nasıl gidiyor? İyiyim, Bay Weaver.
Hola, Bo. ¿ Cómo estás?
Güzel, bu mükemmel Bo.
Genial, Bo.
Bo, takım arkadaşların doğum günü partine gelmişler miydi?
Bo, ¿ tus compañeros de equipo fueron a tu fiesta de cumpleaños?
Bo Callahan'ı alabilirlerdi.
Han podido obtener a Bo Callahan.
- İkinci ve üçüncü sıra da Callahan değil.
¿ Qué? Los favoritos dos y tres no son Bo Callahan.
Rams ve Dolphins Bo boşta olmasına rağmen kendi seçimleriyle devam ettiler.
Los Cameros y los Delfines tomaron a sus favoritos, aunque Bo seguía disponible.
Jacksonville Jaguars'a oyun kurucu Bo Callahan'ı getireceksin gibi duruyor.
Conseguiste a Bo Callahan como mariscal de campo de los Jaguares de Jacksonville.
Bak, herkesin Bo Callahan'ı pas geçmek için bir sebebi var.
Los demás tienen una razón para no tomar a Bo Callahan.
Tahmin edebiliyor musun? Üç tane birinci tur ve üstüne Bo Callahan'ı almak.
¿ Imaginas anotar a tres favoritos de primera ronda y a Bo Callahan?
Bo'yu seçeceğim, Tom, tabii sen daha fazla istemiyorsan.
Es mi turno. Elegiré a Bo, Tom. A menos que tú lo quieras más.
- Bo Callahan hala bizde mi?
¿ Aún tenemos a Bo Callahan?
Tabii ki hiçbiri Bo'nun suçu değil.
Claro, eso no fue culpa de Bo.
Bo'ya şans bile vermedi.
Bo no tenía chance.
Teşekkürler, Bo.
Gracias, Bo.