English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → español / [ B ] / Boşaltın

Boşaltın traducir español

2,881 traducción paralela
Şimdi boşaltın burayı.
Ahora despejen el salón.
Boşaltın burayı!
¡ Todos afuera, ahora!
Yürüyün hadi, boşaltın burayı!
¡ Vamos, salgan todos de aquí!
Boşaltın!
¡ Vamos, vamos!
Boşaltın cepleri.
Vacíen sus bolsillos.
Neyse şimdi zihninizi boşaltın sanırım bu konuda çok zorlanmazsınız.
De todas formas, despejad vuetras mentes, lo que no es difícil, lo sé.
Boşaltın burayı!
Todos fuera.
Tüm personel, hangar katını boşaltın.
Todo el personal, despejen la plataforma del hangar.
Tekrar ediyorum, hangar katını boşaltın.
Repito, despejen la plataforma del hangar.
- Çevreyi boşaltın.
- ¡ Despejen la zona!
Lütfen ceplerinizi boşaltın
Necesito sus pertenencias personales. Por favor, póngase de pie y vacíe sus bolsillos.
8x12 çevresinde bir alan boşaltın hemen.
Hagan un perímetro de dos por cuatro.
Giriş izni alacaklar kapılar 10 : 30da açılmadan önce hipodrom çalışanı değilseniz alanı boşaltın lütfen.
Cualquiera que quiera entrar que despeje el recinto antes de que las puertas se abran a las 10 : 30 a menos que tengan credenciales de empleados.
Siz yükü boşaltın, ben de bizi kaydettireyim. Anlaşıldı.
Bajen las cosas que voy a registrarnos.
Boşaltın lütfen. Boşaltın.
Despejen el área, por favor. ¡ Despejen!
Derhal boşaltın!
¡ Via! ¡ Inmediatamente! ¡ Via!
İçinizi boşaltın.
Vamos a sacarlo todo.
Boşaltın burayı da işimizi yapalım lütfen.
Muy bien, vamos a desalojar. Por favor, déjenos hacer nuestro trabajo.
Ofisi boşaltın.
Limpien esta oficina.
Kütüphaneyi boşaltın.
¡ La biblioteca también!
Alanı boşaltın.
Despeje la zona.
Yatağı boşaltın.
Despejen la cama.
Lütfen binayı boşaltın.
Por favor salga del edificio.
Haydi, odayı boşaltın.
Vamos, limpien el cuarto.
Yatakları boşaltın ki yardıma ihtiyacı olanlar alabilsin.
Dejad libres las camas para los que necesitan ayuda de verdad.
Çantalarınızı boşaltın diyorum.
Digo que deshagáis esas putas maletas.
Seti boşaltın lütfen, beş dakika!
¡ Despejad el plató, cinco minutos!
Pekala, boşaltın burayı.
Muy bien, vamos.
haydi boşaltın sahayı.
Chicos, vamos, vacíen la jaula.
Binayı boşaltın!
¡ Despejen el edificio!
Sam, kuzeydoğu tarafı sizin. Bizimkilere yardımcı olun, alanı boşaltın.
Sam, ve con ellos a la puerta noreste... para darles algo de privacidad.
Jules, plazayı boşaltın!
Jules, despeja la plaza.
Boşaltın burayı!
¡ Despejen la zona!
Bu sabah burada çalışırken bir yığın kutu vardı ve sonra... bir anda hepsi boşaltılmıştı.
Cuando estaba trabajando aquí esta mañana, un momento estaba mirando una pila de cajas, y al siguiente... estaban completamente vacías.
Odanın havasını boşaltıp, böcekleri gebertelim.
Succiona el aire de la habitación y mátalos.
Neden bir şeyi boşaltırsın?
¿ Por qué vaciarla?
O içeri boşaltırken ben de bacaklarını tutayım.
Te sujetaré las piernas en alto mientras te lo introduce.
Birazını boşalt onun.
Saca un poco.
Şerif Carter'ın kahvaltısı kazara çöpe boşaltıldı.
El desayuno del Sheriff Carter se cayó accidentalmente en el triturador de basura.
Evet, tren alanında boşaltım yapan bir kadın. Bunun niye fotoğrafını çekersin ki?
Sí, es una mujer pegándose una cagada por la cochera de trenes. ¿ Por qué sacar una foto de eso?
Affedersin, sana içimi boşaltıp durdum ve adını bile bilmiyorum.
Lo siento. H-he estado descargandome contigo y ni siquiera sé tu nombre.
Benzeri görülmemiş protestolar devam ederken her hangi bir şiddet olayı bildirilmemiştir. Görünen o ki, dünya üzerindeki bütün banka hesaplarından trilyon dolarlara denk düşen para sistemli bir şekilde çekiliyor ve merkez bankalarının önlerinde sırayla boşaltılıyor.
[ Aunque no hay noticias de violencia mientras las protestas sin precedentes continúan... parece que el equivalente a billones de dólares está siendo sistemáticamente retirados de las cuentas bancarias en todo el mundo y a la vez... evidentemente ahora siendo tirado
Hey millet, bir parkı nasıl boşaltırsınız bilmek ister misiniz?
- Hey, ustedes quieren saber cómo limpiar un parque?
Adli tıp raporuna göre yüzü çok kötü parçalanmış,.. ... dudakları ve kulakları kesilmiş, gözleri çıkarılmış,... ve ağzının içi boşaltılmış.
El informe forense dice que su rostro estaba terriblemente mutilado, le habían arrancado los labios, las orejas y los ojos, y tenía toda la cavidad de la boca vacía.
İltihaplı yaraların boşaltılmasıyla ilgili bir sunum için hastanede Darcy'yle buluşacağım.
Voy al hospital para una presentación sobre "drenaje de heridas infectadas".
Silahını boşalt.
Descarga tu arma.
Onun düşünebilmesi için kafasını boşaltıyor olmalı.
Creo que tranquiliza su mente para que realmente pueda pensar en las cosas.
İşi biraz sürebilir, o yüzden gününün geri kalanını boşalt.
Él podría ser un tiempo, para cancelar el resto de su día.
Bjørn'un kanının boşaltıldığı iğneyle aynı.
Una igual se usó para drenar la sangre de Bjorn.
Micah işteki problemlerini eve getirmeyi sevmezdi o yüzden golf alanına gidip kafasını boşaltıyordu.
A Micha no le gustaba traerse los problemas del trabajo a casa, así que se los dejaba en el campo de entrenamiento.
Tabakhaneler atıklarını nehirlere boşaltıyorlardı.
A ellos iban las aguas servidas y los despojos de los mataderos.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]