Brandi traducir español
327 traducción paralela
Brandi alabilir miyim?
¿ Tienes coñac?
- Brandi olmaz salak!
- ¡ Con ésa no, idiota, que es de coñac!
Sanırım biraz daha brendiye ihtiyacımız var.
Creo que necesitamos más brandi.
Hayır. Ama biraz brandi alabilirim.
No, creo que tomaré algo de ese brandy.
Biraz brandi.
Brandy.
Sinclair, çantama bakarsan, biraz Brandi olacak. Peki, efendim.
Sinclair, en mi saco hay coñac.
Brandi... ne oldu?
Que dice... Brandy?
Bana her zaman brandi getirilir her akşam tam aynı saatte
Siempre me traen brabdy Exactamente a la misma hora cada noche.
Şu brandi konusu.
Acerca del brandy.
Dün gece ona brandi götürdüğünde de o orada mıydı?
Le llevo el brandy y el estaba ahi?
Bana bir brendi.
Para mí un brandi.
Ya da Otto amcamla kanepede oturur brandi içerdi.
O el tío Otto se sentaba en el sofá, a beber coñac.
Bayanlar ve baylar, Yemek sonrası için, brandi, 1893.
Damas y caballeros, para después de la cena, brandy, 1893.
Kanyağın var mı? Bilmiyorum.
- ¿ Hay brandi en tu casa?
fakat şuna kesin eminim ki bu, Brandi Brandt!
Pero si sé... Sé que ella es Brandi Brandt.
Şeyy, bayan, afedersiniz siz, 1987 Ekim Güzeli Brandi Brandt'sınız değil mi?
Uh, señorita. discúlpeme. ¿ Acaso es usted Brandi Brandt, Miss Octubre, 1987?
Sende, gerçekten Brandi'nin olduğu Playboy sayısı var mı?
¿ En realidad tienes... la aparición de Brandi en Playboy?
Yaşasın, Brandi'yi göreceğiz!
Hoo, vamos a ver a Brandi.
Brandi'yi göreceğiz!
Vamos a ver a Brandi.
Brandi Brandt!
Brandi Brandt.
Hâkim Brandi'nin koruma melekleri.
Son los ángeles de la guarda del juez Brandi.
Adı Brandi.
Se llama Brandi.
Senin değil.
Brandi no es tu hembra.
Şimdi yapmak istiyorum, ama Brandi razı değil.
Y yo sí quiero ensartarme a alguien, pero Brandi no quiere.
Brandi'nin annesi seni yakışıklı buluyormuş!
¡ Dice la mamá de Brandi que estás guapo!
Bekle, diğer hatta Brandi'yle konuşuyorum.
Tengo a Brandi en la otra línea.
Brandi? Seni sonra ararım.
Al rato te llamo.
Sana Brandi'yle yaşamak istediğini söyledi mi?
¿ Te dijo que quiere vivir con Brandi?
Her neyse sabah 2'de seni Brandi'nin evinin civarında gördüm.
Te vi salir de casa de Brandi a eso de las dos de la mañana.
Brandi'nin nesi var?
¿ Qué cuenta Brandi?
Brandi, sakinleşmeni ve eve gitmeni istiyorum. Duydun mu?
Quiero que te calmes y te vayas a tu casa, ¿ me entiendes?
BRANDI DE YAKINDAKİ SPELMAN KOLEJİ'NDEYDİ.
Y BRANDI ESTABA A LA VUELTA, EN LA UNIVERSIDAD SPELLMAN.
Benim. Brandi.
Mírame, soy Brandi
Brandi yanında. Seni bu barbardan kurtaracağım.
Brandi está aquí, te salvaré de las garras de este mortal.
Brandi, bekle!
¡ Espera, Brandi!
Benim, Brandi.
Soy yo, Brandi.
Eminim sizi endişelendirdik, ama Brandi de, ben de iyiyiz.
Sé que usted se preocupó por nosotros, pero Brandi y yo estamos bien.
Hadi, Brandi.
- Quizá no.
Florida ne olacak?
Vamos, Brandi. ¿ Y el viaje a Florida?
Brandi seni terk etti!
Brandi te dejó.
Eğer daha iyi hissedeceksen, Brandi'nin orada dururuz.
Podemos pasar a ver a Brandi si te hace sentir mejor.
- Brandi'nin orada dururuz, değil mi?
- Podemos parar en casa de Brandi, ¿ no? - Sí.
Brandi'yi görmek için daha nelere katlanacağım!
Ahora no podré ver a Brandi.
Brandi Svenning ile bir röportaj yapmayı umuyoruz.
Queremos entrevistar a Brandi Svenning.
Bak, Brandi geçmişte kaldı dostum.
Brandi quedó en el pasado, amigo.
Bu Brandi'nin babasının yarışma programı.
¡ No! Es el programa del padre de Brandi.
Ak sütten çıkmış gibi oluruz ve Brandi de bu şova giremez.
No nos culparán, y Brandi no podrá hacer el programa.
Brandy?
¿ Brandi?
Brandi?
¿ Brandi?
Brandi, adam benden nefret ediyor. Tanrı aşkına!
Brandi, por Dios, ese tipo me odia.
- Brandi'nin olduğu yere.
- A casa de Brandi.