Breve traducir español
4,072 traducción paralela
Teşekkür ederim. Biz var yakında olacak.
Tenemos que irnos en breve.
Peki, biz olmak lazım kısa bir süre ve, ah kapalı,
Pero tenemos que irnos en breve y...
Ama ben yakında bir kolejde çalışırken... kısa bir süre ara vermişti.
Pero hubo un breve periodo en el que trabajé en una universidad cercana.
Jonah ve ben bir süreliğine...
No. Jonah y yo tuvimos un breve...
Sonsuza kadar değil tabii, ama işlerini halledene kadar. Pek uzun sürmez.
No para siempre, pero sí hasta que vuelvas a ponerte en pie, que seguro que será en breve.
Sonra çok kısa bir süreliğine başka bir şeye dönüştü.
Y durante un muy breve periodo, se convirtió en otra cosa.
Kısa bir bilgilendirme telefonundan sonra misyonerlerin aileleriyle birlikte Senator Smith iyi bir gelişme olması amacıyla misyonerler için herşeyin yapılması konusunda devlet ve ulusal liderlere baskı yapıyor.
Después de una breve llamada telefónica con las familias de los misioneros, Senador Smith ha dado grandes pasos para presionar a los líderes estatales y nacionales a hacer todo lo posible por los misioneros.
Talimatları sonra vereceğim.
Instrucciones en breve.
Garsonunuz en kısa sürede gelecektir.
En breve vendrá tu camarero.
Kısa bir birleşme olacak.
Será una breve reunión.
Maalesef ki kısa röportajımız benim fikrimi bile değiştirmeye yetmedi.
Por desgracia, nuestra breve entrevista no ha bastado para convencerme a mí.
" parlak ilahi kıvılcım...
"breve destello de divinidad.."
Evet, yakında.
Sí, en breve.
Hayat çok kısa ve kıymetli.
La vida es breve y preciosa.
Bunu masana bırakıyorum, acaba... test yapabilir misin?
Lo pondré en tu mesa, así puedes... es una breve prueba.
Yakında haberleşiriz.
Voy a comprobar en breve.
Sadece kısa bir süreliğine.
Una breve
Bu seferlik kısa tutmanızı istesem?
¿ Puedo recomendarle hacerlo breve, por una vez?
Direkt konuya gireceğim tamam mı?
Mira, seré breve, ¿ de acuerdo?
Yakinda her yeri ayaga kaldiracak kadar dügün görebiliriz.
Se nos podrían venir encima un gran número de bodas en breve.
Bir şey sorabilir miyim hemen?
¿ Puedo hacerte una pregunta breve?
Tren kısa süre içinde Yongsan İstasyonu'na ulaşacak.
El tren llegará a la estación Youngsan en breve.
Kısa süre sonra 18,468,003,100 nolu araçlar gelecek.
En breve momento llegarán los autobuses 184, 6800 y 3100.
Tamam, özür dile ama kısa olsun.
De acuerdo, te disculpas, pero hazlo breve.
Jüri üyeleri, karar vermek için mahkemeyi... kısa bir süreliğine terk etmelisiniz.
Miembros del jurado, en breve se les pedirá que abandonen la sala para que consideren su decisión.
Bay Mason kısa bir bildiri okumamı rica etti.
El Sr. Mason me ha pedido que lea una breve declaración.
Ben New York'tayken kısa ve geçici bir anlaşma olacak.
Será un acuerdo informal y breve mientras estoy en Nueva York.
Bu durumda hızlandırılmış duruşma istiyoruz.
Bien, en tal caso será un juicio breve.
En yakın zamanda, siz de anlarsınız.
Lo averiguarán en breve.
Hemen geliyorum!
Llegaré en breve.
Az sonra özür dileyecek.
Él pedirá disculpas en breve.
Kurtarma ekibi kısa zamanda orada olacak.
El equipo de rescate llegará en breve.
Zaman yok, bu yüzden kısa keseceğim.
No hay tiempo, así que seré breve.
Seni duyuyorum. Bunu çabucak halledeceğim. Bak.
Voy a ser breve.
Kısa yokluğumdan ardından hukuk firması yerime birini almıştı zaten.
Después de mi breve período de ausencia, ya me han reemplazado en el bufete.
Polisin daha dün suçlamaların asılsız olduğuna dair bir açıklama yaptığı düşünülürse müvekkilimin kısa bir süre içinde serbest bırakılacağından eminiz.
Y considerando que ayer mismo el departamento de policía de L.A. emitió un comunicado declarando que estas acusaciones no tienen fundamento, confiamos en que mi cliente será puesto en libertad en breve. Gracias.
Sizin ifadesi, kısa olabilir ama olması gerek.
Su testimonio puede ser breve, pero debe hacerse.
Sonra sağlayacak kısa bir tatil için.
Entonces permitiremos un breve receso.
Demiryolu artık sizin, Bay Bohannon ve işinizi nasıl yürüttüğünüz beni hiç ilgilendirmez ama çocuk bulunana kadar kısa bir erteleme yapmanızın gerekli olduğu konusunda aynı fikirde olduğunuza eminim.
Es su ferrocarril ahora, Sr. Bohannon y no es asunto mío cómo lo conduce, pero seguro que estaría de acuerdo en una breve demora hasta encontrar a la niña.
Kestirip atmaktan ben de hoşlanmam ama yakın zamanda güneş doğacak.
Odio tener que hacer esto más breve, pero el sol sale pronto.
Hemen geliyorum.
Estaré allí en breve.
İkinizin neredeyse ağlamasına sebep olan ve bariz bir şekilde homo izler taşıyan şeyi bölmek istemiyorum bu yüzden kısa keseceğim.
Odio interrumpir las connotaciones descaradamente homoeróticas de lo que sea sobre lo que estén a punto de llorar, así que seré breve.
Kısa ve tatlı konuşacağım.
Seré muy breve.
Aiden'la yaptığım şeyler kısa sürdü ve bizim ilişkimizden çok önceydi, ama, açıkçası, annenin alakasız gerekçeleri var.
Lo que tuve con Aiden fue breve y mucho antes de lo nuestro, pero, obviamente, los hechos son irrelevantes para tu madre.
Bir dakika içinde kalkacağız.
Despegaremos en breve.
... Birden çok kaynağın onayladığı kadarıyla Jeannine Locke ve Başkan yaşadıklarını "kısa kaçamak" olarak tanımlıyor..
Con múltiples fuentes confirmando que Jeannine Locke y el presidente tuvieron lo que describen como, y cito, "una breve aventura"...
Bu dogrultuda Bay Parkman'in Visualize'daki konumu hakkinda biraz bilgi verir misiniz?
A luz de ello, yo... yo me preguntaba si Ud. podría darme una breve historia del rol del Sr. Parkman en Visualize.
"NCIS : L.A." in ana karakterlerinden birisi.
Está en una breve lista para un papel protagonista en " NCIS :
Ben kısa bir süre döneceğim.
Volveré en breve.
Uzun uzun konuşmayacağım.
Mira, seré breve, ¿ sí?
En azından kısa ve öz oldu.
Al menos fue breve.