English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → español / [ B ] / Bridge

Bridge traducir español

1,099 traducción paralela
Sadece büyük balık tutma oyunu ve briçten söz ettiğini duydum.
Sólo hablaba de pesca y Bridge.
Briç oynar mısın?
¿ Juegas al bridge?
Sen, Antoine'ı briç oynamaya çağır.
Ve a llamar a Antoine, jugaremos al Bridge.
Briçe bekleniyorsunuz, sevgili Antoine.
- ¿ Desea jugar al Bridge, Antoine?
Bu saatte briç mi oynanır?
¿ Un Bridge a ésta hora?
Briç oynamak ne kadar güzel bir fikir!
Me dicen que después de esta huelga habrá un Bridge. ¡ Idea genial!
Briç bilimsel bir oyundur. Şansın etkisi çok azdır.
El Bridge es un juego científico en que la suerte poco cuenta.
Bizim birlikten o kadınla yatıp kalkmış yarım düzine adam sayabilirim!
Apostaré una media docena de Borgoña. Tom French, de nuestro regimiento, estuvo con ella en la taberna de la calle Bridge.
Briçte üstüme yoktur.
Soy excelente jugando al bridge.
MarJorie bana briç klübünde anlattı.
Me lo contó Marjorie en el club de bridge.
Onunla briç oynamak bir zevkti, değil mi?
¿ Y no fue un placer jugar con él a bridge?
Unutma sevgilim tenis, golf ve briç oynamak senin fikrindi.
Y no lo olvides : fue tu idea que jugáramos juntos a tenis... y a golf... y a bridge.
Briç klübün tarafından uygun görülecek belli bir ahlaki bekleme süresinden sonra.
Pasado el tiempo que tu club de bridge considere oportuno.
New Orleans Briç Kulübü'nden geliyor. İdare mühürlü.
Vienen del Club de Bridge de Nueva Orleáns y fueron verificadas por el de seguridad.
Bana bir kadının kocasından başka bir şeye sahip olmak zorunda olduğunu ayrıca briç oyunları oynamayı, haftanın bir gününü hastanede geçirmeyi öğretti.
Ella me enseñó que una mujer tiene que tener algo además de su marido de lo contrario, sólo tendré juegos de bridge, y un día a la semana en el hospital.
Briç oyununuzu böldüğümüz için özür dileriz.
Perdonen por haber interrumpido su partida de bridge.
Aslında bu akşam annemin briç gecesi.
Bueno, esta noche mi madre juega al bridge...
Calla, annemin briç gecesi.
Calla, es la noche de bridge de mi madre.
Kendine ait bir hayatın özlemindesin ama bir şekilde yolun sonu o ve seninle bitiyor.
Conservas la esperanza de una vida propia pero contigo y con ella, siempre resulta ser su noche de bridge.
Wandsworth Köprüsü Caddesi'nde.
Está en Wandsworth Bridge Road.
Mesela London Bridge.
Por ejemplo, el Puente de Londres.
Köprünün üzerinde olduğunu ve o şeyin arkandan yanaşıp tüfeğin doğrultulduğunu düşün. Sana soruyorum, ne yaparsın?
Así que estás en el Mystic Bridge, con esa cosa detrás tuyo... se abre el parabrisa y te preguntan, ¿ qué vas a hacer ahora?
Elleriniz briç turnuvası için hazır mı?
¿ Practicando sus señas para el torneo de bridge?
Briç turnuvasında el işaretlerini mi kullanacaksın?
¿ Practicando señas para el torneo de bridge?
Briçe var mısın?
¿ Echamos un Bridge?
- Bu gece briçe var mısın?
- ¿ Echamos un bridge esta noche?
Ancak yaz bitmeden önce, kendisi bir briç şampiyonu olacak.
A finales de verano, será campeón profesional de bridge.
Lüksemburg Bahçesi'nde briç oynayıp tarot açan emeklileri seyrediyorsun.
En los jardines de Luxembourg, miras como los jubilados juegan jal bridge, al "belote" o al tarot.
Biraz da briç.
- Y un poco de bridge. - No te preocupes.
Briç oynamaya dalmıştım da.
Sólo estaba... Estaba inmerso en una partida de bridge.
- Hangi oyunu oynarsın?
- ¿ A qué estas jugando? - Al bridge del contrato.
Ve köprü, ne harikadır!
Bridge, bridge, a todo el mundo le gusta el bridge.
Köprü.
bridge...
Ayakkabı köprüsü mü?
¿ Shoe... bridge?
Arrigo Köprüsü'nün altında balık tutuyormuş..... çadırına döndüğünde, genç bir delikanlının cesediyle karşılaşmış.
Dijo que estuvo pescando bajo Arrigo's Bridge, y al volver a su tienda... encontró el cuerpo de un chico.
Ya da briç kulübü.
Al club de bridge.
Ben de birçok konuya çok ilgiliyimdir karımın konken oyunu dâhil.
Yo estoy muy interesado en muchas cosas, incluida la partida de bridge de mi esposa.
"Mideye indirmek için mi?" Sonra, hep beraber briç oynarız.
¿ "Cometerlo"? Y luego, a jugar al bridge.
Briç zamanı.
Es hora del bridge.
8 yıl mı? Evet. Arada sırada birkaç saatliğine çıkabiliyorum yalnızca.
A veces me escapo unas horas, a la peluquería o a jugar al golf o al "bridge" con las chicas.
Drax'le daha önce briç oynamıştım.
He jugado al bridge con Drax.
Stone-bridge yolundan gitmeliyiz.
Debemos tomar el camino del puente de piedra.
Mükemmel. Nerdeyse her akşam çok heyecanlı briç oynuyor.
Muy bien... cada noche un electrificante juego de Bridge.
- Hadi briç oynayalım.
- Déjanos jugar Bridge -
Vortvoid of Qvarne'nin ötesindeki Zansellquasure Flamarion Briç Kulübü'nden gelmiş olan var mı?
Tenemos aquí a un grupo del Club de Bridge Flamarión Zansellquasure de más allá del Vaciovort de Qvarne.
Bridgehampton tamam, ama Easthampton olmaz.
Puedo hacerlo en Bridge Hampton Y no en East Hampton.
Bridgehampton tarzı olacak, Easthampton değil.
La haremos en Bridge Hampton, No en East Hampton.
Bu işte beraberiz. Yemekten sonra benimle briç oynar mısın?
Es de lo más normal. ¿ Se apunta a jugar al bridge después de cenar?
Kwai Köprüsü'nü seyrettikten sonra Peter O'Toole olmadığımı anlamam 6 ay sürdü.
Después de ver "Bridge on the River Kwai" pasé seis meses sin darme cuenta de que yo no era Peter O'Toole.
Golftan sonra briç oynamıştık.
Jugamos al bridge.
Bunu Old Bridge Yolu'nda buldum komutanım.
Le he cogido en la carretera de Old Bridge.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]