English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → español / [ B ] / Brooklyn

Brooklyn traducir español

3,312 traducción paralela
Hâlâ Brooklyn'de mi yaşıyorsun?
¿ Sigues viviendo en Brooklyn?
Brooklyn'e mi gidiyorsun?
¿ Así que vas a Brooklyn?
Neden Brooklyn'e gideyim?
¿ Por qué iba a ir a Brooklyn?
Brooklyn'e uzun bir yolumuz var, hepsi bu.
Es un largo camino hasta Brooklyn, eso es todo.
Brooklyn Köprüsü gölgesi altında rakip mafya babaları onların hayatı için yalvarıyordu.
Mientras los mafiosos rivales suplicaban por sus vidas bajo la sombra del puente de Brooklyn,
Dün eve gittiğimde beni bekleyen bir zarf vardı ve içinde Brooklyn Film Akademisinden bir kabul mektubu.
Ayer cuando llegué a casa había una carta esperándome. Y en ella me decían que me aceptaron en la Academia de Cine de Brooklyn.
Annen, Brooklyn Film Akademisi'ne gitmene karşı değil.
Tu mamá está completamente de acuerdo en que vayas a la Academia de Film de Brooklyn, por cierto.
Aslında bu sikik fare deliğinden başka Brooklyn'den daha uzak bir yer yok.
No hay nada más lejos de Brooklyn que este maldito chiquero.
Yok... Brooklyn'deki bahçe...
No... en el jardín de Brooklyn.
Walter'ın tarif ettiği açıya bakılırsa bence o ev Brooklyn'de. Eskiden köprünün olduğu güneydoğu yakasında bir yerlerde.
Teniendo en cuenta el ángulo de visión que Walter ha descrito, diría que el edificio está en Brooklyn, en algún lugar cerca de la base del sudeste... en el que el puente estaba.
Eskiden Brooklyn'i severdim.
Me encantaba Brooklyn.
Köpekler Brooklyn Köprüsü'ne doğru gidiyorlar.
Los caninos se dirigen hacia el puente de Brooklyn.
Brooklyn'in nesi vardı ki?
¿ Qué tenía de malo Brooklyn?
Brooklyn'deki bit pazarına kadar izini sürdüm.
Lo localicé en un mercadillo en Brooklyn.
- Evet, neden? - Az önce iki arada BQE'deki korkuluklardan aşağı uçtu.
- Bueno, acabamos de enterarnos que dos autos atravesaron la valla de contención, al borde de la autopista Brooklyn-Queens.
Güzelmiş. Ama Brooklyn Köprüsü hakkında bu kadar şeyi neden bilmemiz gerekiyor?
Eso es genial, pero ¿ por qué necesitamos saber... tanto acerca del Puente de Brooklyn?
Ailemiz o köprünün yaşı kadar Brooklyn'de yaşıyor.
Nuestra familia ha durado aquí en Brooklyn por tanto tiempo como lo ha hecho ese Gran Puente. Es genial ¿ no?
İlki, Gerald Webber. Geçen hafta Queens'de vuruldu. Bu da bu sabah Brooklyn'de vurulan Angela Miller.
Primero, Gerald Webber le dispararon la semana pasada en Queens y Ángela Miller le dispararon esta mañana en Brooklyn.
Orası doğru. Ama kaç insan öğle yemeklerini East Village'daki bu ufak tefek sağlık lokantasından almıştır sonra da çöplerini Queens'deki ve Brooklyn'deki çöpe atmıştır?
Es verdad, pero ¿ cuántas personas obtendrían su almuerzo de este pequeño y oscuro puesto de comida sana en East Village, y después tirar su basura en una de estas papeleras en Queens y también esta otra en Brooklyn?
Brooklyn'den ölen genç bir kadın. Bronx'ta ölen yaşlı bir adam. Ama bir şeyler tutmuyor.
Quiero decir, tenemos un hombre negro en Queens, una mujer joven en Brooklyn, un hombre mayor en el Bronx, pero algo no es congruente.
Brooklyn'e.
Brooklyn.
Muhteşem Harvey Specter'ın sadece bir mukavele vermek için Brooklyn'e gelmesini beklemiyordum.
No esperaba que el gran Harvey Specter hiciera todo el camino hasta Brooklyn solo para entregar un contrato.
Dosyanda, Brooklyn Suçlar Dairesi'nden jüri üyesi Bernard Sittenfeld'ın bir tavsiye mektubu var.
En tu expediente, tienes una distinción del Juez Bernard Sittenfeld, del Juzgado de lo Penal de Brooklyn.
Brooklyn Fen Beşeri Bilimler Lisesi için öğrenci yoklaması istemişsin.
Y toda la lista de alumnos del Brooklyn Science.
Müdürünüz Lawton konuşuyor, okulumuz tam olarak saat beşte kapanacaktır.
Soy la Directora Lawton, recordándoles que la escuela de Brooklyn de ciencias y humanidades cierra inmediatamente a las 5 : 00 de la tarde.
Brooklyn'de bulunan genç bir bayanın adını ve adresini size gönderiyorum.
Te envío el nombre y la dirección de una joven en Brooklyn.
Brooklyn Avukatlık Merkezi'nden tam burs kazandı.
Consiguió una beca completa en la Facultad de Derecho de Brooklyn.
Alt tarafı Brooklyn işte.
Es sólo Brooklyn.
Brooklyn 4 saatlik mesafede.
- Brooklyn está a cuatro horas.
Brooklyn'deki evinin çevresine gizli bir devriye yerleştir.
Pon una patrulla encubierta en su casa de Brooklyn.
Ryan ve Claire Brooklyn'deki evinde değiller.
Ryan y Claire no están en su casa de Brooklyn.
Benim iddiam Brooklyn Donanma Avlusu üzerine.
Apuesto por el astillero de la marina en Brooklyn.
Apartmanlar Departmanı ile konuştum, Sherlock'um babasının şirketinin 6 ay önce boşaltılmış bir evinin için yenilenme izni çıkardığını söylediler. Brooklyn'de.
He hablado con el departamento de la propiedad, y han dicho que la compañía del padre de Holmes pidió un permiso de remodelación hace unos seis meses para un ático en Brooklyn.
Brooklyn'den gelen bir İtalyan'ı canlandırabilirim. Ve buraya gaz sayacını okumaya gelmiş olurum.
Bien, mira, puedo ser, como, un tío italiano de Brooklyn, y estoy aquí para revisar el contador de gas.
Kredi kartı kayıtları Brooklyn'deki The Last Stop adlı bir bara gittiğini gösteriyor.
Su tarjeta la ubica en un bar de Brooklyn llamado The Last Stop.
Şu $ 5,000'lık ödemelerle ve Brooklyn'de bir barda gizemli bir adamla buluşmasıyla alakası olmalı.
Debe tener que ver con los pagos de $ 5.000 y la reunión con ese hombre misterioso en el bar de Brooklyn.
Hannah'ın Brooklyn'daki o küçük restorantda buluştuğu adamın robot resmi geldi.
Acaba de llegar el dibujo del tipo que estuvo con Hannah en el bar de Brooklyn.
Hannah ne diye Margo'ya kıyafet tasarımı yapma şanısını es geçip Chilean ile Brooklyn'deki eski püskü bir barda buluşmuş ki?
¿ Por qué arriesgaría su oportunidad de la línea de ropa con Margo... para ver a Chilean en un bar de Brooklyn?
Brooklyn'e girince DeKalb'ın solunda kalıyor.
Y una vez que estés en Brooklyn, es a la derecha en DeKalb.
Zengin herifler Brooklyn'e ne yarak yemeye geliyor ya?
¿ Qué diablos hace un hombre de dinero en Brooklyn?
Brooklyn'de oturuyorum ayrıca.
Y vivo en Brooklyn.
Bunu söylemeyecektim ama Brooklyn Heights'da yeni bir şube açıyorum.
No iba a decirte esto pero abriré otro Grumpy's en Brooklyn Heights.
Brooklyn Heights şık bölge.
Brooklyn Heights tiene clase.
İşte, Randy'nin Brookyln'deki bira fabrikasında çıkan taşkınla ilgili haberini kaldırdılar. Çünkü New Yorker da Brooklyn'deki fabrika taşkınıyla ilgili bir haber yapıyormuş.
Así que, aparentemente, han quitado el artículo de Randy sobre el incremento de cervecerías caseras en Brooklyn porque The New Yorker prepara uno sobre el incremento de bodegas de vino caseras en Brooklyn.
Bu, aynı zamanda KasırKa olarak bilinen Brooklyn'deki bir gece kulübünün el damgası. K ile yazılıyor.
Este, sin embargo, es una estampa de mano de un club nocturno dominicano en Brooklyn llamado, bastante apropiadamente, Hurakán, con "k".
- Brooklyn.
- Brooklyn.
Sonra birden kendimizi Brooklyn Köprüsü'nün altındaki depoda bulduk.
Y de repente, acabamos en un almacén bajo el puente de Brooklyn.
Ellen bir kere Brooklyn Köprüsü Parkı'ndan römorkları izlemeyi sevdiğini söylemişti.
Ellen dijo que le gustaba ver remolcadores desde el puente de Brooklyn.
- Artık Brooklyn'de değiliz.
- No estamos en Brooklyn.
Artık Brooklyn'de değiliz.
Ya no estamos en Brooklyn.
- Moz, yol için sana para ödemiyorum. - Brooklyn'e gidiyorsak bal gibi ödüyorsun.
Mozz, no te voy a pagar por el viaje.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]