Buckingham traducir español
473 traducción paralela
Buckingham Sarayı'na ne dersin?
El palacio de Buckingham, supongo.
"Tabii Buckingham Sarayı değil."
"Claro que no es el Palacio de Buckingham."
Buckingham Sarayı, gazla!
Al Palacio de Buckingham, ¡ y deprisa!
İşte geldik, Buckingham Sarayı.
El Palacio de Buckingham.
Altı ayın sonunda, araba içinde, güzel elbiselerle... Buckingham Sarayı'na gideceksin.
Dentro de seis meses irás al Palacio de Buckingham... en un carruaje, elegantemente vestida.
Buckingham Sarayı'na gitmeyi ben istemedim, istemedim.
No me interesa ir al Palacio de Buckingham.
Buckingham Sarayı'nın etrafından dolanıp Victoria Sokağı'na gir.
Tome la calle Victoria y rodee el palacio de Buckingham.
Bakın, Buckingham Sarayı'na yaklaşan atlı korumalar. Görüyor musunuz?
Se aproxima la guardia de caballería al palacio de Buckingham. ¿ La ve?
Burası Buckingham Sarayı değil sevgilim.
No es el Palacio de Buckingham, cariño.
Buckingham Sarayı'na yemeğe gidiyorum.
Voy a cenar al Palacio de Buckingham.
Ev de idare ederdi. Ne var ki Buckingham Sarayı kadar büyük değildi.
La casa también era linda, pero era más chica que el Palacio de Buckingham.
Buckingham Sarayı'na gidiyoruz.
Vamos al Palacio de Buckingham.
İngilizler, bir kısmı Dunkirk'den beri hapsedilmiş... ama hepsi Buckingham Sarayındaki geçit törendeymiş gibi yürüyorlar.
Los ingleses, algunos de ellos prisioneros desde Dunquerque, pero marchando como si se tratase de desfilar frente al palacio de Buckingham.
Buckingham Sarayı ziyareti ve üç gün süren faaliyetlerinin ardından,
Tras tres días de actividad frenética y una visita al Palacio de Buckingham
Soylu Buckingham, uzatın elinizi bana.
Oh, noble Buckingham, os beso la mano.
Şu anda Buckingham Dükü'yle birlikte Majestelerini ziyaretten dönüyoruz.
Pero el duque de Buckingham y yo venimos de visitar a Su Majestad.
Buckingham, sizin için de.
Ni vos, Buckingham.
Şimdi, yüce Buckingham, sen de karımın dostlarını kucakla ve birliği mühürle. İttifakınız beni mutlu kılacak.
Noble Buckingham, sellad esta alianza con vuestros abrazos a los deudos de mi esposa, y hacedme todos felices con vuestra unión.
Eğer bundan sonra Buckingham siz Majestelerine düşman olursa, ya da siz ve ailenize sadakat ve dostlukta kusur ederse, Tanrı aynı yoldan cezamı versin.
Si alguna vez Buckingham vuelve su rencor contra vos o los vuestros, que Dios me castigue con el odio de quienes más amor espero.
Yüce Buckingham, inan ki bu yeminin hasta yüreğime şifa gibi geldi.
Vuestro juramento, Buckingham, es grato y cordial para mi corazón enfermo.
Değerli kuzen Buckingham eğer bugüne kadar aramızda bir anlaşmazlık olduysa sizinle de barışalım.
Y a vos, mi noble primo Buckingham, si algún desacuerdo ha existido entre ambos.
Neden ufak birlik, Lord Buckingham?
¿ Por qué un reducido séquito, milord de Buckingham?
O nedenle, bana göre, Sayın Buckingham'ın dediği gibi Prensin birkaç kişi eşliğinde gelmesi uygundur.
Por tanto, pienso, con el noble Buckingham, que es prudente sea reducida la escolta que recoja al príncipe. - Lo mismo pienso yo.
Yüce Gloucester ve Buckingham Dükleri.
Los poderosos duques de Gloucester y Buckingham.
Sayın Lord Buckingham eğer ikna gücüm York Dükü'nü annesinden koparmaya yeterse hemen getiririm.
Milord de Buckingham, si mi pobre elocuencia puede separar de su madre al duque de York, esperadlo aquí un momento.
Bakın size ne söyleyeceğim, kuzen Buckingham. *
He de deciros algo, primo Buckingham.
Bu arada ben de aziz kuzenim Buckingham'la annenize gidip size hoş geldin demek üzere Kale'ye uğramasını isteyeceğiz.
Yo mismo y el primo Buckingham iremos a ver a vuestra madre, para decirle que se reúna con vos en la Torre.
Tıpkı seninle ben gibi ki bizler yüce Richard ve Buckingham'a yakınız.
Quienes, como sabéis, les son caros al noble Ricardo, y a Buckingham.
Kuzen Buckingham, bir dakika konuşabilir miyiz?
Primo Buckingham, una palabra con vos.
Yapma, lütfen yemin etme, Lordum.
No juréis, milord de Buckingham.
Kuzen Buckingham ve siz, sağduyulu, basiretli insanlar madem siz, ben istesem de istemesem de kaderin yükünü sırtıma vurup onu taşımaya layık gördünüz beni bana da bu yüke katlanmaktan başka çare kalmıyor.
Primo de Buckingham, hombres respetables y prudentes, puesto que deseáis cargarme semejante fortuna a las espaldas... quiera o no, debo con estoicismo soportar la carga.
Kuzen Buckingham. Elini ver.
Primo Buckingham, dadme la mano.
Buckingham, ben şimdi mihenk taşıyım. * Sen gerçek altın mısın, değil misin, sınayacağım.
¡ Buckingham, ahora podréis probarme si sois oro de buena ley!
- Diyorum ki Buckingham, kral olmak istiyorum.
- Digo que desearía ser rey.
Muhteris Buckingham fazla vesveseli olmaya başladı.
El ambicioso Buckingham se vuelve circunspecto.
Bu içten pazarlıklı, sinsi Buckingham'la düşüncelerimi paylaşmanın gereği yok artık.
El hábil y astuto Buckingham... no será ya más el confidente de mis intentos.
Sevgili Buckingham, benim adıma Richmond'a şunu söyle : Oğlum George bu korkunç domuzun ahırında mahsur kaldı.
Buckingham, decid a Richmond de mi parte... que en la pocilga de ese jabalí sanguinario... está encerrado mi hijo Jorge Stanley.
Buckingham, Richmond'ın tarafına geçti.
Buckingham ha ido a unirse a Richmond.
Dediklerine göre filonun amirali Richmond'mış. Sahile çıkmak için Buckingham'ın karadan yardıma gelmesini bekliyorlar.
Se cree que Richmond es el almirante y que se mantienen al ancla, en espera de que Buckingham los ayude.
Niyeti, Dorset, Buckingham ve Gallilerin desteğiyle İngiltere'ye yönelip, krallık tacına sahip çıkmak.
Que, requerido por Dorset, Buckingham y el galés, se dirige a Inglaterra para reclamar... la corona.
- Efendimiz, Lord Buckingham'ın ordusu- -
- Señor, las tropas del gran Buckingham...
Aniden bastıran yağmur ve fırtına yüzünden Buckingham'ın ordusu tamamen dağıldı. Kendisi de tek başına kaçtı, nereye gittiği belli değil.
Que una violenta tempestad ha dispersado al ejército de Buckingham, y que él mismo anda errante y solo sin que nadie sepa dónde está.
Biri akıl edip, Buckingham'ı getirene ödül verileceğini duyurdu mu?
¿ Se le ha ocurrido a alguien anunciar una recompensa... - para el que lo entregue?
- Efendimiz! Buckingham Dükü yakalandı!
¡ Mi señor, el duque de Buckingham ha sido capturado!
Gövdesine fazla geliyor artık.
Estoy harto de Buckingham.
Ratcliffe, Buckingham Salisbury'ye getirilsin. Kalanlar benimle gelsin!
Ordenad que conduzcan a Buckingham a Salisbury, los demás, seguidme.
9'da Buckingham Sarayı'na gideceğiz. 8 : 20'de burada ol.
Saldremos hacia Buckingham a las 9 : 00. Le espero a las 8 : 20.
Buckingham Sarayı'na gittiğini biliyor muydunuz? Bir film prodüktörü olduğunu?
¿ Conoce sus visitas al palacio de Buckingham, a los palacios del Cairo, su producción de films?
Buckingham Sarayı'na benzemiyor.
Bien, no es exactamente el Palacio de Buckingham.
Altı ayın sonunda, üstünde şık bir kıyafet, güzel bir arabayla... Buckingham Sarayına götürüleceksin.
Dentro de seis meses, la llevaremos al Palacio de Buckingham... en un carruaje, elegantemente vestida.
Faturayı Buckingham Sarayına yolla.
Manda la cuenta al Palacio de Buckingham.