English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → español / [ B ] / Bulletin

Bulletin traducir español

46 traducción paralela
"Los Angeles Bulletin" ı telefona bağlayın.
Comunícate con el Boletín de Los Ángeles.
EDİTÖR THE BULLETIN
EDITOR EJECUTIVO DE EL BOLETÍN
- Ben Healy, Bulletin'dan.
- Soy del Bulletin.
Ekspres Bülten gazetesinden geliyorum bay Kingsby.
- Trabajo para el diario Express Bulletin.
SUN-BULLETIN GAZETESİ ALBUQUERQUE.
[Boletín Sol. Alburquerque]
"Sun-Bulletin 50 numarayı ele geçirdi."
El "Sol-Boletín" captura a la 50 "
Sun-Bulletin mi?
¿ Boletín Sol?
Şu andan itibaren Albuquerque Sun-Bulletin için çalışmıyorum.
A partir de ahora no trabajo en el Boletín Sol de Albuquerque.
Çocuğun hayattan tek beklentisinin Albuquerque Sun-Bulletin olduğunu nereden biliyorsunuz?
¿ Qué te hace pensar que el Boletín Sol... es lo que alguien desea para su vida?
Ben Bulletin'denim.
Soy del "Bulletin".
Philadelphia'da herkes "The Bulletin" okuyor.
Todo el mundo en Filadelfia lee The Bulletin.
- Eureka Haber Bülteni.
- El Eureka Bulletin.
Bülten'in ön sayfası, son sayı.
La portada del Bulletin, la última.
Bülten'in neden bu kadar önemli olduğunu göstermek.
De mostrar por qué era tan bueno el Bulletin.
Eureka Bülteni'ni okudum.
Leyendo el Eureka Bulletin.
Bülten gibi bir gazete hakkındaki... eleştirilerinizi duymak isterim.
Estoy muy interesada en su opinión crítica... de un periódico como el Bulletin.
Sydney'de yayınlanan The Bulletin gazetesinde yazıyormuş.
Escribió para un periódico llamado The Bulletin... En Sydney.
Aramamın nedeni... Providence Journal-Bulletin'deki işle ilgilenmediğimi söylemiştim. Ama bunu düşündüm ve bence harika bir iş.
Te llamaba porque te dije que no me interesaba el trabajo en The Providence Journal-Bulletin, pero he pensado en ello y es un trabajo muy bueno.
Providence Journal-Bulletin'i bile aradım ve o iş için yalvardım. Ama başkasını işe almışlar bile.
He llamado al The Providence Journal para suplicar ese trabajo, pero ya estaba asignado.
- The Providence Journal-Bulletin.
- El Providence Journal Bulletin.
Winnie, MÖBESE'den takip istiyorum araç muhtemelen Lakeshore istikametinden kuzeye doğru gidiyor.
Winnie, necesito un aviso interagencias, ( N.T. : APB, All Points Bulletin, aviso general interagencias de la ley ) Se cree que el vehículo va hacia el oeste, en dirección a Lakeshore.
Şuan başka bir bilgisayara bağlanıyor. Buna ilan panosu deniyor.
En este momento esta conectado a otra computadora, Esto es un bulletin board. ( tabla de anuncios )
Polis, olay yerinden kaçan beyaz tenli ve güzel giyimli bir adam için arama emri başlattı.
policía ha emitido un All Points Bulletin por un hombre blanco bien vestido, joven visto huyendo de la escena.
Siz o bilgiyi herhangi emniyet teşkilatına sunsaydınız haklarınız sağlam kalacaktı ama siz onun yerine New York Bulletin gazetesine gittiniz ki kendisi özel mülkiyete ait gazetedir.
Y si lo hubiera hecho ante un organismo de las fuerzas del orden, sus derechos habrían valido, pero, en cambio, fue al Boletín de Nueva York, ESCÁNDALO DE CORRUPCIÓN EN UNION ALLIED una organización de noticias privada. No tuve ninguna relación con ese artículo.
Bulletin'den bir gazeteci.
Un periodista del Boletín.
- Bulletin'den Ben Urich.
Ben Urich, del Bulletin.
New York Bulletin, vurulan polisin bilincinin yerine geldiğini yazmış.
El New York Bulletin online ha subido la noticia de que el policía al que dispararon se ha despertado.
Sanırım Bulletin'in kapısının önüne o adamı koyan sendin?
Así que fuiste tú el que dejó a ese tío tirado en frente del Bulletin.
Bulletin'de ulaştığından çok daha fazlasına.
A más de la que podrías llegar con el Bulletin.
Bulletin aşık olduğum gazete değil.
El Bulletin no es el periódico del que me enamoré.
Bulletin'den kovulduğunu duydum.
Sé que ha perdido su trabajo en el Bulletin.
- Bulletin'deki adamın mı?
Su hombre en el Bulletin.
Belki Bulletin'de bile, bilemiyorum.
Puede que hasta del Bulletin, no sé.
Bulletin'in serverlarında bir şey olduğunu düşünüyor musun?
¿ Crees que habrá algo en los servidores de El Boletín?
İlk önce Bulletin gazetesinde yayınlanacak.
El Boletín tiene la exclusiva.
Küçük bir hatırlatma bulduklarını önce Bulletin gazetesi yayınlayacak, değil mi?
Pero le recuerdo que el Boletín tiene la exclusiva, ¿ no?
- New York Bulletin'den geliyoruz.
- Somos del Boletín de Nueva York.
Bulletin'de Ellison'la çalışıyordum.
Estuve trabajando con Ellison en el Boletín.
The Bulletin'deki makaleni okudum.
Leí tu artículo en El Boletín.
Kocamla The Bulletin için konuşmak... hiç aklına gelmedi, değil mi?
¿ Has considerado la posibilidad de hablar con mi marido? ¿ Lo harías, para El Boletín?
Sarah'ın size söylediği gibi, ben Waterbury Bulletin'de çalışıyorum... ve ben düşünüyorum ki... siz bu hikayenin içyüzünü göstermekte bayağı yardımcı olabilirsiniz.
Como Sarah le dijo, yo trabajo para El Boletín de Waterbury, y creo que proporcionaría una información inestimable a esta historia.
Marjorie Travers, The Bulletin'a verdiği röportajda Ariel'ı saat 11.30'da Tecumseh sokağında gördüğünü söylemiş.
Marjorie Travers ha concedido una entrevista a El Boletín, donde dice que vio a Ariel en la Calle Tecumseh a las 11 : 30 p.m.
Yanımda Waterbury Bulletin'ın baş editör ve yayımcısı Dylan Bennet var.
Estoy aquí con Dylan Bennett, Editor en Jefe y Editor en vigor del Boletín de Waterbury.
Jennifer Many, New York Bulletin'den.
Jennifer Many, New York Bulletin
The Bulletin'den Karen Page'in hoşuna gitti gibi.
A Karen Page, de The Bulletin, le gusta. ¿ Qué?
Peki bu ilan panosu ne boka yarıyor?
¿ Qué diablos es una a bulletin board.?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]