English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → español / [ B ] / Bunu alıyorum

Bunu alıyorum traducir español

1,367 traducción paralela
- Hayır, teşekkürler. Ben bunu alıyorum. Gördünüz mü!
- No, gracias, quiero este.
Bunu alıyorum.
Deme eso.
Ben bunu alıyorum.
Llevaré esta.
Bunu alıyorum ve hemen gidiyorum. Onu alıp gidiyor musun?
- Lo tomaré y me iré.
Bunu alıyorum.
voy a tomar esto.
Bunu alıyorum.
Llevandome esto.
Bir ekstra lazım, bunu alıyorum.
Necesito bonus, tomaré esto.
Bunu alıyorum.
Me llevaré esto.
Evet, bu baykuş hiç memnun gibi durmuyor, bunu alıyorum.
Oh, sí, ese buho parece muy disgustado. Lo llevaré.
Bunu alıyorum.
– Tomaré ésta.
Eğer bedavaya dağıtıyorsan, ben bunu alıyorum.
Espera un segundo. Si vas a dar cosas, me llevo esto.
Bunu geri alıyorum!
¡ Me llevo esto!
Bunu bir teminat olarak alıyorum.
Sr. Mc Givens.
Bunu yaptığım için para alıyorum.
Para eso me pagan exactamente.
Fran, bunu kimseye söylemedim ama Bonneville'e gidebileceğimi hiç sanmıyorum. Zaten bu yıl artık gidemem.
No se lo he dicho a nadie, no me veo en Bonneville, al menos este año no.
Aslında bunu geri alıyorum.
¿ Saben qué? Retiro lo dicho.
Ama sorun değil. Çünkü bunu kocaman bir iltifat olarak alıyorum.
Pero está bien, lo tomaré como un gran cumplido.
Bunu bir kompliman olarak alıyorum!
Lo tomaré como un cumplido.
Bunu, evet olarak alıyorum.
Tomare eso como un si.
Bunu ben alıyorum.
Quizá aprendas algo. Este es mío.
Seni tanıyorum. Asansörle odana çıkarken hep bunu düşüneceksin.
Pensarás en ello en el elevador al subir a tu habitación.
Fikirlerimi not alıyorum aama bunu gayet özenli bir biçimde yapıyorum. Belli bir düşünceyi tam cümleler kullanarak yazıyorum.
Pongo ideas, pero normalmente las pongo de una manera relativamente detallada, como una línea de pensamiento ya escrita en frases por completar.
Unutacaksın. "dediklerinde ya da bunu gözlerinde gördüğümde," Öyle yapıyorum zaten acım azalıyor " diyorum.
llegue a ese minuto en que la gente dice o al menos lo ves en sus ojos, "Por supuesto es tiempo de avanzar, aunque sea un poquito " Seguramente es muy poquito. "
Sydney'ye söyle onu görmek için bunu bile göze alıyorum.
Cuéntale a Sydney hasta dónde estoy dispuesta a llegar para verla.
Neden bunu ayarlamaya çalışıyorsun anlamıyorum. Sınıftaki şu çocuğu gördükten sonra, eminim ki kadınlar üstte olmalı.
Después de ver al tío de clase estoy convencida de que las mujeres tienen que estar arriba.
Ve biz günbatımı ile Taj Mahal bunu yapmak ki onlar sanmıyorum.
Tampoco llegaremos al Taj Mahal antes del atardecer.
bunu günde yirmi kere yapıyorum, bir seferde batırmak gerektiğini çözdüm.
Lo intento 20 veces al dia, en una lo conseguiré
Madem lafı açıldı kayda geçmesi için söyleyeyim bunu yapmayı planlasam da onaylamıyorum.
Y para agregar a eso... dejo registrado en video... al decir que... aunque... planeo hacerlo... no estoy de acuerdo.
Zeki biri olarak, ona bunu benim söylediğimi anladığınızı varsayıyorum. Yani sizi satmış olabileceğimi. Şimdi sadakatim şüphe altındayken... sizin, Pinkerton'ın ve Bayan Garret'ın kayınlarının... beni, Bayan Garret'ın kocasını... öldürmem için tuttuğunuzu ispatlayabilecek... bir belgeyi imzalayıp imzalamamam konusunda...
Al ser brillante, espero que te hayas dado cuenta de que fui yo quien se lo dijo significando quizá que me había vendido a ella y que con mi fidelidad cuestionada espero que les hayas avisado a los jefes en Pinkerton diciendo que no debería firmar documento alguno que podría demostrar que tú, la agencia y los malditos suegros de la Sra. Garret me contrataron para poner en el umbral de la Sra. Garret el asesinato de su marido.
8 saatimi bunu yaparak harcıyorum.
Me paso 8 horas al día haciendo así.
- Bunu bir iltifat olarak alıyorum.
Lo tomaré como un cumplido.
Ben bunu sevdiğim için yapıyorum.
Me gusta por el amor al trabajo.
Tamam, bunu "Bana hayat ver" yazan maddenin altına yazıyorum.
Lo anotaré al lado del que dice "me dio la vida".
O sekreter alırken, neden ben alamıyorum, bunu bilmek istiyorum.
Quiero saber por qué ella tiene un secretario y yo no.
Yılda 600.000 dolar kazanıyorum 20.000 dolar için bunu riske atacağımı mı sanıyorsun?
Hago 600 grandes al año, ¿ cree que voy a arriesgar mis ganancias por 20 grandes?
Bunu bir iltifat olarak alıyorum.
- Lo tomaré como un cumplido.
Bunu da evet olarak alıyorum.
Voy a tomar eso como otro "sí".
Bunu hayır olarak alıyorum.
Eso me pareció un no.
En azından yaşıyorum John için bunu da söyleyemem.
Al menos sigo vivo, a diferencia de John.
Bunu bir hayır olarak alıyorum.
- Eso quiere decir no.
Normal şartlarda sana'Bas git,'derdim ama bu sefer bunu iltifat olarak alıyorum.
Sabes, hubo un tiempo en el te hubiese dicho "que te jodan", pero ahora lo tomaré como un cumplido
Sana bunu söyleyerek risk alıyorum ama vakit geldiğinde bakanlığı kandırmamıza yardım edebilirsin.
Me estoy arriesgando al decirle esto... pero quizá necesitemos que Ud. ayude al FBI a digerir cuando llegue el momento.
Bunu iltifat olarak alıyorum.
Lo tomo como un halago.
Ordundaki en harika savaşçı, temsil ettiğin her şeyi yok etmek için sana cephe alıyor. Bunu göremediğimize inanamıyorum.
El mejor guerrero de tu ejército se vuelve contra ti, para destruir todo por lo que luchas.
- Bunu arkadaşın terbiyesini takındı olarak alıyorum?
- ¿ Tu amigo se está portando bien? .
Bunu evet olarak ele alıyorum.
Tomaré eso como un sí.
Bunu biz yapmadık. En azından yaptığımızı sanmıyorum.
Nosotros no lo hicimos, al menos no creo que lo hayamos hecho.
Bak, bunu bilerek yaptığını sanmıyorum... Ama Wraithler senden bilgi alıyor olmalılar.
Mira, no te estoy acusando de hacerlo intencionadamente pero los Espectros están sacando información de ti.
- Şimdiye kadar öyleydi. Ama artık bunu yapamıyorum.
En dos semanas, iré al juzgado, dejaré la custodia.
Xanax'a bağımlı olmaktan korkuyordum ama ilaç sayesinde bunu da umursamıyorum.
Tengo miedo de ser alérgica al Xanax, pero éste me lo hace olvidar.
Bunu evet olarak alıyorum.
¡ Ah...! , tomaré eso como un sí.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]