English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → español / [ B ] / Bunu yapmak zorundayız

Bunu yapmak zorundayız traducir español

328 traducción paralela
Birlikte olalım. Bunu yapmak zorundayız.
Lo que debemos hacer es unirnos.
Bunu yapmak zorundayız Danny!
Tenemos que hacerlo.
Ama her halükârda bunu yapmak zorundayız.
Pero de todas formas, tenemos que hacerlo.
Onların planlarını bozmalıyız, bunu yapmak zorundayız.
Tenemos que arruinarles el plan, ¡ tenemos que conseguirlo!
Bunu yapmak zorundayız.
Tenemos que hacerlo.
Çok üzgünüm ama bunu yapmak zorundayız.
Es una pena pe-pero tenemos que hacer esto.
Bunu yapmak zorundayız Johnny, yoksa Rahip Tuck şafak vakti ölecek.
¡ Debemos hacerlo! ¡ O ahorcarán al Fraile Tuck!
Pekâlâ, bunu yapmak zorundayız.
Bueno, debemos hacer esto.
Zor ya da değil, bunu yapmak zorundayız.
Difícil o no, es algo que tenemos que hacer.
Şimdi dinle. Bunu yapmak zorundayız, ne kadar zevksiz birşey olsa da.
Mire, tenemos que hacerlo, por muy desagradable que sea.
Baksana, niye bunu yapmak zorundayız?
¿ Por qué tienes que hacer esto?
Bunu yapmak zorundayız hanımefendi.
Vamos a registrarlo todo, señora.
Bunu yapmak zorundayız, Tucker.
Tenemos que hacerlo, Tucker.
- Bunu yapmak zorundayız, baba.
- Tenemos que hacerlo, papá.
Hem, neden her geldiğindee bunu yapmak zorundayız?
¿ Por qué siempre pasa lo mismo cuando vienes aquí?
- Bugün bunu yapmak zorundayız, şimdi ya da asla! ... zalimlik araçlarıdır.
- Tenemos que hacerlo hoy, ahora o nunca... son instrumentos de la tiranía
Lou, bunu yapmak zorundayız.
Lou, debemos.
Bunu yapmak zorundayız, ha, dostum?
Tenemos que hacer esto... por el amor de Dios.
Bunu yapmak zorundayız.
Es a lo que tenemos que enfrentarnos.
Bunu yapmak zorundayız, tamam mı?
Ésto es lo que estamos haciendo aquí.
- Belki de bunu yapmak zorundayız.
Quizá sí tengamos que hacer esto. ¡ Ahora te mataré!
James, bunu yapmak zorundayız.
Es necesario.
Biz bunu yapmak zorundayız.
Para nosotros no.
Eva birimine senkronize olma ihtimali olan birini koymak bize hiç olmazsa ufak bir şans verir, bunu yapmak zorundayız.
Aunque hay un pequeño potencial para la sincronización con Eva, necesitamos un piloto.
Üç sebepten dolayı bunu yapmak zorundayız.
Hay que darle el palo por tres razones :
Bir hologram ve bir psikopat Kazon'a karşı duramayabilir, ama bunu yapmak zorundayız.
Un holograma y un psicópata no es lo ideal, pero lo conseguiremos.
Bunu yapmak zorundayız.
- Debemos hacerlo.
Bill, bunu yapmak zorundayız.
Bill, tenemos que hacerlo.
Çok üzgünüm, bunu yapmak zorundayız.
Siento tener que hacer esto. 00 : 07 : 24,880 - - 00 : 07 : 25,680 No se muevan
Dinleyin bayım, biri sizi ihbar etmiş, bunu yapmak zorundayız.
Escuche, señor. Hemos sido informados de esto, es nuestro deber.
Madem bunu yapmak zorundayız, neden bir eziyet şeklinde olsun ki?
Solo digo, si tenemos que hacer esto, ¿ por qué tiene que ser una tortura?
Bunu yapmak zorundayız.
Tendremos que hacerlo.
Bunu yapmak zorundayız.
Sí, debemos hacer esto.
Efendim, bunu yapmak zorundayız.
Señor, tenemos que hacerlo.
Bunu yapmama gibi bir şansımız yok. O yüzden böyle oluyor. Sektörde kalmaya devam etmek istiyorsak bu gemiyi yapmak zorundayız!
Si queremos permanecer en el negocio debemos construirlo.
Biliyor musun... Kör adam sopasız kalınca belki zorlanacak..... ama yine de... bunu Tsuru için yapmak zorundayım.
Sabes... un ciego puede pasarlo mal sin este bastón... pero el hecho es... que yo iba a pasarlo mal sin mi Tsuru también.
Bunu yapmak zorundayım. Yapmak zorundayız.
Es lo que tengo que hacer, lo que tenemos que hacer.
Kolay ya da değil, bunu yapmak zorundayız, zaman öyle.
Fácil o no, tenemos que hacerlo, punto.
Bunu bir boyunca hergün yapmak zorundayız.
Debemos hacer esto todos los días Por un año.
Bunu en iyi şekilde yapmak zorundayız. Biliyorsun.
Veámoslo por el lado positivo.
Bunu şimdi yapmak zorundayız.
Tenemos que hacerlo ahora.
Bunu elle yapmak zorundayız.
Tenemos que hacerlo nosotros.
Bunu başka bir zaman yapmak zorundayız.
Lo dejaremos para otra ocasión.
Bunu şimdi mi yapmak zorundayız? Durum biraz gergin.
¿ Tenemos que hacer esto ahora?
Sen bizim için bunu yapıyorsun, biz senin için ne yapmak zorundayız?
Si hace esto por nosotros, ¿ qué tenemos que hacer por usted?
Üzgünüm efendim. Kartınız kabul edilmedi. Bunu yapmak zorundayım.
Lo siento señor, su tarjeta esta anulada, tengo que hacer esto.
Neden bunu tekrar yapmak zorundayız ki?
¿ Por que sucede otra vez? Algo pasa con la maquina.
Bunu kendi başımıza yapmak zorundayız.
Tendremos que hacerlo por nuestra cuenta.
Ne yazık ki, Bay Henessey, 4,000 insanı öldürmeye ne kılıf bulacağımız konusunda hiçbir fikrim yok, o yüzden bunu sahiden yapmak zorundayız.
Desafortunadamente no sé cómo "fingir" la muerte de 4.000 personas. Lo vamos a tener que hacer de verdad.
Truva'nın içine girmek için, sadece şu koca taş duvarı geçmek zorunda değiliz, ama... - bunu Yunan ordusunun önünde yapmak mı zorundayız?
¿ Para entrar en Troya, no sólo tenemos que pasar sobre esa enorme muralla sino que también tenemos que hacerlo en frente del ejército griego?
Bunu yapmak zorundayız.
Es una obligación hacerlo.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]