English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → español / [ C ] / Campos

Campos traducir español

4,128 traducción paralela
Yer çekimi, elektromanyetizma...
Gravedad, campos electromagnéticos...
Bunlar elektromanyetik alan yayıcısı.
Son emisores de campos electromagnéticos.
Yüksek düzeyde elektromanyetik alan kirliliği REM uykusu döngülerinin karışmasına sebep olabilir.
Niveles altos de polución de campos electromagnéticos pueden causar interferencias en los ciclos del sueño REM.
Onların medeniyetleri... tamamen kitlesel alanlar tarafından oluşturulmuştur. Element pozlama... Elektrik akımı...
que la civilización tal como la conocemos depende por completo de los campos de efecto de masas creados a partir de Elemento Zero para generar energía.
Park görevlilerinin tek işi doğayı korumak değildir. yabani hayvan ve bitki türlerini muhafaza etme!
El trabajo de un guarda forestal no consiste únicamente en proteger el bosque, también estudiamos el medio ambiente, examinamos los campos y preservamos la vida salvaje.
Güneş suratında parıldasın Yağmur tarlalarına Usulca düşsün Yeniden görüşene dek Tanrı seni elinde oturtsun
Que el sol brille cálido en tu cara, que la lluvia caiga suave en tus campos, y hasta que volvamos a vernos, que Dios te tenga en la palma de su mano.
Nedenini bilmeden tarlalar ve ormanlarda koşmak.
Correr sin saber por qué, a través de los campos y los bosques.
Dinle. Bunu sormamız- - Siz New York'lu dedektiflersiniz.
Está bien, está bien, escuche, nosotros solo le estamos preguntando desde... su posición de detectives de la ciudad de Nueva York y yo soy solo un policía provinciano cuyo trabajo consiste en echar a niños borrachos fuera de los campos de golf.
Futbol sahasının arkasında park etmiştik.
Estuvimos aparcados en la parte trasera de los campos de futbol.
Ve bunun nedeni 1989 civarında piramitlerin biyolojik ve biyolojik olmayan şeyleri etkileyen büyük enerji alanları ürettiğine inanan Alexander Golod'dur.
Y esto se debe a que alrededor de 1989, Alexander Golod de Moscú creía que las pirámides producían grandes campos de energía que podían afectar tanto a los materiales biológicos como los no-biológicos.
Öyleyse bu enerji alanlarının piramidi başka bir boyuta götürüp yolculuk yaptırdığını nasıl bilebiliriz?
Entonces, ¿ cómo sabemos la manera en que estos campos energéticos se establecieron, permitiendo a esta pirámide entrar en otra dimensión y viajar?
Bahattar'ın işine daha iyi odaklanmasını istiyorum.
Quiero que Bahattar se concentre más en sus campos.
Cesetleri, suları tamamen çekilmiş halde bir yere atılmış.
Los cuerpos fueron dejados en campos, completamente deshidratados.
Savaş alanlarına karşı ilgisi var.
Él tiene algo con los campos de batalla.
Geçen sene on sekiz tane savaş alanına gittik.
Fuimos a 18 campos de batalla el año pasado.
1.82 cm boyunda, kas gücü ve nefretten oluşan adamlar. Bir ay içinde ölmüş olabilirim.
Bueno, camina por los Campos Elíseos después de patear a esos cerdos nazis.
Kurbanın infrasonik alanını etkisiz hâle getirebiliriz.
Podríamos neutralizar los campos de infrasonidos de las víctimas. No.
Almanlar, geri çekilirken bazı tarlalara mayın döşemişler.
Los alemanes habían estado colocando minas en algunos de los campos a medida que se replegaban.
- İnfrasonik alanları duyamıyorum artık.
Ya no puedo oír los campos infrasónicos.
Hem de yoğun ateş altında pek çok donmuş mayın tarlasını tek başına temizlemenize rağmen. Birliklere ilerlemeleri için güvenli bir geçit sağladınız.
A pesar de que usted despejara varios campos minados, bajo intenso fuego, proveyendo un paso seguro para que nuestras tropas avanzaran.
Soğuktu, korkuyordunuz ve o soğuk arazide düşman askerleri dalga dalga üzerinize geliyordu.
El frío y el miedo... Y oleada tras oleada de soldados enemigos llegando a través de aquellos campos congelados.
Tabii geceleri tarlalarda gezen hayalete inanmıyorsanız.
A menos que creas en el pooka patrullando los campos por la noche.
Bana C.N.I'den Nestor Campos'u bağla.
Tráeme a Néstor Campos al Centro Nacional de Inteligencia.
Campos, 3. hatta.
Campos, línea tres.
Nehirler kan ile kırmızıya büründü ceset kaleleri gerçek karanlığı savaş meydanlarına getirmeye karar verdiler.
Los ríos se han teñido de rojo por la sangre, y torres de cuerpos mutilados han ensombrecido los campos de batalla cargados de vísceras.
Haftasonu da olsa sürülecek tarlalar olduğunu söylüyor.
Dice que hay campos que arar, sea fin de semana o no.
Ben de o yaz, günde 12 saat boyunca petrol yatağında çukur falan kazdım.
Entonces, todo el verano, trabajé en los campos de aceite, excavando zanjas y demás cosas, 12 horas al día.
Annet tarlaya mı gelecek?
¿ Annet en los campos?
Bu tarlalar neden boş?
¿ Por qué no hay nadie arando estos campos?
Rahibe Caris'in arazilerinde çalışmak için Wigleigh'i terk ediyoruz Sam.
Sam, nos vamos de Wigleigh para trabajar en los campos de la Prior Caris.
Arazimde çalışan sizleri beni terk edenlere ne olduğuna dair bir örnek göstermek için çağırdım.
Les he llamado desde el trabajo en mis campos para darles un ejemplo de lo que le sucede a los que me abandonan.
Para, dolandırıcılar ve entrika ülkeyi ele geçirmeden önce İngiltere toprakları, düzenin temeliydi.
La tierra es Inglaterra, y una vez fue la fundación del orden, antes de que el dinero llegara y le entregara los campos a los estafadores y los maquinadores.
Savaş alanında yetişmiş bir çocuk rolündeydiniz.
Usted era semejante a un niño que creció jugando en los campos.
İsyancılar petrol çıkartma bölgelerimize uzaktan ateş açıyor, Bay Vale.
Hemos tenidos rebeldes disparando sobre nuestros campos de petróleo una milla afuera, Mr Vale.
Pek tabii ki bu kamplarımızdan yalnızca birisi.
Por supuesto, este es sólo uno de nuestros campos de entrenamiento.
Bu yüzden biz de nasıl kamyoncu olunacağını öğrenmek için...
Así es que golpeamos el eaton automotor Los campos de prueba en Michigan
İlk engelimize çarpmadan önce... tecrübe alanında bile kalmadık.
Foust : Aun no habíamos salido Los campos de prueba Antes de que golpeemos Nuestro primer obstáculo.
Bir çeşit, diğerine yol gösterme ve bilmeden önce akşamları resmi olmayan yarış karşılaşmalarında tutuluyor ya da hazırlıksız yarış pistlerinde çamurlu zemine tekmeleniyorlar.
Una cosa llevó a otra, y antes de darse cuenta, se encontraron haciendo carreras ilegales por las tardes en los circuitos improvisados que sacaron de los campos
Manyetik alanın hızlı bir şekilde değişmesi Dünya'nın açısal deviniminin de dramatik bir şekilde değişmesi anlamına gelir. Bu da Dünyanın dönüşünü zorlayıcı bir olay demektir.
Una señal de un cambio rápido en los campos magnéticos significaría que algo dramático sucede en el momento angular del magma dentro de la Tierra, lo que también significaría que algo dramático pasó en la rotación de la Tierra misma.
Açılışta, köylüler pirinç tarlasına savrulmuş durumdalar.
Abierto a los pueblerinos que son tirados a los campos de arroz.
Çoğu poligon bu tüfeğin mermisinden satmıyor.
La mayoría de los campos de tiro no venden los cartuchos que este usa.
Miami'nin dışındaki sadece iki poligon yüksek kalibreli mermi satıyor ve havaalanının yanında olan sadece bu.
Solo dos campos de tiro fuera de Miami venden cartuchos de alto calibre y este es el único cerca del aeropuerto.
"Bahar çiçeklerinin topraktan büyüdüğü gibi, sevgin kalbimin bereketli topraklarını capcanlı renklerin narin dokunuşlarıyla süslüyor."
"Y como la aparición de las flores en primavera, " tu amor llena los fértiles campos de mi corazón con puntos delicados de colores brillantes. "
"Bereketli topraklar" ve "narin dokunuşlar" fazla mı olmuş?
¿ Es la aliteración de "campos fértiles"
Bahçe çok büyük olduğu için ilaçlamada içinde kayboluyorlar.
Ellos no saben dónde están en la noche. Estos campos son enormes. Se pierden.
Büyük alanlardaki 1,5 milyon arı bir birine karışmakta
En los campos grandes, socializan 1.5 millones de abejas, que son dos tercios de todas las abejas de los E.E.U.U..
Aylardır rahat rahat uçuyorlardı ama şimdi aniden birisi gelip onlara duman vermeye başladı ellerinden ballarını almaya başladı
Porque han estado volando en los campos por meses sin ser molestadas, y ahora, de repente alguien se acerca y les echa humo en la cara, y las quitan de sus cajas con cepillos,
Kakalios : Bir Tesla bobini radyo-dalga sinyalleri ve elektrik alanı dalgaları üretebilir.
Una bobina Tesla genera ondas tanto de radio como en campos eléctricos.
Başlangıç kasabasının yakınındaki bölgeler yakında avlanma alanı olacak.
Los recursos de los campos que rodean a la Aldea del Comienzo se agotarán rápidamente.
... ve bu nedenle tüm bu etkilerin söz konusu enerji alanından dolayı olduğuna inanıyorum.
La Fuerza Aérea Rusa notificó que un gran campo de energía que había detectado en su radar, de un kilómetro y medio de alto, estaba sobre la gran pirámide de Golod en Moscú. Por lo tanto creo que todos estos efectos fueron causados por estos campos de energía.
400 metreden uzun, 4 dört futbol sahası büyüklüğünde gemiler inşa ediyoruz.
Armamos buques de más de 400 metros de longitud, con la superficie de cuatro campos de fútbol.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]