Cancer traducir español
9,818 traducción paralela
Kanserimi tedavi edebilirdin ama etmeyi reddettin.
Tenías la capacidad de curar mi cáncer, y me negaste el tratamiento.
Sarhoşlarla dolu cilt kanseri olan bir şehir.
Es una ciudad de borrachos que se pescan cáncer de piel.
Cassius saçını düzleştirmek için körlüğe veya kansere yol açabilecek, kostik kullanıyordu ve bu beyazlar gibi saç isteyen köle mentalitesine göre ahmakça bir kendinden nefretti. Kendini korumak için Kara Panter Partisi'nin Cassius Thomas ile hiç bir tartışması olmamıştır.
Cassius tenía que usar lejía, lo que puede causar ceguera y cáncer, y ese auto-odio al Tío Tom con una mentalidad de esclavo que desearían el pelo blanco, la Autodefensa del Partido de las Panteras Negras no tenían nada en contra de Cassius Thomas.
Dr. Murray kendisinin kanserini ses dalgalarıyla iyileştirmiş.
Él mismo se había curado de cáncer con las ondas de sonido del Dr. Murray.
Ses dalgalarını kullanarak kanserimi tedavi etti.
Utilizó ondas sonoras para hacer que mi cáncer desapareciera.
Midesini boşaltıp enfeksiyon var mı diye analiz sıvısı alıp bakmalılar kanser için.
Llama a quirófanos. Tienen que drenar su estómago y analizar los fluidos de la infección... cáncer.
Ayrıca cilt kanseri riski var, çaktın mı?
Además así evitamos el riesgo de cáncer de piel.
Kanseri nüksetmiş. Bu yüzden şu an bize ihtiyacı var.
Su cáncer regreso así que ella nos necesita ahora.
Kanseri yayılmış.
El cáncer ha hecho metástasis.
Kanser, araba enkaz, uyuşturucu, uyuşturucu.
Cáncer, accidentes, medicamentos, narcóticos.
Bu şehirden besleniyorsun... tıpkı kanser gibi.
Tú te alimentas de la ciudad como un cáncer.
- Kanser.
Cáncer.
Kanser olmana şaşmamalı.
No me extraña que tengas cáncer.
Altı ay önce öldü, kanserden.
Y así hace seis meses ella se fue, por cáncer.
Kanser.
Cáncer.
Kanser mi?
¿ Cáncer?
Doktor kansermiş de.
La doctora tiene cáncer.
Akciğer kanseri. Atıktan oldu.
Es cáncer de pulmón por el lodo.
Ve ben ona inandım. Kanserden öldüğünü bilsem de inandım.
Y yo le creí incluso cuando sé muy bien que murió de cáncer de pulmón.
Bak, Haven kurtulamadığım bir kanser gibi.
Mira, Haven... es un cáncer que no puedo sacar de mí.
O.J. Simpson ile konuşmayı kesti. 2003 yılında kanserden öldü.
ÉL Y O.J. DEJARON DE HABLARSE. KARDASHIAN MURIÓ DE CÁNCER EN EL 2003.
O kadar gergin olma. Bu seni kanser yapar.
No seas tan estirado, te va a dar cáncer.
Hatta çok korktum. Başına bir şey gelmiş, son safhada kanser falan. Bana söylemiyor diye.
Flipé, incluso pensé que tenía cáncer y no quería decírmelo.
Kanserim ben. Bilmeni istedim.
Tengo cáncer, quiero decírtelo.
Son safhada. Kanserim ben.
Tengo cáncer, voy a morir.
Meşhur oral seks kanseri. Michael Douglas'ı tanır mısınız? O bir aktördür.
El cáncer de la mamada y del cunnilingus, ya sabe, Michael Douglas, el actor.
Ve pankreas kanserine dönüşme olasılığı varmış.
Puede degenerar y convertirse en cáncer de páncreas.
Annem göğüs kanserinden öldü.
Mi madre murio de cancer de mama.
Babasının ona armağan ettiği küçük bir kanserle.
Un pequeño cáncer que le dio su padre.
Yumurtalık kanserinin 4. evresinde.
Tiene cáncer de ovarios en estado cuatro.
Sakın bana kanser kozunu oynamayın, avukat bey.
No juegue la carta del cáncer en mi sala, abogado.
- Kanser mi?
- ¿ Cáncer?
Gitmeyeceğimi söyledim ama ablam kanser haberini aldığımda akli olarak çöktüğümü düşünüyor. Şimdi yaşlı ve evsiz biriyle içiyorum.
Les he dicho que no iré... pero mi hermana piensa que cuando supe que tenía cáncer... tuve una depresión y ahora estoy... bebiendo con un viejo sin techo.
Senin kanser türün için kurtulma oranı kaç demiştin? - % 2.
¿ Cuál dijiste que era el porcentaje de supervivencia para tu tipo de cáncer?
- Kanser yüzünden.
Cáncer.
Kanseri atlatır ama AIDS kaptığını öğrenirsen...
Si superas el cáncer y descubres que tienes sida...
Deri kanseri olabilir.
Puede ser cáncer de piel.
Deri kanseri olduğundan mı korkuyorsun?
¿ Cree que tiene cáncer de piel?
Bunu bilmiyordum.
"TENIA CANCER EN LOS OVARIOS."
Sen kanser olduğunda, ben sana destek olmuştum.
Y cuando estuviste enfermo de cáncer, estuve a tu lado.
Kanser mi tekrarladı?
¿ El cáncer ha vuelto?
Kanser.
Tengo cáncer.
Kalp krizi, anevrizma, aşırı dozda uyuşturucu, kanser.
Infarto, aneurisma, sobredosis, cáncer.
Bay Betton, saklamaya çalıştığınız hastalığınız kanser mi?
Sr. Betton, la enfermedad que está ocultando, ¿ es cáncer?
Kabilenin yarısının kanserden öldüğünün farkındasın.
Sabes muy bien que la mitad de la tribu está muriendo de cáncer.
Bu herkesin neden kanser olduğunu açıklıyor.
Eso explicaría por qué todos están enfermando de cáncer.
Hayır, ama başım belada.
¿ Tienes cáncer? No. Pero estoy en problemas.
Kanser tedavisi görüyor.
Tratamiento contra el cáncer.
Kanser yapıyor ama, işe yarıyor.
Puede causar cáncer, pero funcionan.
Shaq, bizi kanser etmeden kapat şu şeyi lütfen.
Shaq, apaga esa cosa antes de que nos dé cáncer.
Evet, annesi kanser olduğundan beri.
Sí, desde que su madre enfermó de cáncer.