English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → español / [ C ] / Canlı

Canlı traducir español

25,416 traducción paralela
İki canlının Hades'in engellerinden geçebilmesi için aurasını genişletebilirim.
Puedo ampliar su aura, así dos vivos podrán pasar la barrera de Hades.
Canlı balığa bakın.
Mira vivos-ish.
Onu canlı canlı yakalamak için.
Con la intención de capturarlo vivo.
Bugün ülke, bize canlı ve savaşıyor.
Hoy, el país nos necesita vivos y luchando.
Nasıl böyle canlı olabiliyor?
¿ Por qué está tan contenta?
Canlı olarak.
Viva.
Eğer gerçekten varsa, canlı olmasını isterim.
Si es que existe, la quiero viva.
Canlı lazım!
¡ Viva!
Eğer onları canlı bulursak şartları konuşuruz.
Si las encontramos vivas, podremos discutir los términos.
- İkisini de canlı olarak bulduk.
Las hemos encontrado a las dos, con vida.
Seni canlı canlı yiyecekler.
Te comerán viva.
Belki de hatıralarını canlı tutmaya çalışıyordur.
Quizás intenta conservar vivas sus memorias.
Canlı bir adam nasıl hayalet olabilir?
¿ Cómo puede un hombre vivo ser un fantasma?
Canlı değil ki.
Eso es porque él no está vivo.
Nefes aldıkça, canlıların içinde konuşup hareket ettikçe köy cesetlerle dolup taşacak.
Mientras puedes respirar, hablar y moverte estás entre los vivos pero precisamente por eso el pueblo está lleno de cadáveres.
Ölülerin kitabı, canlı bir insanın içine iltihap topluyor.
El Libro de los Muertos supurando dentro del cuerpo de un humano.
Snapchat'te Emily VanCamp'in canlı sohbetini yönetmem gerekiyor.
Tengo que moderar una charla en vivo con Emily VanCamp en Snapchat.
Onu canlı tutun.
Mantenlo vivo.
Biraz daha zorlasan canlı yayında vurur geçerdin.
Si insistías, caía a tus pies en cámara.
Burada, herkesin konuşmasını canlı bir şekilde izleyebildiğiniz uydu gözetlemesi var. Oh, bu işime yarayacak. Sorgulamayı gerekli bulursanız en uç noktada yapılan sorgulama odaları.
util para monitorear conversaciones en vivo oh, sera muy practico aqui, la habitacion de Interrogacion Extrema si lo halla necesario oh. seei, es necesario, hagamoslo
Kanlı canlı gerçek bir kız olduğunu kanıtla bana!
Demuéstrame que eres una chica viva de verdad.
Canlılar bunu yapar, ev sahipleri değil.
Seres vivos. No anfitriones.
Sonra zamanla üzerinde hakimiyet kuracağımız canlı kalmayınca bu güzel yeri inşa ettik.
Y cuando finalmente nos quedamos sin criaturas que dominar, construimos este precioso lugar.
Arkadaş canlısı duruyor!
¡ Mira esa cara amable!
Babamız, TV izleyicilerinden gelecek canlı sorulara doğaçlama yapacak.
Nuestro padre va a improvisar en vivo respuestas a preguntas de la audiencia de TV.
Küba'nın canlı caz sahnelerini de unutmayın.
Bueno, no olvides la vibrante escena cubana de jazz. Lisa, gracias por la advertencia.
- Onları canlı canlı yakarsın.
Los quemarás vivos.
- Bizi buradan canlı çıkartmaya çalışıyorum.
Sacarnos de aquí con vida.
Hayır. Kanlı ve canlı.
- No, está vivita y coleando.
Kumsalda senin canlı yorumun olmadan hiçbir şey aynı olmayacak.
Sí, no será lo mismo sin tu monólogo sobre la arena.
Bu eğlenceli. Hep plaj yolculuğuma canlı bir seks gösterisiyle başlamak istemiştim.
Siempre me ha gustado empezar mi viajecito a la playa con un show de sexo en directo.
Seni canlı kalkan olarak kullanmayı düşünüyorum.
Estoy pensando en el uso de usted como un escudo humano.
Uyurken canlı canlı yaktım onu.
La he quemado viva mientras dormía.
Onu canlı canlı yaktım.
La quemé viva.
Galiba böyle bir şey için canlı kana ihtiyacı var. Ben de ona veriyordum. Görüyorsun işte.
Así que supongo que necesita sangre fresca para algo como eso, así que le he estado dando... bueno, ya lo ves.
Şimdilik bunlar sadece spekülasyon ama yetkililer bu ölçekte bir patlamanın ardında hiç canlı bırakmamasından korkuyor.
Por ahora, solo se especula, pero las autoridades temen que una explosión de esta magnitud no haya dejado ningún superviviente.
Nesin sen, bir tür internet canlısı mı?
¿ Qué eres, una especie de Internet viviente?
Tamam, uzaylı bir canlı bilgisayar ABD ordusuna sızmaya çalışıyor.
Un ordenador alienígena viviente quiere infiltrarse en el ejército de EE.
National City'nin vatandaşları, ben Cat Grant, Catco Plaza'dan canlı yayındayım.
Los ciudadanos de Nacional Ciudad, este es Cat Grant, en vivo desde Catco Plaza.
Bundan asla canlı kurtulamazdık, tamam mı?
Nunca sobreviviríamos eso, ¿ entiendes?
Dost canlısı olmayı bırak.
Deja de ser tan amable.
Kızım, canlı bir kâbus bu.
¡ Menuda pesadilla, tía!
Yani nasıl olduğumu soran olursa Canlı, neşeli ve çevik hissediyorum
Así que si usted me pregunta qué estoy haciendo me siento llena de vida, alegre, ágil
Çok canlı görünüyorsun.
Parece de buen humor.
Adı Topher olan birinin başka canlılara isim vermeye hakkı olmamalı.
La gente llamada Topher no debería poder nombrar otros seres vivos.
Beni canlı canlı yiyecek
Me va a comer vivo.
Bütün canlı uzun günler.
♪ todo el día ♪
Her canlı türü çoğalmak ister.
Todas las especies vivas buscan la perpetuación.
Ama tanıyıp tanıyabileceğin en arkadaş canlısı ırkçıyımdır. Yani öylece geçinip gidemez miyiz?
¿ No podemos llevarnos bien?
Uzun zamandır canlı birini doğramamıştım.
Hace tiempo que no descuartizo a alguien que esté vivo.
Oh, wow. Çok kötü. Onun için bardağın son damlası canlı bir TV şovunda trollenmesiydi.
Oh, wau, que horrible su punto fatilico fue cuando fue troleada en vivo cuando el troll posteo comentarios acerca del cancer al ceno con nombres de doctores falsos le gustaria saber cuales eran los nombres de los doctores?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]