Casa traducir español
314,190 traducción paralela
Evde birileri olsaydı onu kurtarabilirlerdi.
Si alguien hubiera estado en casa, podría haberla salvado.
Bilmiyorum. Sadece Neo polisleri evimizi arıyorlar.
No sé, la policía de Neo revisando la casa.
Ufak tefek şeyler. Ben kilise fuarındayım. Alison ise sarhoş ve polisler evimde arama yapıyorlar.
Estoy en la feria de la iglesia, Alison está drogada y los policías están registrando mi casa.
Rachel bunu bilmeli.
Rachel debería saberlo. - ¿ Puedes llevarlo a casa, por favor?
Onları evimden çıkart!
¡ Sácalos de mi casa!
"Bana gel, hamakta sikişelim."
"Ven a casa y cogeremos en mi hamaca".
Eve gittiğimde Ölümcül Dövüş 2'yi izledim.
Cuando llegué a casa, vi esa película Mortal Kombat : Aniquilación, y luego volví a verla.
Eve gideceğim.
Me iré a casa.
Evine ne kadar var?
¿ Cuánto falta para llegar a tu casa?
Peki. Evime gelip bir şeyler içmek ister misin?
¿ Quieres venir a casa a tomar algo?
O beyaz saray yolunda.
Está de camino a la Casa Blanca.
Deli kız arkadaşın çifteyle gelip
La loca de tu novia ha ido a casa con una escopeta
Alkollü araba kullandıktan sonra eve gelip polisi arıyor muyum? Hayır.
¿ Crees que cuando conduzco borracho llamo a la policía al llegar a casa?
İşte evimin anahtarları.
Toma las llaves de mi casa.
O gece eve birlikte geldik.
Luego volvimos a casa juntos.
Darlene, evde misin?
Darlene, ¿ estás en casa?
Baban evde mi?
¿ Está tu padre en casa?
Ona uğrayıp şeker ödünç alırım.
Podría ir a su casa a pedirle azúcar.
- Geçen gece eve gidip lise mezuniyeti ve kış balosu fotoğraflarımızın üzerinde sigara söndürdüm.
- Me fui a casa y apagué un cigarrillo en nuestras fotos de los bailes del instituto.
Umarım eve onun sırtında dönebilirsin.
Vuelve a casa montado en él.
Eve yürüyecek olman da çok yazık.
También es una pena que tengas que volver a casa andando.
Burası artık benim.
Ahora es mi casa.
Evet, senin ev versiyonun gibi.
Sí, igual que tú, pero en versión casa.
Netleştirmek açısından, ne olursa olsun, birbirimizin mülkünden uzak mı duracağız?
Que quede claro que no nos acercaremos a la casa del otro por nada del mundo.
Buradan evin internetine zar zor bağlanabiliyorum.
Es que desde aquí me conecto a la wifi de la casa.
Gücünün yetmediği bir ev aldı.
Se había comprado una casa que no podía pagar.
Henüz eve dönememiş ama ailesini göreceği için heyecanlı.
Aún no ha llegado a casa, pero está deseando ver a su familia.
Burada mı?
¿ Está en casa?
Colt bir kere bununla evden kaçmaya yeltendi.
Una vez Colt se escapó de casa con él.
Yeniden gelmeye bahanem olsun diye sana bir beşik yapacaktım neredeyse.
He estado a punto de hacerte una cuna para tener una excusa y volver a tu casa.
Bu iş ters giderse seni bacağından vurup aslana yem yapar, kendimi kurtarırım.
Si esto sale mal, te meto un tiro en la pierna, te sacrifico para la fiera y me voy a casa.
Eve döndüğünde hiç ayrılmayacağımızı biliyorum. "
Cuando vuelvas a casa, sé que nunca nos separaremos ".
Bir ev aldım.
Compré una casa.
Taşınma partisinde bunu ıslatırız artık.
La fiesta de inauguración de la casa será una locura.
Güneye gidin, kapıları kilitlemek zorunda hissettiğinizde evime yaklaşmışsınızdır.
Conduces al sur, y al sentir la necesidad de trabar las puertas, estás cerca de casa.
Kuzenlerime söz verdim, bahçemle ilgilenip para kazanacaklar.
Les dije a mis primos que podían trabajar de jardineros en casa.
Ev yansa sırf bu oğlumu kurtarırım.
Pues si la casa ardiera, sería al que salvaría.
Eve gitme vakti geldi.
Hora de llevarte a casa.
Barı kapatırken bana bir şey çalarsan tüm sodalar benden.
Si me amenizas el cierre, la casa te invita al agua mineral.
Böldüysem özür dilerim ama demin Horoz'a, dürbününü geri vermeye gittim çok fena kavga ettik, sonra pencereden bir ağaç girdi ve elektrikler kesildi.
Perdonad si he interrumpido algo, pero he ido a casa de Rooster a devolverle los prismáticos y hemos tenido bronca, y de repente un árbol ha atravesado la ventana y se ha cortado la luz.
İstersen bugün evde kalabilirsin.
Ven a pasar esta noche en la casa, si quieres.
Kızın hâlâ sizinle mi kalıyor?
¿ Tu hija sigue viviendo en casa?
Çek git evimden.
Lárgate de mi casa.
Evdeki duman alarmları çalışmıyor.
En esta casa no funciona la alarma antihumo.
Hey, tatlım, ben geldim.
Hola Cariño, estoy en casa.
"Oh, Zoe, aslında bir gün sana gerçek bir ev vermek istiyorum."
"Oh, Zoe, en realidad quiero darte una casa de verdad un día."
Atlanta zenginlerinin gerçek ev hanımı gibi konuşuyorum.
Hablo más real como las amas de casa de gente rica de Atlanta.
Gece yarısı bir seri katilin evinin etrafında..,... dolaşmak istemiyorsun, değil mi?
¿ No pensarás meter tu nariz en la casa de estos asesinos seriales - en medio de la noche, ¿ verdad?
Söz veriyorum, kimse o lanet olası evde değil,... ve eğer evdeyseler, ölüler.
Te aseguro, que no hay nadie en esa jodida casa, y si lo están, están muertos.
Burası perili ev gibi görünüyor.
Esto parece una casa embrujada.
Onları evimden çıkart.
Sácalos de mi casa.