Casada traducir español
7,365 traducción paralela
Pawnee - Eagleton çiftinin 50 yıllık evliliği beldemiz için nasıl mükemmel bir semboldür.
Una pareja de Pawnee e Eagleton que ha estado casada por 50 años es un símbolo perfecto de como las ciudades pueden convivir.
Ne yazık ki evliyim.
Estoy casada, lamentablemente.
Görünüşe bakılırsa cazibeni kaybediyorsun taze gelin.
Suena como que estás perdiendo tu mojo, recién casada, ¿ eh?
Ayrıca Delf'in teyzesiyim ve şununla da evliyim.
También soy la tía de Delf, por cierto. Y estoy casada con este.
Evli bir çift olarak hayatımıza başlayabiliriz.
y empezamos nuestra vida como una pareja casada...
Kocanız gibi bir adamla evlenmek için farklı türde bir kadın...
Sé que hay que ser un cierto tipo de mujer para... estar casada con un hombre como su marido.
"Galiba evli" derken ne demek istiyorsun?
¿ Qué quieres decir con'ella parece estar casada'?
Her neyse, sandığın gibi evli ya da dul olduğunu sanmıyorum.
De todos modos, estoy seguro que ella no está divorciada ni casada.
Sen hâlâ evlisin.
- Aún estás casada.
Eski sevgilimin Alaska'da bir pediatrist ile evli olduğunu öğrendiğimden beri de başa çıkacak daha garip bir olayla karşılaşmadım.
Y desde que mi ex-novia está felizmente casada con un pediatra en Alaska. No he tenido ninguna reunion incómoda de manejar
Şimdiki kralın kardeşiyle evliyim.
Estoy casada con el hermano del rey actual.
Kraliçe Mary'nin gözden düşmüş, millet eğlensin diye uydurulmuş ünvanı olan bir piçle evlendirilmiş leydisisin.
- Dama para deshonra de la reina María, casada con el bastardo con un título concebido para hacer reír a todo el mundo.
Evli.
Está casada.
Bir dük ile evli ama hâlâ alelade bir tefeciyle olan geçmişini arzuluyor.
Está casada con un duque, pero aún sueña en su pasado con un vulgar prestamista.
Evet, tek yaptığı kocası hakkında sızlanıp durması ve evlendikten sonra hayatlarında romantizmin kaybolmasıydı.
Sólo se quejó de su esposo... que ahora que está casada desapareció el romance.
- Vali ile evli.
- Está casada con el gobernador.
Bana Kitty derler. - Evli misin?
¿ Estás casada?
Evli misin?
¿ Estás casada?
Tamam. Çamaşırlarımı yıkayan hizmetçilerden biri, bir kız Evli değil, ama bir kaç ay önce hamile gibiydi.
De acuerdo... una de las criadas... una joven que lava mis ropas... ella no está casada, pero parecía estar embarazada hace un par de meses.
- Şu anda evliyiz.
Bueno, ahora estás casada.
Evlendim.
Estoy casada.
Kabul edemeyeceğim şeyler istiyorsun benden. Çünkü ben evliyim.
Me ofreces tanto que no puedo aceptar, porque estoy casada.
Artık evli bir kadın o.
Ahora es una mujer casada.
Ben harika bir travma cerahhıyla evliyim, ve bunu artık gizlemek istemiyorum, anladın mı?
Estoy casada con una brillante y guapísima cirujana de trauma. y simplemente ya no quiero esconderlo más, ¿ sabes?
Ama şimdi evliyim ve kayınpederim ve kayınvalidemle yaşıyorum.
Ahora estoy casada y vivo con mis suegros.
Joel ve Julia'ya sormak zorunda kaldık çünkü evli bir çifttiler.
Es solo que, ya sabes, le preguntamos a Joel y Julia porque ellos eran, ya sabes, una pareja. Eran una pareja casada.
Yani evli değilim diye çocuğunuza iyi bir ruhsal yol gösterici olamam, öyle mi?
Entonces, como no estoy casada, ¿ no puedo ser un guía espiritual para un niño?
Eğer beni düzeltmiş olsaydın şimdiye kadar evlenmiş olurdum. İki üç çocuk annesi olurdum.
Si me hubieras criado bien ahora podría estar casada y ser madre de 2 o 3 niños.
Ama dezavantajın mutlu bir evliliğinin olması, değil mi?
Pero por otro lado, estás felizmente casada, ¿ verdad?
Kadın evli, tamam mı?
Está casada.
Bana hiçbir şey söylemedi, çünkü evliydi.
No me los dijo porque está casada.
Ben evli bir kadınım ve evlilik danışmanıyım.
Soy una mujer casada y consejera matrimonial.
Bir karı becerip yumruk yemem gerekti ama artık hünerimizi ön elemelerde harcamadan yarınki finallere gidiyoruz.
Ha costado follarme a una mujer casada y recibir un puñetazo, pero ahora tenemos que ir a la final de mañana... sin desperdiciar nuestro esperma en las preliminares.
Yani, bu hale gelmek için yıllarını harcadın yıllık 9000 dolar geliri olup büyük para kaldıracağını düşünen bir adamla evlendin.
Lo que quiero decir es que pasaste tanto años en los que apenas tenías, casada con un hombre que pensaba que un salario de 9000 dólares al año era una riqueza.
- Teşekkür ederim.
- Gracias. - Cuidado que está casada
- Evli misin? - Evet.
- ¿ Estás casada?
Muhteşem bir kadınla evliyim.
Estoy casada con una mujer increíble.
Ve evli bir kadın olduğum sürece bunu korumak için yardımınızı istiyorum.
Y mientras sea una mujer casada le pido ayuda para protegerlo.
Sana söylediğim gibi ben kanun huzurunda evli bir kadınım.
Como te dije, soy una mujer casada ante la ley.
Bizim gördüklerimizi görebilen biriyle evli olmakla yani.
Ya sabes, ¿ estar casada con alguien que puede ver lo que vemos nosotros?
Kocanız gibi bir adamla evlenmek için farklı türde bir kadın...
Bueno, sé que hay que ser un cierto tipo de mujer para estar casada
- Yani, evli mi kal diyorsun?
¿ Quiere decir seguir casada con él?
Sen bir uyuşturucu taciriyle evlendin, Tasha.
Estás casada con un traficante, Tasha.
Benim evli bir hanım olduğumu biliyor.
Sabe que soy una mujer casada.
Adamla 25 sene evli kalan sendin.
Tú eres la que siguió casada con ese tipo 25 años.
Daniel'le kısa süreli evliliğim Grayson'ların en gizli ve karanlık sırlarına vâkıf olmamı sağladı.
Mi corta vida de casada con Daniel me dio acceso a los secretos más profundos y oscuros de los Grayson.
Evlendi, üç çocuğu var.
Casada. Con tres hijos.
- O evli, dostum.
- ¿ Qué pasa con ella? - Ella está casada, hombre.
Ayrıca çoğu insan evli olduğu halde seks yapmıyor.
Y además hay mucha gente que está casada y no tienen sexo.
Sorun ne, Bayan Beaumont? Evli olduğumuzu unuttunuz mu?
¿ Qué sucede Sra. Beaumont, olvidó que estaba casada?
Ancak asla evlenmemiş.
Pero nunca casada.